Son Yazılar

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/12-466 K: 2005/458 T: 213.07.2005

Tazminat niteliğinde olan kamulaştırmasız el atmaya dayalı dava sonucu hükmedilen meblağlar, Anayasa’nın 46/son maddesi kapsamı dışında kalmaktadır ve bu meblağlara kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması olanaklı değildir. Taraflar arasındaki “şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 1.… Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1990/5-370 K: 1990/589 T: 21.11.1990

Paylı mülkiyet üzere olan taşınmazlarda, paydaşlardan herbirinin, bu tür davayı tek başına açıp yürütebilir. Kesinleşen tescil ilamının dayanağı olan kroki kapsamında kalan kesimde yol bulunmamaktadır. Tescil ilamının kesinleştiği tarihten itibaren de geçen kısa sürede, taşınmaz içerisinde kalan kadim bir yolun bulunabileceği düşünülemez. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/18-633 K: 1995/826 T: 18.10.1995

Kamulaştırma bedeline hükmolunacak faiz; bir haksız eylem tazminatı değil, temerrüt faizidir. İdare; kamulaştırma amacına uygun kamu hizmetinin gerçekleşmesine yönelik olarak taşınmaza fiilen el koymuş, ancak, çok süreler geçmesinden sonra bedel artırım davasına muhatap olmuşsa, kamulaştırma bedelinin değerlendirilmesi dava tarihi, ya da kamulaştırmanın tebliği tarihi itibariyle yapılacağından, İdarenin el koyma eylemi haksız yaralanma veya gasp amacıyla olmadığı içindir ki, artırılan bedel faizinin; fiili el koyma tarihinden değil, kamulaştırmanın kesinleştiği ve bu suretle mülkiyetin davalı İdareye geçtiği tarihten başlatılması gerekmektedir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/18-48 K: 2000/38 Karar T: 02.02.2000

Davalıya, Kadastro Kanunu hükümleri dairesinde tapuya tescil ya da Medeni Kanunun zilyetlikle iktisap hükümleri dairesinde aynı usul ve şekillere göre dava açarak, taşınmaz malı kamulaştırma tarihinde iktisap etmiş olduğunu ispat etmesi için, süre verilmeli ve bunun dava sonucunda tescil gerçekleşirse, tapuda davacı lehine irtifak hakkının tesciline karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/7319 K: 2002/11577 T: 20.5.2002

Kısmi olarak yapılan kamulaştırmalarda arta kalan kesimdeki değer kaybının % 50 oranını geçmesi halinde davacıya % 50 oranında değer kaybıyla yetinip yetinmeyeceği sorulmalı, yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulmalı, yetinmediği takdirde davalı idareye geri kalan taşınmaz bedelinin tamamını ödemek suretiyle taşınmazın tamamının mülkiyet hakkını kazanma imkanı sağlanmalı ve talep ettiği takdirde taşınmaz bedelinin tamamına hükmedilmeli aksi halde bilirkişi kurullarınca belirlenen değer artışı oranına göre karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/8727 K: 2002/13818 T: 17.6.2002

Kamulaştırmasız el atmada ecrimisil tazminatının, dava tarihinden geriye doğru her yıl için ayrı ayrı taşınmazın net geliri esas alınarak belirlenmesi gerekir. Beş yıllık ecrimisilin 2000 yılı verileri ve gelirine göre hesaplandığı gözetilerek bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan eksik inceleme ile fazla ecrimisile hükmedilmesi hatalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/9847 K: 2005/12050 T: 14.11.2005

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre objektif değer artırıcı unsurun %70'i geçemeyeceği gözetilmeden, daha yüksek oranda değer artırıcı unsur üzerinden hesaplama yapılarak fazlaya hükmolunması yasaya aykırıdır. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/1062 K: 2005/4409 T: 14.4.2005

