1. Anasayfa
  2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/1-608 K: 2003/665 T.12.11.2003


Somut olayda istek sadece, orman kadastro komisyonunca hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan dava konusu taşınmazın, davalıya ait tapusunun iptali ile hazine adına tesciline ilişkin olduğu için isteğin aşılması suretiyle taşınmazın tapu kaydı üzerindeki “6831 sayılı yasanın 2/b maddesi uyarınca orman dışına çıkarılmıştır” şerhinin silinmesine karar verilmesi, yasaya aykırıdır.

Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; G. 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 3.5.2002 gün ve 624-247 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 3.10.2002 gün ve 9139-10508 sayılı ilamı ile, (…Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,

Ancak, bir talep ve dava olmaksızın çekişme konusu taşınmaz kaydı üzerinde mevcut “6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan sahada kalmaktadır” şerhinin silinmesine karar verilmesi doğru değildir. Bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı Orman Bakanlığı ve Hazine vekilleri, davaya konu taşınmazın orman sınırları içinde kalan yerlerden iken 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman Kadastro Komisyonunca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını, orman sınırları içinde kalan yerlere ait tapuların hukuki değeri bulunmadığından Komisyonca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan dava konusu taşınmazın davalıya ait tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı davanın reddini savunmuş, yerel mahkemece davanın reddine, taşınmazın tapu kaydı üzerindeki “6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır” şerhinin silinmesine karar verilmiş hüküm Özel Dairece yukarda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.

Mahallinde yapılan keşif sonucunda Orman Yüksek Mühendisi Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davaya konu taşınmazın 3116 sayılı Orman Yasası gereği 1948 yılında yapılan ilk orman tahdit çalışmasında “Piyamlar Bayırı-Akçay Devlet Ormanı” sınırları içinde kaldığı; 3116 sayılı Yasanın 1951 yılında çıkan 5653 sayılı Yasa ile değişik 1/e maddesi gereği yapılan Maki tefrik çalışmaları sonucunda orman dışına çıkarılan Maki” sahası içinde kaldığı, 1987-1991 yılları arasında yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamalarında maki tefrik çalışmaları dikkate alınmadığı için uygulamanın yanlış yapıldığı vurgulanmıştır.

Harita Mühendisi Bilirkişi taşınmazın tamamının Hazine adına 2/B maddesi çalışmaları sonucu çıkarıldığını bildirmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davaya konu taşınmazın 1951 yılında maki olarak ayrılan sahada kaldığı, bu durum 1744 sayılı Yasa uyarınca 1987-1991 yılları arasında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmaları sırasında dikkate alınmadığı için Hazine adına orman dışına çıkartıldığı, mülkiyetin davalıya ait olduğu konusunda yerel mahkeme ile Özel Daire arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı tarafından açılmış bir dava olmadığı halde taşınmazın tapu kaydı üzerindeki “6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkartılmıştır” şerhinin silinmesine karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

HUMK.nun 74. maddesi aynen “…Kanunu Medeni ile muayyen olan hükümler mahfuz olmak üzere hakim her iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Tahakkuk edecek hale göre talepten noksan ile hüküm caizdir…” hükmünü içermektedir. Anılan maddeye göre hakim, tarafların iddia ve savunmaları ile bağlıdır. Talepten fazlaya veya istekten başka bir şeye karar veremez. Ancak, inceleme sonucu ortaya çıkan duruma göre talepten daha azına karar vermesi mümkündür.

Somut olayda istek sadece, Orman Kadastro Komisyonunca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan dava konusu taşınmazın, davalıya ait tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline ilişkin olduğu için isteğin aşılması suretiyle taşınmazın tapu kaydı üzerindeki “6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılmıştır” Şerhinin silinmesine karar verilmesi, HUMK.nun 74. maddesine aykırıdır. Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemece, Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2003 gününde bozmada oybirliği sebebinde oyçokluğu ile karar verildi.

