Son Yazılar

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-227 K: 2006/265 T: 203.05.2006

Zemin malikinden başkası tarafından oluşturulan muhtesatın bedelinin ödenebilmesi için, zeminin başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş bir yer olması; eş söyleyişle özel kişilerin mülkiyetine konu olabilecek yerlerden bulunması gerektiği kuşkusuzdur. Mer'a vasfı ile sınırlandırılan taşınmaz üzerinde davacı tarafından yetiştirilen kavak ağaçlarının kamulaştırması el koyma karşılığının talep edildiği davanın reddine dair verilen direnme kararı usul ve yasaya uygundur. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1993/809 K: 1994/59 T: 16.2.1994

Ortaklığın giderilmesi davalarının, tapuda paydaş bulunanların tamamına husumet yöneltilerek yürütülmesi gerekir. Müşterek mülkiyet üzere olan taşınmazda, bir paydaşın ölümü sonucu yalnızca onun iştirak halinde mülkiyet durumuna dönüşen payı ile ilgili olarak, ortaklığın giderilmesi mümkün değildir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/9834 K: 1994/11728 T: 6.10.1994

Kamulaştırılan alandaki keson ve sondaj kuyularında az miktarda su bulunduğu ve bu sebeple bölgede genellikle arazilerin tamamı değil ancak bir kısmında sulu tarım yapılabildiği belirtilmiş ise, kısmen kamulaştırmada kamulaştırılan yerdeki suyun kamulaştırılmayan kısmının değerini düşürdüğü iddiasının keşif yapılmak suretiyle bilirkişi tarafından incelenmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/1652 K: 1995/2435 T: 24.2.1995

Değerlendirilen taşınmazın civarındaki taşınmazlardan farklı olarak üretimi arttırıcı özel ve üstün nitelikleri var ise bunlar kapitalizasyon faizi oranının belirlenmesinde dikkate alınmamış olmaları koşulu ile Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesinin (i) bendindeki bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler kapsamında mütalaa edilebilir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/6043 K: 1995/6793 T: 8.6.1995

İdarece yapılan işlem irtifak kamulaştırması olarak nitelendirilmiş ve bu yolda bilirkişi incelemesi yaptırılmış olması nedeniyle, taşınmazdan toprak çekilmesi suretiyle gerçekleşen bu işlem sebebiyle hükmolunacak bedel, hiçbir zaman taşınmazın mülkiyetinin kamulaştırılması için belirlenecek bedeli aşmaması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/10128 K: 1996/10452 T: 25.11.1996

Somut emsal alınan taşınmaz imar düzenlemesi sonucu meydana gelen parsel, dava konusu taşınmazın ise bu nitelikte olmaması halinde dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu, bulunan değerinden veya kamulaştırılan yüzölçümünden İmar Kanunu'nun 18. maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerekmektedir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/1278 K: 1995/2869 T: 7.3.1995

Kamulaştırma işlemi taşınmaz malikine kamulaştırma kararının tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde usulüne göre tebliğ edilememiş olursa, açılacak bedel artırımı davasında dava tarihi esas alınarak taşınmazın değeri belirlenir. Kamulaştırma hukuki nedenine dayanılarak açılan bedel artırımı davasında hükmolunan artırılmış bedele, kamulaştırma bir haksız eylem olmadığı ve yasa gereği değerlendirmede dava tarihi esas alındığı için el atma tarihinden geçerli olmak üzere faize hükmedilemez. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/4287 K: 1995/5374 T: 27.4.1995 

Taşınmazın değeri belirlenirken gelir metodu uygulandığına göre, taşınmazın geçici nitelikte olarak o yıl (değerleme yılında) taşınmaz bakımının iyi olduğu, gübrelemesi ve verimi arttıran sair etkenlerin azami seviyede elverişli bulunduğu gerekçeleri ile ortalama verim ve satış fiyatından ayrılmak ve her yıl itibarı ile değişebilecek geçici unsurlar nedeni ile verilerin bu ortalama değerlerin üzerinde tutulması doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/10132 K: 1995/11703

Harman yeri, sığır ağılı, köy meydanı vasıflarıyla tahdit ve tespiti yapılan taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesinde ifade edilen, kamunun yararlanmasına tahsis olunan veya kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerden olduğu tartışmasızdır. Kadastro işlemleri sonunda yüzölçümü saptanan, parsel numarası verilen, diğer bir deyişle geometrik durumu belirlenen ve bunlar için düzenlenen özel sicile yazılmakla yetinilen bahse konu taşınmazların, bu yazım işleminin tescil işlemi olmadığı muhakkaktır. Şu veya bu şekilde tapu siciline tescil edilmiş olmaları da bu taşınmazların temelinde mevcut vasfını değiştirmez, kullanma amacını ortadan kaldırmaz. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/15581 K: 1995/17591 T: 29.12.1995

2981 sayılı Kanun'un 9/b maddesi uyarınca yapılan arsa tahsis işlemi idari karara dayalı bir tahsis işlemi olmayıp, özel kanundan doğan yetkiler kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen bir satış işlemi olduğundan uyuşmazlığın, idari yargı yerinde değil, genel hükümlere göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Devamını Oku