1. Anasayfa
  2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1998/14-524 K: 1998/560 T: 1.7.1998


Islah imar planı yapılmış ve Hazine’ye ait taşınmaz imar uygulaması sonucu müstakil imar parsellerine bölünerek tapuya işlenmiş ise, tapu tahsis belgesine dayanarak tescil talep edilebilir.

Taraflar arasındaki “tapu iptal-tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ş. Asliye 4. Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 3/6/1997 gün ve 1997/249-561 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 7/11/1997 gün ve 1997/6276-7815 sayılı İlamı ilE: (… Dava, 2981-3290 sayılı İmar Islah Yasası’nın uygulanması sırasında verilen tapu tahsis belgesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup mahkemece verilen tapu tahsis belgesinin davacı bakımından idareyi tescile zorlayıcı bir belge olarak görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.

Gerçekte tapu tahsis belgesi münhasıran davacıya tapu iptali ve tescil isteme yönünden bir hak vermez ise de, 2981-3290 sayılı Yasa’nın 9-10 maddeleri uyarınca ıslah imar planı yapılmış ve Hazine’ye ait taşınmaz imar görerek müstakil imar planı yapılmış ve Hazine’ye ait işlenmiş ise ifa olanağı doğacağından davacı şahsi hak doğuran bu tapu tahsis belgesine dayanarak adına tescilini isteyebilir. K: Belediyesi’nin 27/5/1997 tarihli cevabi yazısı ile Kağıthane Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 23/5/1997 tarih ve 374 sayılı cevabi yazısında dava konusu edilen 28 pafta 2633 parseldeki imar ıslah planı çalışması sonucu muhtelif parsellere ayrılıp tapuya da işlendiği bildirilmiş olmakla dosyaya gelen diğer belgelerle birlikte uzman bilirkişi aracılığı ile yerinde keşif yapılıp, davacının tapu tahsis belgesinin hangi imar parseline uyduğu belirlendikten sonra diğer şartları da yerine getirilmiş ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı nedenle red kararı verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK: nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.7.1998 gününde, oybirliği ile karar verildi