Dava konusu taşınmazın mera olduğu ileri sürülerek, davalı köy tüzel kişiliği tarafından davacının yararlanmasına karşı koyulduğu iddia edilen davada; uyuşmazlığın meraya ilişkin olduğu göz önüne alınarak, yerel bilirkişi ve tanıkların komşu köyler halkı arasından seçilip dinlenilmesi, bu nedenle taraflara tanık göstermek üzere imkan tanınması, mera tahsisinin olup olmadığının araştırılması gerekir.
Ö. ile O. Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki el atmanın önlenmesi davasının kabulüne dair S. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 16.7.2004 gün ve 118/145 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalı köy vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Davacı Ö. vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmaza davalı köy tüzel kişiliğinin mera olduğunun ileri sürerek vekil edeninin yararlanmasına karşı koyduğunu, el atmasının önlenilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı O. Köyü vekili, dava konusu taşınmazın vekil eden köye ait mera ve yaylak yeri olduğunu, S. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1990/23 esas, 1991/86 karar sayılı hükmü ile teslim edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 20 yıldan fazla süre ile zilyet olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Köy vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapusuz taşınmaza el atmanın önlenilmesi isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine göre davalı O. köyü ile davada taraf durumunu almayan Değirmendere Köyü sınırları arasında yer alan dava konusu taşınmazın tapusuz olduğu ve bu yerde kadastro çalışmalarının yapılmadığı belirlenmiştir. Yerel bilirkişi ve davacı tanıkları, dava konusu yerin davacı ve miras bırakanı tarafından 60 seneyi aşkın zamandan beri tarım arazisi olarak kullanıldığını bildirmişlerdir.
Mahkemece dava konusu yer üzerinde davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu, davalı köyün savunmasında ileri sürmüş olduğu esas numarası yazılı dosyada dava konusu edilen taşınmaz ile dava konusu taşınmazın aynı yer olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Savunmada ileri sürülen S. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1990/23 esas no’lu dava dosyasında; şimdiki davanın davalısı O. Köyü Tüzel Kişiliği’nin meraya el atmanın önlenilmesi amacıyla Değirmentaş Köyü tüzel kişiliği aleyhine açtığı davanın sonunda 1.9.1991 gün 23/86 sayılı kararla davanın kabulüne karar verildiği, davalı Köy Tüzel Kişiliği’nin temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nce onanarak karar düzeltme isteğine başvurulmaksızın kesinleşmiştir. Davacı Ö. davalı Köy lehine sonuçlanan davada taraf durumunu almamıştır. Diğer yönden teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen 22.6.2004 günlü rapor ve ekli krokide taşınmazların aynı olmadığı belirtilmiştir. Toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davanın kabulüne karar verilmesi doğru gözükmekte ise de, yapılan inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Dava dilekçesindeki açıklamalara göre dava konusu taşınmazın 3 sınırı mera ile çevrilidir.
Yerel bilirkişilerde taşınmazın kuzey ve batısında mera toprağının yer aldığını bildirmişlerdir.
Taşınmazın meraya sınır bulunduğu ve mera olduğu davalı Köy Tüzel Kişiliği tarafından savunulduğuna göre uyuşmazlığın meraya ilişkin bulunduğu göz önünde tutularak yerel bilirkişi ve tanıkların komşu köyler halkı arasından seçilip dinlenilmesi, bu nedenle davacı ve davalı Köy vekiline tanık göstermek üzere süre ve imkan tanınması, davalı köye ait tahsisli mera kaydının mevcut olup olmadığının Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü’nden sorulması, ondan sonra HUMK’nın 259. maddesi hükmü uyarınca taşınmaz başında keşif yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın davalı köye ait tahsisli meranın veya kadim meranın kapsamında kalıp kalmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi, savunmada ileri sürülen yukarıda esas numarası yazılı dosyadaki bilgilerin uyuşmazlığın çözümünde göz önünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Sonuç: Davalı Köy vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 8.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.