1. Anasayfa
  2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/586 K: 2005/608 T: 25.10.2005


Arzın bütünleyici parçası olan taşkın yapı üzerinde davalı dışındaki paydaşların da payları oranında mülkiyet hakları bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken, 10 parselin davalı dışındaki maliklerinin de davaya katılmaların sağlamaktır. Açıklanan nedenle usul ve yasaya aykırı olan direnme kararı bozulmalıdır.

Taraflar arasındaki “Müdahalenin Önlenmesi ve Yıkım” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar Asliye 4. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.12.2003 gün ve 955-1137 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 28.9.2004 gün ve 37S7-6311 sayılı ilamı ile; (…Davada, mülkiyeti dava dışı Hazineye ait olan ve yararlanması davacı üniversiteye bırakılan 914 ada 11 parsel sayılı taşınmaza davalı elatmasının yıkım suretiyle önlenmesi istenmiştir.

Uyuşmazlık, 30.5.2003 tarihli krokide sarı ile boyanan 6.16 metrekare yüzölçümlü taşkın bölüme ilişkin olup mahkemece istem hüküm altına alınmış, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Taşkın bölümünün yıkımı hüküm altına alınan bina 914 ada 10 parsel üzerine yapılmıştır. Tapu kaydına göre, 10 parselde davalı Recep Kış dışında başkaları da paydaştır. Diğer bir anlatımla 10 parsel, paylı mülkiyet hükümlerine tabidir. Paylı mülkiyet rejimine tabi taşınmazda tüm paydaşlar arasında payları karşılığı intifalarına bırakılan kesimleri belirleyen kullanmaya ilişkin geçerliği tartışılamayacağı bağlayıcı bir anlaşmanın varlığı ileri sürülmediğinden, arzın mütemmim cüzi olan yapıda paydaşların taşınmazdaki payları oranında mülkiyet haklarının bulunduğunun kabulü zorunludur. Hal böyle olunca davanın 10 parselin davalı dışındaki maliklerine de yöneltilip katılmaları sağlandıktan sonra çözümü gerekirken, eksik taraf teşkili ile sonuçlandırılması doğru olmamıştır. Karar bu nedenle bozulmalıdır…) Gerekçesiyle bozularak dosya yerine çeri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir. A- Davacının isteminin özeti: Davacı vekilleri, dava konusu taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı olup davacı üniversiteye tahsis edildiğini ancak komşu parselin hissedarlarından olan davalının, dava konusu taşınmaza inşaat yapmak suretiyle tecavüz ettiğini ileri sürerek müdahalenin men’ine, muhtesatın kal’ine karar verilmesini talep etmiştir.

B- Davalının esvabının özeti: Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

C- Yerel Mahkemenin Kararının Özeti: Yerel Mahkemece, davalıya ait binanın davacıya tahsis edilen 11 nolu parsele tecavüzlü bulunduğunun anlaşıldığı, Türk Medeni Kanununun 683 ve 722. maddeleri uyarınca, davalının haksız müdahalesinin yıkım suretiyle önlenebileceği gerekçesiyle “davanın kabulüne” karar verilmiştir.

D- Temyiz Evresi, Bozma ve Direnme; Hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmuş; yerel mahkemece “Türk Medeni Kanununun 722/son ve 725/2. maddelerinden, kendi malzemesi ile taşkın-yapıyı yapan kimseye karşı arazi malikinin yapının sökülüp kaldırılmasını isteyebileceği anlaşılmaktadır. Davalı yapı maliki taşırılan davacıya ait taşınmaz üzerinde bir irtifak hakkına sahip olmadığına ve iyi niyetli bulunmadığına göre bozma kararı yerinde değildir.” gerekçesi ile kararında direnmiştir.

E- Maddi Olay: Dava konusu 11 parsel, tapuda dava dışı Hazine adına kayıtlı olup davacı üniversiteye tahsis edilmiştir. Parsele taşan bina ise 10 parselin paydaşlarından davalı tarafından kullanılmaktadır.

F- Gerekçe; Türk Medeni Kanunu’nun 688. maddesine göre; paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olup, paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malikin hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Kural olarak bir şeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarının da malikidir. Bununla birlikte paydaşlar, kendi aralarında oybirliği ile anlaşarak yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda kanun hükümlerinden farklı bir düzenleme yapabilirler.

Somut olayda, davacıya tahsis edile 11 parsele taşan yapı. 10 parselin paydaşlarından olan davalı tarafından kullanılmakla birlikte 10 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyet hükümlerine tabi olup tüm paydaşlar arasında kullanıma ilişkin geçerli bir taksim sözleşmesinin yapıldığı ileri sürülmemiştir.

O halde arzın bütünleyici parçası olan taşkın yapı üzerinde davalı dışındaki paydaşların da payları oranında mülkiyet hakları bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken, 10 parselin davalı dışındaki maliklerinin de davaya katılmaların sağlamaktır. Açıklanan nedenle usul ve yasaya aykırı olan direnme kararı bozulmalıdır.