1. Anasayfa
  2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4845 K: 2004/5394 T: 6.7.2004


Taşınmazın bir bütün olarak mera sayılan yerlerden olduğu ileri sürüldüğüne göre, kadastro çalışma alanı içinde kaldığı köy ile davacının bulunduğu köyün sınırında, parselin yer aldığı da gözetilerek, her iki köyün bu bölgeye ait kadim ve tahsisli mera kayıtlarının olup olmadığı uzman bilirkişiden sorularak, gerekçeli denetime açık rapor alınmalı, ilgili dava dosyalarının temini ve tetkiki ile belirlenecek duruma göre karar verilmelidir.

Ş. ile Hazine ve K: Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair D. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 2.12.2003 gün ve 69/148 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, dava dilekçesinde Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan 102 ada 29, 32, 33 ve 38 no’lu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

10.6.2003 günlü ara kararın 5. maddesi uyarınca davaya katılması istenen K Köyü muhtarı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, Teknik Bilirkişi A. ve arkadaşının dosyaya sunduğu 30.9.2003 günlü rapor ve krokisinde, 102 ada 29 no’lu parselden 2082 m2, aynı ada 38 no’lu parselden 1725 m2’lik taşınmaz bölümleri için tapu kayıtlarının kısmen, 32 no’lu parselin tapu kaydının tamamının iptaline ve bunlar açısından davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebebine dayalı olarak TMK: nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.

Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, temyize konu 102 ada 29 ve 32 no’lu parsellerle ilgili kabulüne karar verilen kısımlar için kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiği anlaşıldığına göre, aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan Hazinenin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile 102 ada 29 ve 102 ada 32 no’lu parsellerle ilgili kabulüne karar verilen hüküm bölümlerinin ONANMASINA,

Hazine temsilcisinin 102 ada 38 no’lu parselle ilgili temyiz itirazlarına gelince; Uyuşmazlık konusu 102 ada 38 no’lu parsel, 20.7.1993 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında “Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden olduğu, kültür arazisi olarak kullanılmayan yerlerden bulunduğu” gerekçesiyle ve ham toprak niteliğiyle Hazine adına senetsizden tespit edilmiştir.

Davaya ara kararıyla katılması sağlanan K: Köyü’nün gösterdiği tanıklar keşifte dinlenmiş olup, bu tanık beyanlarına ve 19.8.2003 günlü savunma dilekçesi kapsamına göre, 102 ada 38 nolu parselin köyün merası olduğu ileri sürülmüştür. 102 ada 38 parselin miktarı 54 hektar 1973 m2’dir. (541973 m2’dir) Taşınmazın bir bütün olarak mera sayılan yerlerden olduğu ileri sürüldüğüne göre, taşınmazların kadastro çalışma alanı içinde kaldığı K: Köyü ile davacının bulunduğu O Köyü’nün sınırında, parselin yer aldığı da gözetilerek, her iki köyün bu bölgeye ait kadim ve tahsisli mera kayıtlarının olup olmadığının Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, Tapu Sicil, Kadastro ve Özel İdare Müdürlüklerinden sorulması, varsa her iki köye ait bu kayıtlar getirtilerek dosya arasına konulması, bundan ayrı yine taşınmazların iki köyün hududunda yer almış bulunmaları nedeniyle her iki köyün bu yöreye ait birleşik paftasının temin edilerek dosya arasına konulması, 102 ada 38 no’lu parseli ve komşu parselleri bir bütün olarak gösterir paftanın fotokopisi veya ozaliti çektirilerek dosyaya eklenmesi, getirtilecek 102 ada 38 no’lu parselin paftasına göre, komşu parseller varsa bunlara ilişkin kadastro tutanak ve ekleri ile kadastro sırasında uygulanan tapu ve vergi kayıtları varsa bunlar da bulundukları yerlerden getirtilerek dosya içine konulması, ondan sonra yapılacak keşifte komşu parsellere ait kayıtlar ile her iki köye ait varsa tahsisli ve kadim mera kayıtlarının, birleşik paftanın teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar vasıtasıyla zemine uygulanması, mera savunması karşısında yerel bilirkişi ve tanıkların meradan yararı bulunmayan K: Köyü ile O. Köyü halkı dışında başka köyler halkı arasından seçilerek dinlenmesine çalışılması, bu konuda taraflara süre ve imkan tanınması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK: nun 258 ve 259.maddeleri gereğince keşifte dinlenmelerine çalışılması, taşınmazın ve istenen yerin kadim ve tahsisli mera kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı, komşu kayıtların taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, taşınmazın niteliğinin açık bir biçimde belirlenmesi, tahsisli veya kadim mera sayılan yerlerden olup olmadığının saptanması, dinlenecek uzman bilirkişi ziraat mühendisinden taşınmazın çevresiyle birlikte incelemesi yapılarak niteliğinin açıklığa kavuşturulması, bu konuda ziraat mühendisinden gerekçeli denetime açık rapor alınması gerekir.

Temyiz sırasında Dairece dosyanın eksikliğe gönderilmesi sonucu dosya arasına konulan D. Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 15.06.2004 gün ve 471 sayılı yazılarına göre, 102 ada 38 nolu parsel ifraz görmüş olup, 102 ada 45 ve 46 no’lu parsellere ayrıldığı, 45 no’lu parselin davada taraf durumunu almayan üçüncü şahıslar adına tapuda kayıtlı bulunduğu, 46 no’lu parselin ise; 481473 m2 olarak ham toprak niteliğiyle Hazine adına halen kayıtlı bulunduğu anlaşıldığına göre, 102 ada 38 no’lu parselin ifrazına esas olan hüküm dosyası veya ifraza neden olan kayıt ve belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, hüküm kurulurken bu hususların göz önünde bulundurulması, şayet 38 no’lu parsel hükmen ifraz edilmiş ise, 45 no’lu parselin tapu kaydının oluşumuna esas olan hüküm dosyasının temin edilerek dosyaya eklenmesi ve tüm delillerle birlikte değerlendirilmesinin gözetilmesi gerekmektedir. Kabul şekline göre de, ifraz sonucu oluşan 102 ada 46 no’lu parselin tapu kaydının iptal ve tesciline karar verilmesi gerekirken ifrazla ortadan kaldırılan 102 ada 38 sayılı parselin tapu kaydının iptaline karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

Tüm bunlardan ayrı davacı; uyuşmazlık konusu 102 ada 33 no’lu parselin de tapu kaydının iptali ile adına tescilini istediğine göre, bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir. Ara kararıyla davaya katılması sağlanan K: Köyü Tüzel Kişiliği kayıt maliki olmadığı kendilerine husumet düşmediği halde yargılama giderleriyle sorumlu tutulması da doğru değildir.

Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 38 no’lu parsel yönünden ve açıklanan nedenlerle HUMK: nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 2588 sayılı Kanun’la eklenen 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 6.7.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.