Son Yazılar

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/10750 K: 1994/10134 T: 9.9.1994

İmar Kanunu'nun 18/2 maddesi gereğince indirilmesi gereken düzenleme ortaklık payının, azami sınır olan % 35 oranında olması gerektiği vurgulanarak verilen hüküm bozulmuş, davacı Yargıtay bozma ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmamış, mahkemece de bozmaya uyulmasına karar verilmiş ve taşınmazdan indirilecek düzenleme ortaklık payının % 35 olması kesinleşmiş ve davalı yararına usulen kazanılmış hak olmuştur. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/156 K: 1994/2590 T: 1.3.1994

Dava konusu taşınmazların henüz imar görmemiş ve uygulamalı imar planı içeresinde bulunmamaları emsal alınan parselin de imar parseli olması nedeniyle, bilirkişiler emsal taşınmazın değerini belirledikten sonra onu dava konusu taşınmazla tek tek karşılaştırıp, üstün ve eksik yönlerini belirleyip, dava konusu taşınmazların gerçek değerini bulduktan sonra % 35 düzenleme ortaklık payını bu fiyattan veya yüzölçümünden düşmeleri ve bu şekilde kamulaştırma bedelini belirlemeleri gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7984 K: 2005/11638 T: 227.10.2005

2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 38. maddesi iptal edilmiş ise de, Anayasanın 153/son maddesi uyarınca; Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi uyarınca, Kamulaştırma Yasasının 38. maddesinin iptal edilmesinden önceki kazanılmış haklara uygulanması imkanı da bulunmamaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/14882 K: 1995/289 T: 19.1.1995

Kamulaştırma Kanunu'nun 21.maddesine dayanılarak idarenin kamulaştırmadan tek taraflı vazgeçmesi işleminin esas yönünden hukuka aykırılığı iddiasının incelenme yeri idari yargıdır. 24. maddede belirtilen adli yargı yerinin görevi vazgeçmenin yasada öngörülen koşulları içerip içermediği hususlarına münhasırdır. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/5103 K: 1996/5830 T: 15.4.1996

Emsalin satış tarihi, satış sebebi, cinsi vb. özelliklerini gösteren tapu kayıtları istenmeden karar verilemez. Veraset ilamı alınmadan tapu kaydında gözüken malikler ile irtibat tespit edilemeyeceği için veraset ilamı alınmadan karar verilemez. Bir taşınmazın arsa olarak kabulü için kamulaştırma tarihinde belediye imar planı içinde olması gerekir. İmar planı içinde değilse belediye veya mücavir alanı içinde bulunması, etrafının meskun olması ve belediye hizmetlerinden de yararlanması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/1851 K: 1996/3667 T: 9.4.1996

Arazi kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir dikkate alınarak değerlendirilir. Tarımsal amaçla kullanılan bu taşınmazın mevkii ve şartları kendisinde doğal olarak mevcut olanlardır. Bu nitelikler ve şartlara göre taşınmaz çevresinde ekilmesi mutat olan ürünlerin net gelirleri dikkate alınır. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/735 K: 1996/3479 T: 7.3.1996

Kamulaştırılan taşınmazın kamulaştıran idarenin iradesi dışında SİT alanı içine alınması ve idarenin amacına uygun şekilde diğer parsellerin tespitini de istemesi halinde; idarenin taşınmazı olduğu gibi bıraktığından ve hiçbir işlem yapmadığından bahisle mal sahibinin geri alma hakkı olduğu kabul edilemez. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/567 K: 2004/1142 T: 29.3.2004

Kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri eylemli durumla doğrulanmadıkça eylemli duruma değer verilmesi zorunludur; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyet süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; mahkemece bu olgular dikkate alınarak davanın reddine, taşınmaz tespitinin 3402 sayılı kanunu’nun 5. Maddesi hükmü uyarınca malik hanesi açık bırakılarak yapılmadığı dikkate alınarak taşınmazın tespit gibi davalı hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/699 K: 2004/1159 T: 29.3.2004

Davada taşınmaz hazine tarafından üçüncü kişilere dağıtım yoluyla tahsis ve temlik edilmemiş, davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmış olmakla; davanın dinlenme olanağı vardır; mahkemece yapılacak iş, hazine tapusunun oluştuğu dönemden önce dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı taraf yarına 3402 sayılı kadastro kanunun 46/1. Maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinden ibarettir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/363 K: 2004/1162 T: 29.3.2004

Zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemez; kaldı ki taşınmaz üzerinde hayvan otlatmak suretiyle sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; mahkemece bu olgular dikkate alınmak suretiyle taşınmazın bu bölümünün davacı hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken; mera niteliğiyle sınırlandırılmasına karar verilmiş olması isabetsizdir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/30 K: 2004/1229 T: 1.4.2004

Mahkemece kadastro tespitlerine dayanak yapılan vergi kayıtlarının taşınmazlara ait olduğu, tespit gününde adlarına tescile karar verilen zilyetleri yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli görülmediğinden yasanın ön gördüğü şekilde kayıtlar, belgeler, ilgisi olabilecek sonuçlanmış ya da derdest davalar, bilirkişi ve tanık beyanları ve sair tüm bilgiler değerlendirdikten sonra karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/5302 K: 1994/7146 T: 18.5.1994

Fiili taksimin varlığı halinde kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin bu paydaş veya paydaşlar arasında yürütülmesi Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesinin 5. fıkrasında öngörülmüş ise de İdarenin fiili taksimin varlığını gözetmemesi durumunda İdare bu Yasa hükmünün uygulanması için zorlanamaz. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/949 K: 2004/1407 T: 12.4.2004

Dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının belirlenmesi bakımından mera tahsisinin yapılıp yapılmadığı sorulup, saptanmalı, yapılmış ise tahsis haritası ve eki belgeler getirtilmeli, bundan sonra usule uygun belirlenecek yerel ve uzman bilirkişi, tanıklar hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, mera tahsisi yapılmış ise tahsis haritası ve eki belgeler yerine uygulanmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/927 K: 2004/1427 T: 13.4.2004

Davacının dayandığı tapu kaydının güney sınırında dava ve temyiz konusu kesim "yaylakiye" olarak sınır tarif edildiğinden bu bölümün de kamu malı niteliğinde mera olduğunun kabulü gerekir; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; dava ve temyiz konusu kesimin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/b maddesi hükmü gereğince mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Devamını Oku