Tapulama çalışmalarının hangi tarihte yapıldığının, dava konusu taşınmazın hangi nedenle tesbit dışı bırakıldığının adı geçen müdürlükten araştırılması gerektiği gibi, davaya konu taşınmazın bitişiğindeki özel mülkiyete konu parsellerin davalı taşınmazı ne olarak sınır gösterdiğinin tesbiti gerekir.
Taraflar arasındaki “tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; G. Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 25.9.1997 gün ve 1996/871 – 1997/584 K: sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.4.1998 gün ve 1997/8433 – 1998/4423 sayılı ilamı;
(… Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri kısmen yerine getirilmiştir. Bozma ilamında tespit konusu taşınmazın hangi tarihte ve hangi nedenle tespit dışı bırakıldığının araştırılması gereğine işaret edildiği halde mahkemece bu yönler yerine getirilmemiştir. Önceki bozmada değinilen hususların öncelikle yerine getirtilmesi, tüm araştırma ve incelemeler eksiksiz olarak yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Hazinenin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tescili istemine ilişkindir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık Özel Daire’nin ilk bozma kararı gereğinin tam olarak yerine getirilip getirilmediği noktasındadır.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince, davaya konu taşınmazın hangi nedenle tespit dışı bırakıldığının gerekirse pafta üzerinden inceleme yapılmak suretiyle bildirilmesi için Kadastro Müdürlüğüne yazdığı yazıya verilen cevapta bu konuda bir belgeye rastlanmadığı bildirilmiştir. Halbuki tapulama çalışmalarının tamamlanmasından sonra tutanak ve paftalar Tapu Sicil Müdürlüğüne devredileceğinden bu hususun uyulan bozma kararında belirtildiği gibi tapulama çalışmalarının hangi tarihte yapıldığının, dava konusu taşınmazın hangi nedenle tespit dışı bırakıldığının adı geçen müdürlükten araştırılması gerektiği gibi, davaya konu taşınmazın bitişiğindeki özel mülkiyete konu parsellerin tapulama tutanakları ve varsa tespit dayanağı belgelerin getirtilerek davalı taşınmazı ne olarak sınır gösterdiğinin tespitinden sonra varılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekeceğine göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 4.10.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.