Karşı Oy: Davacı Orman Bakanlığı ve Hazine vekili 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uygulaması sonucu dava konusu taşınmazın Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığını, davalı adına olan tapunun iptali ile Hazine adına tescilini istemiş, Mahkemece davanın reddine, tapu kaydındaki “6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına çıkarılmıştır” şerhinin silinmesine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine, yüksek Özel Daire, “dosya içeriğine göre davacıların temyiz itirazlarının reddine, ancak kayıttaki şerhin silinmesi konusunda dava bulunmadığı halde şerhin kaldırılmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle hükmü bozmuş, yerel mahkeme direnme kararı vermiştir.

Yüksek kurulun önüne gelen uyuşmazlık, dava ve talep olmadığı halde tapu kaydındaki şerhin silinip silinmeyeceği noktasında olmakla birlikte esas uyuşmazlık, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uygulanması sırasında orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin tapuda malik gözüken kişiler adına mı yoksa Hazine adına mı çıkartılacağı noktasında toplanmaktadır.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 14.8.1948 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 1952 yılında 5653 sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayırma işlemi olduğu gibi, daha sonra 5.7.1991 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.

Dosya kapsamından, yörede 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosundan sonra tahdit sınırları içinde kalan ormanın Haziran 1949 tarih 69 numarada Hazine adına tapuya tescil edildiği, daha sonra bu orman tapusu revizyon gösterilerek tespitleri yapılan parsellere itiraz edildiği ve Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 9.5.1957 tarih 1957/395 – 85 sayılı kararı ile davanın reddine ve bu taşınmazların tümünün orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilip kesinleşmesi üzerine 27.8.1957 tarih 592 Yevmiye ile orman olarak Hazine adına tescil edildiği, 1989 yılında çekişmeli taşınmazların da içinde bulunduğu 27 adet orman ve tarla nitelikli taşınmazların birleştirilerek 1059 parsel numarası ile Hazine adına tescil edilmesinden sonra 1059 numaralı parselin 530 adet parsele ifraz edilerek bu parsellerin kamulaştırma Yasasının 30. maddesi uyarınca Hazine tarafından Dilovası Belediyesine devredildiği, çekişmeli parsellerin kişiler tarafından Dilovası Belediyesinden satın alındığı anlaşılmaktadır.

Açıklanana şu duruma ve dosyadaki delillere göre, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 5653 sayılı Yasaya göre makiye ayırma çalışması 1951 yılında yapılmıştır. Çekişmeli parselin de içinde bulunduğu geniş arazi bölümü kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde ve tapulu Devlet Ormanı olduğu, makiye ayırma işleminin yapıldığı 1951 yılından sonra 1957 yılında hükmen saptanmıştır. Bu durumda hükmen orman olduğu 1957 yılında belirlenen taşınmazlar hakkındaki daha önce yapılan makiye ayırma işleminin yasal değeri kalmamıştır. Bu nedenle, mahkeme kararı ile hükmen orman olduğu saptanan taşınmazla ilgili olarak daha sonra 3302 sayılı Yasaya göre yapılıp 5.7.1991 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması çalışması sonucunda yasa gereği Hazine adına orman sınırı dışına çıkarma işlemi geçerli olacağından davaya konu parselin, tapu kaydının beyanlar hanesine konulan “2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman dışına çıkartılmıştır” şeklindeki şerhin yasal dayanağı bulunduğundan Hazine davasının bu nedenle kabul edilmesi gerekirdi. Ayrıca, 22.3.1996 gün, 1993/5-1 sayılı YİBBGK. kurulu kararı ile 5653 sayılı Yasaya göre, makiye ayrılan taşınmaz hakkında özel yasalara göre oluşturulan tapulara değer verileceği kabul edilmiş olup, somut olayda davacı kişinin YİBBGK. kararının öngördüğü yolla oluşan bir tapu kaydı da bulunmamaktadır. Yorum yoluyla içtihadı birleştirme kararı genişletilerek makiye ayrılan alanlarda özel yasalar gereğince oluşturulan tapular dışındaki yolla oluşan tapulara değer verilmesi kabul edilemez. Bu gerekçelerle mahkeme hükmünün bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.