Boş arazi niteliğiyle tespit dışı bırakılan ancak daha önce sürülüp işlenmeye başlandığı ve üzerinde mera karakterli bitki ve otların bulunduğu uzman bilirkişi raporundan anlaşılan taşınmaza ilişkin tescil talebinin reddi gerekir.
Fatma ve müdahil davacı Muhsin ve müşterekleri ile Hazine ve H. Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının reddine dair S. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 23.12.2004 gün ve 86/135 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı Fatma tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı, mirasen intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak tespit dışı bırakılan yaklaşık 15 dönüm miktarındaki taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, taşınmazın mera niteliğinde olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuş ve taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, 20.12.2004 tarihli bilirkişi krokisinde A harfi ile gösterilen 15.200 m2 yüzölçümündeki taşınmazın mera niteliğinde sınırlandırılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece taktir edilerek karar verildiğine, 1978 yılında hali boş arazi niteliğiyle tespit dışı bırakılan tescil konusu taşınmazın 8-9 yıl önce sürülüp işlenmeye başlandığı ve üzerinde mera karakterli bitki ve otların bulunduğu 14.12.2004 tarihli üç kişilik ziraatçi uzman bilirkişi raporunda açıklandığına ve bu belirlemeye ters düşen yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemeyeceğine göre, yazılı şekilde davanın reddiyle taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sonuç: Davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 22.4.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.