Son Yazılar

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1654 K: 2003/2366 T: 15.9.2003

Davalı tarafın dayandığı tapu kaydının yüzölçümü 150 dönüm iken hazinenin taraf olmadığı dava sonunda miktarının 454 dönüme çıkarıldığı anlaşılmış ise de hazinenin taraf olmadığı bu davanın sonucunun hazineyi bağlamayacağı kuşkusuzdur; tapu kaydı miktar fazlasının sınırdaki meradan kazanıldığının kabulü gerekir. Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2006/77 K: 2006/89 T: 26.1.2006

Davacı yanın dayandığı dava dışı 1252 parsel sayılı gayrimenkule yüzölçümü ile revizyon gören tapu kaydı açıklanan sınırlar değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınır kayıtlardandır ve bu tür kayıtların kapsamının yüzölçümü ile saptanacağı hususu göz önünde tutulduğunda anılan tapu kaydının davaya konu… Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2463 K: 2003/2927 T: 14.10.2003

Tapu kaydı dava konusu taşınmazı hali yer okumakta, diğer bir anlatımla mera olarak sınır göstermemekte olup devletin oluşturduğu mülkiyet belgesinin sınırlarına değer verilmesi gerekir; mera tahsis haritası dava konusu taşınmazı kapsamadığı gibi nizalı taşınmazı tarım toprağı olarak göstermesi karşısında, taşınmazın mera olmadığı tartışmasızdır. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2630 K: 2003/3194 T: 6.11.2003

Dava konusu taşınmazların hazinenin dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı öncesinin mera olduğu karşı tarafın dayandığı tapu kaydının 1958 yılında tescil davası sonucu oluştuğu miktarını aşacak şekilde dava dışı parsellere revizyon gördüğü, dava konusu taşınmazları kapsamadığı, ayrıca hazine tapusunun oluştuğu tarihe kadar 20 yıllık sürenin geçmememesin karşısında mahkemece verilen hükmün onanması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2040 K: 2003/3138 T: 3.11.2003

Vergi kaydının bir sınırı mera okumakta ise de sözü edilen kuzeyde 415 ve 416 parsel sayılı taşınmazlar bulunduğu, bunların tarım toprağı niteliğinde olduğu, dava konusu taşınmazların geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olmadığı, belirlenmiştir. Zilyetlikle kazanımı mümkündür. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/4227 K: 2003/4151 T: 8.5.2003

Mera, yaylak gibi kamu orta malı niteliğindeki yerlerin aidiyeti konusunda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı düşünülerek mahkemece taşınmazın yayla (yaylak) niteliğiyle sınırlandırılıp özel siciline yazılmasına karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere halfeli köyü adına yayla olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş olması doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2525 K: 2003/2558 T: 23.9.2003

Dava konusu taşınmazların tespit gününden önce asliye mahkemesi’nde açılan, görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesi’ne aktarılan el atmanın önlenmesi davasının kapsamında kaldığı, taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olduğu belirlenmiştir; taşınmazlar üzerinde davalıların iktisap sağlayan süreye ulaşan nitelik ve içerikte zilyetliklerinin bulunmadığı gibi esasen bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1818 K: 2003/2619 T: 26.9.2003

Sınırındaki eylemli meraya el atılarak kazanılan taşınmazlar üzerinde süresi ne olursa olsun sürdürülen zilyetliğin hukuksal bir değeri bulunmadığından eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine de değer verilmesi olanaksızdır; kural olarak kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonunca tescile karar verilen kişi yada kurumlar arasında görülür. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2218 K: 2003/2659 T: 29.9.2003

Dava konusu taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca devlete kalan yerlerden olduğunun kabulü gerekir; bu gibi taşınmazlar üzerinde zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın hukukça değer taşımayacağından kanunlar uyarınca kaçak ve yitik kişilerden hazineye kalan taşınmazlar zilyetlik yolu ile kazanılamaz. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2434 K: 2003/2681 T: 30.9.2003

Temyize konu edilen taşınmaz bölümünün davacı tarafın tutunduğu vergi kaydının kapsamında kaldığı öncesinin tarım toprağı niteliğinde bulunduğu ve oluşturulan mera tahsis kararı tarihine kadar davacı taraf yararına 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 14.maddesi hükmünde öngörülen taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği yargılama sonucu saptanmış olup temyiz talepleri haksızdır. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2225 K: 2003/2811 T: 7.10.2003

Dava konusu parsel dayanılan kaydın kapsamı içinde kaldığı takdirde tapu kaydına değer verilerek hüküm oluşturulmalı, dayanılan tapu kaydı ve krokisinin kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı diğer bir anlatımla komşu mera parselinden kazanılıp kazanılmadığı konusunda yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı komşu köy halkından seçilecek bilirkişiler aracılığıyla araştırma yapılmalı, tespit bilirkişilerinin nizalı taşınmazı tarım toprağı niteliğinde olduğunu bildirmiş olmalarına göre yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında çelişki çıktığı takdirde bu çelişki giderilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/254 K: 2004/960 T: 17.3.2004

Kural olarak aynı kayda ya da kayıtlara dayanılması halinde kayıtların kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için davaların birlikte görülmesi zorunlu olduğundan bu dava dosyası ile ilgili parsellere ilişkin dava dosyası birleştirilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/292 K: 2004/737 T: 4.3.2004

Bir yerin mera olup olmadığının belirlenebilmesi için öncelikle taşınmazın bulunduğu çalışma alanında tahsisli mera olup olmadığının ilgili mercilerden sorulup saptanması, mera tahsis kaydı var ise mera tahsis kaydı ve dayanağı belgelerin getirtilip uygulanması dava konusu taşınmazın mera tahsis kaydı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, mera tahsis kaydı yok ise, davada yararı olmayan komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi aracılığı ile dava konusu taşınmazın mera olup olmadığının sorulup saptanması gereklidir. Devamını Oku