Son Yazılar

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/15581 K: 1995/17591 T: 29.12.1995

2981 sayılı Kanun'un 9/b maddesi uyarınca yapılan arsa tahsis işlemi idari karara dayalı bir tahsis işlemi olmayıp, özel kanundan doğan yetkiler kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen bir satış işlemi olduğundan uyuşmazlığın, idari yargı yerinde değil, genel hükümlere göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Tahsisin 400 metrekareyi aşan kısmının imar planına göre başka türlü değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılarak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1996/11316 K: 1996/13308 T: 31.10.1996

Mahkeme, kendiliğinden 2/B Uygulaması yapamayacağı gibi, taşınmazı bu madde kapsamında kabul ederek hüküm kurması da mümkün değildir. Buna göre; orman niteliğini yitirmiş olduğu, halen üzerinde meşe toplulukları bulunan, amenajman planlarında orman toprağı sayılıp ağaçlandırılmış taşınmazda, özel mülk iddiasıyla açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1990/11770 K: 1990/29140 T: 30.10.1990

Kamulaştırma Kanunu'nun 8. maddesinde belirtilen satın alma usulü ile kamulaştırmadan söz edilebilmesi için kamulaştırma kararının alınmasından sonra idare kendi ihale komisyonu yoksa bu amaçla kuracağı komisyon aracılığıyla bedeli tespit ettirmesi ve mal sahibi ile bu bedelde açıkça anlaşması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1992/817 K: 1992/1331 T: 12.3.1992 

İrtifak hakkı kurulması için yapılan kamulaştırmalarda kamulaştırma bedeli mülkiyetin kamulaştırılması için tespit edilecek olan bedelden fazla olamaz. Faiz, kamulaştırmadan evvelki el atma tarihinden itibaren hesaplanamaz. Kamulaştırmadan önceki dönem için ancak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istenebilir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1994/3927 K: 1994/4201 T: 11.4.1994

Şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz mal 2886 sayılı Yasanın 45. maddesi uyarınca, açık teklif sureti ile ihaleye çıkarıldığı ve yapılan ihale sonunda payın davalıda ihale suretiyle kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda şufa hakkının kullanılması için satışın öğrenilmesi yeterlidir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1996/2772 K: 1996/12056 T: 18.10.1996

Dava¸ hem genel arazi kadastro tespitine ve hem de orman kadastro komisyonu tarafından gerçekleştirilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz davası olduğu takdirde, uyuşmazlığın çözümü için; öncelikle çekişmeli yerin evvelce yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde kalıp kalmadığının, 683l sayılı orman kanununun 2/B maddesinde yazılı nitelikleri taşıyan ve orman kadastro komisyonu tarafından orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olup, olmadığının belirlenmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/9684 K: 2005/9953 T: 27.9.2005

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasıdır. Davalı idare tarafından el atılarak yol haline getirilen bölümler kamuya tahsis edilebilecek yol niteliğinde olmayıp özel yol olarak kullanıldığından davacılar üzerinde bu bölümlere ilişkin tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tescil edilmesi gerekirken, yol olarak tapudan terkinine karar verilmesi, isabetsizdir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1992/98 K: 1992/603 T: 17.2.1992

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan bu gibi taşınmazların çevresinde turistik tesislerin, kooperatif evlerinin ve diğer sosyal ve ekonomik faaliyetlere konu tesislerin bulunması onun arsa niteliğini kazanmasına yeterli olmayıp, bu gibi yerlerin ayrıca imar planı ile iskan sahası olarak ayrılan yerlerden bulunması ya da konut, turistik, sınai tesis yapılmak amacıyla parsellenen ve tapuya bu yolda şerh verilen arazi parçalarından bulunması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2005/9709 K: 2006/833 T: 13.2.2006

Dava, kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili talebine ilişkindir. Bu nevi davalarda tescile karar verilebilmesi için kamulaştırma evrakının taşınmaz sahiplerine usulüne uygun tebliğ edilmiş ve bu tebliğ üzerine idari ve adli yargıya başvurulmamış veya bu konuda açılan davaların kesin olarak sonuçlanmasına rağmen ferağ verilmemiş olması gerekir. Usule uygun tebligat yapılıp yapılmadığı araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2000/19690 K: 2001/654 T: 22.1.2001

1- Davaya konu taşınmazdan tahliye kanalı geçirilmek üzere kısmi olarak kamulaştırılmıştır. Arta kalan kesimde ise değer artışı olacağından toplam kamulaştırma bedelinin yarısını geçmemek üzere indirileceğinden bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan hüküm kurulması; 2- Dava konusu taşınmaz üzerinde kamulaştırılmadan önce T: E: K, lehine irtifak hakkı mevcuttur. Bu nedenle taşınmazın değerine etkisi konusunda da bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı ve toplam kamulaştırma bedelindenin indirilmesinin düşünülmemesi de; Doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/19126 K: 2002/22601 T: 17.12.2002

Kamulaştırılan taşınmazın iadesine karar verilebilmesi için, kamulaştırmayı yapan idarece kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmamış olması ve taşınmazın olduğu gibi bırakılması gerekir. Aynı kamulaştırma kararı ile aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz birlikte kamulaştırıldığında bu taşınmazların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek yukarıda açıklanan süre, bedeli en son kesinleşen taşınmaza göre belirlenir. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2006/4868 K: 2006/7597 T: 20.6.2006

Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili talebine ilişkin davada, münavebe ürünü olarak alınan buğday, nohut ve korunganın üretim masraflarının İl Tarım Müdürlüğünden gelen resmi verilerdeki miktarların altında alınmak suretiyle fazla bedel tespiti doğru olmamıştır. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2008/7975 K: 2008/10058 T: 17.7.2008

Dava, kamulaştırılan taşınmaz bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol alarak terkini istemine ilişkindir. Acele kamulaştırma nedeniyle verilen el koyma kararları, hukuk tekniği itibariyle, değer tespiti mahiyetindedir. Fındıklık niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma bedelinin gelir metoduna göre tespiti gerekir. Devamını Oku