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değerinin biçilmesi gerekmektedir. Bilirkişi kurulunca taşınmaza arsa olarak değer biçildiği gözetilerek bilirkişilerden taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesi için ek rapor alınması, eski görüşlerinde ısrar etmeleri halinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılıp yeniden rapor alınması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/8931 K: 2004/9431 T: 5.10.2004

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kamulaştırmasız el atma, karayolu yapımı amacına yöneliktir. Taşınmazın kamulaştırmasız el atmadan arta kalan kısmı anayola cepheli hale gelmiştir. Hal böyle olmasına rağmen bilirkişi kurulunca taşınmazın arta kalan kesiminde değer artışı olup olmayacağının tartışılmaması ve bu hususta bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi, Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/4805 K: 2005/7248 T: 21.6.2005

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taşınmazın el atılıp yol haline getirilen bölümünün bakım ve onarımı hangi belediye tarafından yaptırılmışsa husumetin ona yöneltilmesi gerekir. Ayrıca, keşif sonrası fenni bilirkişi harita mühendisi tarafından verilen rapora davacı itiraz edilerek el atılan yerin raporda belirtilenden daha fazla olduğunu iddia etmesine göre bu itirazının değerlendirilmesi için, bilirkişiden ek rapor alınması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2007/3395 K: 2007/7323 T: 5.6.2007

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu parselin tapu kaydı üzerinde "bedelsiz terk edilecektir" şerhi bulunmaktadır. Davalı idarenin bedelsiz terk edileceği belirtilen bu bölüme herhangi bir el atması bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-296 K: 2006/358 T: 7.6.2006

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan paylar yönünden paydaşlardan bir kısmının dava açması halinde davacı olmayan diğer mirasçıların (paydaşların) davaya dahil edilip muvafakatları alınması veya miras şirketine mümessil tayin ettirilmesi için taraflara mehil verilip bu hususlar yerine getirildikten sonra davaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeden yukarıda adı geçen davacıların iştirak halinde malik olduğu hisse yönünden açıklanan hususlar yerine getirilmeden işin esasına girilip hüküm kurulması nedeniyle hükmün bozulması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3366 K: 2004/63 T: 20.1.2004

Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazların yetkili idari merciiler tarafından mera olarak tahsis edilip edilmediğinin ve de öncesi, bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılmakta olup olmadığı hususlarının mahkemece araştırılmış olması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/165 K: 2004/996 T: 22.3.2004

Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; kural olarak resmi kayıt ve belgelere aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez; davacı hazinenin dava dilekçesi içeriği ve davanın niteliği dikkate alınarak kayıt miktar fazlasından oluşan bölümün mera niteliğiyle sınırlandırılmasına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Devamını Oku

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1968/4 K: 1969/1 T: 20.1.1969

6830 sayılı İstimlâk Kanununun (Hâkim, takdiri kıymet komisyonu tarafından tayin edilen kıymet ile ehlivukuf heyetinin tayin ettiği kıymet arasında mühim bir nispetsizlik görüldüğü takdirde aynı usuller dairesinde yeni ehlivukuf heyetleri teşkili suretiyle kıymet takdiri yaptırabilir) yolundaki 15 inci maddesinin 6 ncı bendinin uygulanmasında (yaptırabilir) sözünün (yaptırmalıdır) şeklinde anlamak gerekeceğine dair Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/9294 K: 1995/10402 T: 19.10.1995

Bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için; 28.3.1983 gün ve 1983/6122 s. Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, imar planı içerisinde iskan sahası olarak ayrılmış bulunması, imar planı dışında ise belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalıp belediye hizmetlerinden yararlanması ve meskun yerler arasında olması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1995/6278 K: 1995/8043 T: 17.4.1995

İmar uygulaması sonucu bedele dönüştürülen pay için açılan bedel artırım davasında, bilirkişilerce emsal inceleme ve karşılaştırılması yapılarak değer biçilmesinde ve zemin yönünden artırmaya karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ancak eski sahipleri tarafından kullanılan taşınmaz malın bedelinin ödenemeyeceği düşünülmeden yapı bedeline de hükmedilmesi doğru değildir. Devamını Oku