1. Anasayfa
  2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2010/3612 K: 2011/1146 T: 03.03.2011


İki tarafı ilgilendiren ayni haklara ilişkin uyuşmazlıklarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uygulanmaz. Çözümlenmesi gereken sorun, ortak sınırın belirlenmesi ve buna göre uyuşmazlığın sonuçlandırılması hususu olup, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/1. fıkrası uyarınca olayın yerel bilirkişi ve tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür.

Mahkemece, uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince çözümlenmesi gereken hususlardan olduğunu gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.

Mahkemece, uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca çözümlenmesi gereken hataların düzeltilmesine ilişkin bulunduğunu, görevin Kadastro Müdürlüğüne ait olduğunu gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Dava dilekçesinin kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı açıkça kendisine ait 107 ada 8 sayılı parselle birlikte kullandığı taşınmazın bir kısmının kadastro çalışmaları sırasında davalıya ait aynı ada 7 sayılı parselle birlikte tespit edildiğini, miktarının yaklaşık 150-200 m2 olduğunu açıklamak suretiyle iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Görüldüğü gibi, istek aynı hak yani mülkiyet uyuşmazlığına ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41/1. fıkra ve maddesinde; “kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerde geometrik durumları kesinleşmiş olun taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce re’sen düzeltilir” denilmektedir. O halde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi; yalnızca taraflar arasında uyuşmazlık doğurmayan hataların düzeltilmesine yöneliktir. Davacıyla davalı arasında mülkiyet uyuşmazlığı doğduğu dava dilekçesi ve dosya kapsamıyla sabittir. Çözümlenmesi gereken sorun, ortak sınırın belirlenmesi ve buna göre uyuşmazlığın sonuçlandırılması hususu olup, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/1. fıkrası uyarınca olayın yerel bilirkişi ve tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Olayın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesiyle bir ilgisi bulunmamaktadır. İki tarafı ilgilendiren aynı hakka ilişkin uyuşmazlıklarda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uygulanmaz.

Şu halde mahkemece yapılacak iş; iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, keşfin yapılması, keşif sonucu elde edilecek delillerde göz önünde tutularak işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken hiçbir araştırma, inceleme ve keşif yapılmadan yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.