Son Yazılar

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1997/5980 K: 1997/7300 T: 9.7.1997

Anagayrimenkulün ortak yerlerinin düzgün veya bunların kullanımının daha rahat ve kolay bir hale konulmasına veya bu yerlerden elde edilecek faydanın çoğalmasına yarayacak bütün yenilik ve ilaveler kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile verecekleri karar ile olur. Ancak, proje veya yerleşim planı ile özel bir amaca özgülenmiş ortak yerlerde bu kural uygulanamaz. Ayrıca, yeni oluşturulacak kullanım, bağımsız bölüm maliklerinden herhangi birinin kendi bağımsız bölümünden yararlanmasına engel teşkil etmemelidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/4186 K: 2017/8231 T: 8.11.2017

5403 Sayılı Kanun'un 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 Sayılı Kanun'un 4. maddesiyle yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz" şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir. Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklandığından usuli kazanılmış hak da oluşturmaz. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/9514 K: 2017/1958 T: 14.3.2017

Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde davaya konu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2015/13068 K: 2015/15059

Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde yapı vb. gibi unsurlar Türk Medeni Kanununun 684. maddesi uyarınca arzın (arsanın) bütünleyici parçaları sayıldığından ve arza malik olan onun bütünleyici parçalarına da malik olacağından bunlarında arzla birlikte satışına karar verilecektir. Ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa, bu hususta tüm paydaşların anlaşıyorlarsa veya dosya içeriğinden bilgi ve belgeler ile bu husus belirlenebiliyorsa, yine taraflarca açılmış ve kesinleşmiş muhtesatın aidiyeti davası sonucu kesinleşmiş mahkeme kararı varsa, arz ve muhtesatın değerlerine göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2014/18684 K: 2014/17584

Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde yapı vs. gibi muhtesat Türk Medeni Kanunu'nun 684. maddesi uyarınca arzın bütünleyici parçaları sayıldığından arz ile birlikte satışına karar verilir. Fakat bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa öncesi itibarıyla tapu kaydından veya paydaşlardan birine ait olduğu sonucuna varılabiliyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2014/9200 K: 2014/15083

Kat Mülkiyeti Yasası'nın 10. maddesi hükmüne göre, kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında, ortak maliklerden birinin yargılamanın herhangi bir aşamasında paylaşmanın kat mülkiyeti kurulması yoluyla yapılmasını istemesi durumunda hakim, Kat Mülkiyeti Yasası'ndaki yasal koşulların oluşması halinde ve 12. maddedeki belgeleri de tamamlattırıp taşınmaz mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar vermelidir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/6-558 K: 2014/382 T: 19.3.2014

Ortaklığın giderilmesi davalarında da taraf teşkilinin sağlanması, savunma hakkının kısıtlanmaması açısından gereklidir. Ortaklığın giderilmesi davalarında da verilen karar tüm tapu paydaşlarını etkileyeceğinden ve paydaşların tamamı açısından tapu değişikliği sonucu doğuracağından, tapu paydaşlarının tamamının, paydaş görünen kişiler ölmüş iseler onların mirasçılarının da taraf olarak gösterilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/8778 K: 2014/13158 K.

Taşınmazın iki parçaya ayrılmak suretiyle aynen taksimine karar verilmiş ise de taksim projesi onay makamına gönderilmek suretiyle görüş alınmamıştır. Ayrıca, miras yoluyla ortak murislerinden intikal eden taşınmazların taksimi hususunda taraflarca bir anlaşma sağlanıp sağlanamayacağı, anlaşma sağlanamaması halinde kura çekileceği gözetilmeksizin payların taşınmazların değerine göre re'sen özgülenmesi de doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Devamını Oku

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2016/28894 K: 2018/2496 T: 14.3.2018

TMK'nun 733/1. maddesine göre; cebri artırmayla satışlarda ön alım hakkı kullanılamaz. Somut olayda, önalım davası ortaklığın giderilmesine dair kararın kesinleşmesinden sonra açılmış olup, anılan davada henüz tapuda iptal ve tescile dair herhangi bir hüküm verilmediğinden ve dolayısıyla önalım hakkı cebri icrayı engellemeyeceğinden, mahkemece satış işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesi yerinde değildir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/6-2408 K: 2016/797 T: 15.6.2016

Ortaklığın giderilmesi davalarında görevli mahkemeyi belirleyen kanun koyucu, paydaşlıktan çıkarma davalarında görev konusunda bir düzenleme getirmemiştir. Ancak, uyuşmazlığın çözümü için izlenecek yol ve yapılacak araştırma, hakkın ve taşınmazın paylaştırılması ve satış aşamaları açısından benzerlikler taşımakta olduğuna göre daha kapsamlı olan ortaklığın giderilmesi davalarında görevli olan sulh hukuk mahkemesinin, daha dar kapsamlı olan paydaşın ortaklıktan çıkarılması davasında da görevli olması gereklidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/11737 K: 2013/12157 T: 26.9.2013

Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine dair davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhtesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde eğer bunların değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa olay bir hadise olarak, sulh mahkemesinde çözümlenir. Aksi halde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere H.U.M.K.nun 567. maddesi hükmü uyarınca on (10) günlük yasal süre verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2019/2067 K: 2019/4067 T: 17/06/2019

Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2012/18106 K: 2013/1002 T: 28.1.2013

Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/86 K: 2017/2316 T: 24.3.2017

Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/18994 K: 2017/1793 T: 9.3.2017

Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde davaya konu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenir. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır. Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/12813 K: 2017/4237 T: 25.5.2017

Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine dair davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2001/5804 K: 2001/6114 T: 10.09.2001

Satışın paydaşlar arasında yapılabilmesi için ya bütün paydaşların bu hususta anlaşması yada bu şekilde satış yapılmasının bütün paydaşların menfaatlerine daha uygun olduğunun tespiti gerekir. Zira paydaşlar arasında satışa karar verilmesi halinde mali durumu elverişli olmayan paydaşlar müzadeyeye katılamayacaklarından taşınmaz malın düşük bir bedelle mali durumu iyi olan paydaş tarafından satın alınması imkan dahiline girer. Bu mali durumu elverişli olmayan paydaşlar zararına sonuç doğurur. Sadece davacının isteği nazara alınarak bu yolda karar verilemez. İnceleme yapılarak satış şeklinin hangisinin paydaşların menfaatine olduğunun saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2012/6-1512 K: 2013/704 T: 15.5.2013

Eldeki davadaki taksim sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin tüm mirasçıların katılımı ile düzenlenmediği ve tamamı tarafından imzalanmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Esasen bu husus yerel mahkeme ile özel daire arasında uyuşmazlık konusu da değildir. Bu durumda, yukarda bahsedilen ilkelere göre, geçerli bir miras taksim sözleşmesinden söz edilemeyeceğinden mahkemece işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taşınmazların fiilen taksim edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/5292 K: 2016/1513 T: 8.2.2016

Dava konusu taşınmazın 2/3 arsa payının çoğunluğunu oluşturan malikler tarafından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış, bunların talebi üzerine Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü tarafından, ihaleye katılmayan paydaşların paylarının ihale ile satışı istendiği sırada arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine katılmayan maliklerin sözleşmeye katılacaklarını bildirdikleri halde sözleşmeye katılmayarak ortaklığın giderilmesini istedikleri anlaşılmıştır. Bu durumda 6306 Sayılı Kanun hükümlerine göre sözleşmeyi imzalayan 2/3 arsa payı çoğunluğunun Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü tarafından yürütülen ihale işlemlerinin sonucunun beklenmesinde hukuki yararları mevcut olduğundan, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine katılmayan paydaşların paylarının satışına dair işlemlerin sonucu bekletici mesele yapılması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/5840 K: 2018/1495 T: 27.2.2018

Davaya konu taşınmazda adı geçen kayıt malikinin soyadının tapu kaydında belirtilmediği anlaşıldığından, mahkemece taraf teşkilinin sağlanabilmesi için davacıya tapu kaydında idari yoldan düzeltme yapılması, mümkün olmadığı takdirde tapuda isim tashihi davası açmak üzere yetki ve makul süre verilerek adı geçen kayıt malikinin davada taraf olmadığının anlaşılması halinde sağ ise kendisinin, ölü ise temin edilecek mirasçılık belgesine göre tespit olunacak mirasçılarının davada yer alması sağlanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/18-38 K: 2015/1657 T: 17.6.2015

Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında, tamamlanmış yapının fiili durumuyla onaylı projesi arasında aykırılıkların bulunması ya da yapının imara uygun ancak projesiz inşa edilmiş olması gibi kat mülkiyeti kurulmasına engel oluşturan eksikliklerin mevcut olduğu durumlarda hemen kat mülkiyeti kurulamayacağı sonucuna varılmayarak, bu eksikliklerin giderilip yasal koşullara uygun hale getirilmesi mümkün ise bunun isteyen tarafa tamamlattırılması yoluna gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2014/9554 K: 2014/17152

Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında, tamamlanmış yapının fiili durumu ile onaylı projesi arasında aykırılıkların bulunması ya da yapının imara uygun ancak projesiz inşa edilmiş olması gibi kat mülkiyeti kurulmasına engel oluşturan eksikliklerin mevcut olması durumunda hemen kat mülkiyeti kurulamayacağı sonucuna varılmayarak, bu eksikliklerin giderilip yasal koşullara uygun hale getirilmesi mümkün ise bunun isteyen tarafa tamamlattırılması yoluna gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Devamını Oku