1. Anasayfa
  2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/2645 K: 2005/3341 T: 28.4.2005


Paftaya göre, çevresinde fundalık alanlar bulunduğu anlaşılan tescil konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi, ayrıca güneyinde yer alan parsele uygulanan vergi kaydının dava konusu taşınmaz yönünü mera olarak gösterdiğine göre, davacı ile vergi kayıt malikleri arasında halefiyet bağının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulmasından sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekir.

Mehmet ile Hazine ve Doğanlıkarahasan Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair P. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 20.10.2004 gün ve 654/1213 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, 30 seneyi aşkın kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle kadastroca tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, tescil konusu taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılamayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, 16.6.2004 günlü krokide belirtilen 15916,22 m2 yerin susuz tarla niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu taşınmaz 1967 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık ve kayalık niteliğiyle tespit dışı bırakılmıştır. Paftaya göre, taşınmazın çevresi fundalık ve taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakılan yerlerle çevrilidir. Yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu yerin davacı tarafından imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirildiğini, bu olgunun tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarrufta bulunduğunu, ziraatçı uzman bilirkişi 14.6.2004 günlü raporunda; dava konusu taşınmazın kültür arazisi olduğunu açıklaması üzerine mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre aşağıda belirtilen hususlar dışında davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır.

Paftaya göre, dava konusu taşınmazın çevresinde fundalık alanlar bulunmaktadır. Bu açıklamalar gözönünde tutularak tescil konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi, ayrıca güneyinde yer alan 408 parsele uygulanan 1938 tarih 143 tahrir numaralı vergi kaydı dava konusu taşınmaz yönünü mera olarak gösterdiğine göre, davacı ile vergi kayıt malikleri arasında halefiyet bağının bulunup bulunmadığının araştırılıp belirlenmesi, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir.

Sonuç: Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK: nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.4.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.