Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/1-655 K: 1997/1003 T: 3.12.1997

İdari mercilerin, kamulaştırma ile kamu malı niteliğini kazanan bir taşınmazı, imar uygulamasına tabi tutarak özel mülkiyete dönüştürme yetkileri bulunmadığından, bu yolla yapılan tescil, yolsuz tescil hükmündedir.

Taraflar arasındaki “tapu iptali, tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.6.1996 gün ve 1994/311 E- 1996/368 K: sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 17.12.1996 gün ve 1996/13737-15299 sayılı ilamı ile; (… Davacı idare, 1061 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davalı adına kayıtlı iken, 1979 yılında kamulaştırıldığını, kamulaştırmanın kesinleştiğini, davalılar tarafından açılan kamulaştırma bedelinin arttırılması davasının dahi sonuçlandığını, buna karşın imar uygulaması ile şuyulandırma sırasında 2962 ada 5 parselin 1/2 payının yine davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek iptal istemiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, istek yolsuz tescilin iptaline ilişkindir. Davalılara ait payın kamulaştırıldığı dosya içindeki belgelerden anlaşıldığı gibi, yanların ve mahkemenin de kabulündedir. Nitekim bu hususta açtıkları kamulaştırma bedelinin arttırılması davası da sonuçlanmıştır. Bu itibarla kamulaştırma ile mülkiyetin davacı belediyeye geçtiğinin kabulü zorunludur. Kamulaştırma ile kamu malı niteliğini kazanan bir taşınmazı imar uygulamasına tabi tutarak özel mülkiyete dönüştürmeye idari mercilerin yetkileri yoktur. Başka bir anlatımla yasadan kaynaklanan bir yetkileri bulunmayan konularda aldıkları karar yok hükmünde olup, buna dayanılarak yapılan tescil de yolsuz tescil niteliğindedir. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, olaya uygulanma imkanı bulunmayan 2942 sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşulların oluşmadığından bahisle davanın reddedilmesi doğru değildir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA) 3.12.1997 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın