Kamulaştırma bedelinin tespitinde etkisi olan tüm unsurlar gerekçeleri ile ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları da gösterilmek suretiyle kamulaştırma bedeli saptanmalıdır. Dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmazların ayrı ayrı incelenmesi neticesi aradaki farklılıkları, üstün ve eksik yönleri tek tek tespit edilmeli, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu gerekçeleriyle saptanmalı ve bu suretle yapılacak karşılaştırma neticesi dava konusu taşınmazın değeri belirlenmelidir.
DAVA: Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin arttırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.6.1999 gün ve 1998/1403 E- 1999/422 K: sayılı kararın incelenmesi davalı Belediye tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 22.10.1999 gün ve 1999/12611-12960 sayılı ilamı ile; (…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak; Bilirkişi raporlarında somut emsal alınan 1 ve 2. sıradaki emsallerin dava konusu emsalle çok yakın ve karşı sırada yer alması ile yakın vasıflara sahip olması gözönüne alınarak dava konusu parselin emsallerine göre avantaj ve dezavantajları, şehrin iskan açısından en gelişmiş bir bölgede yer alması, kamulaştırma tarihindeki piyasa alım-satım rayiçleri gözönüne alınarak bir m2 arsanın 24.000.000 TL. olduğu belirtilmiştir.
Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları gereğince bedelin tesbitinde etkisi olan tüm unsurlar gerekçeleri ile ve değere katkı oranlan ayrı ayrı belirlenip dayanakları da gösterilmek suretiyle kamulaştırma bedeli saptanmalıdır. Dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmazların ayrı ayrı incelenmesi neticesi aradaki farklılıkları, üstün ve eksik yönleri tek tek tesbit edilmeli, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu gerekçeleriyle saptanmalı ve bu suretle yapılacak karşılaştırma neticesi dava konusu taşınmazın değeri belirlenmelidir. Bu hususa uyulmadan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
K: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hükme etkili itirazların Yargıtay 18. Dairesinin 22.10.1999 gün ve 1999/12611-12960 sayılı ilamında ayrı ayrı ele alınıp cevaplandırılmış bulunmasına ve özellikle mahkemenin direnme kararında emsal alınan dosyalara ilişkin kararlarının Özel Dairece karar düzeltme aşamasında aynı nedenlerle bozulmuş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 29.3.2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.