Son Yazılar

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/15544 K: 2007/916 T:06.02.2007

İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası açan yabancı uyruklu davacının açtığı davanın açıldığı tarihte yabancıların mülk edinme olanağı bulunmakta ise de; davanın karara bağlandığı tarihte başka bir düzenleme bulunmakta olup, bu düzenleme kamu düzenine ilişkin olduğundan kazanılmış haktan bahsedilemez. Bu nedenle, taşınmazlar hakkında 2644 sayılı Yasa 'nın 35. maddesinde öngörülen koşulların uygulama yeri olup olmadığı araştırılmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/20-84 K: 2003/50 T: 5.2.2003

Taşınmazın makiye ayrıldıktan sonra, yeniden orman sınırları içine alınamayacağı kabul edilse dahi, yapılan genel arazi kadastrosunda çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydı, kesinleşen orman tahdidi ile orman sınırları içinde bırakıldığından hukuki değerini yitirmiş olduğundan ve davacı şirket ya da önceki malikler yararına özel yasalar uyarınca oluşturulmuş bir tapu bulunmadığı ve kadastro tespitinin de yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda davacı şirketin, orman yönetiminin açtığı tapu iptal ve tescil davası sırasında makiye ayırma işlemini ileri sürmesi yararına herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Açıklanan nedenlerle yargılamanın iadesi isteminin reddine karar verilmesi gereklidir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/345 K: 1996/1141 T: 5.3.1996

Çay yatakları zilyetlikle kazanılamaz. Ancak, çayın terk ettiği alan zamanla tarım arazisine dönüşürse veya taşlık ve çalılık olup da imar-ihya edilmiş ve imar-ihya yoluyla kazanılma koşulları zilyet yararına oluşmuşsa, 3402 s. Kanun'un 14 ve 17. maddeleri ile Medeni Kanun'un 639. maddesi uyarınca, böyle bir taşınmaz, olağanüstü zamanaşımı zilyetliği ile kazanılabilir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1988/6291 K: 1989/216 T: 17.1.1989

Bir yönü “meşelik” olan vergi kaydı, değişebilir sınırlı olup; miktarı, kapsamı ile geçerlidir. Vergi kaydının kapsamı dışında kalan ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması gereken “çalılık” arazi, imar-ihya olunarak kültür arazisi haline getirilmiş ise zilyetlikle edinilebilir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1983/19904 K: 1983/17939 T: 9.12.1983

1744 sayılı Kanun ile orman Yasasının 2. Maddesinin değiştirilmesinden sonra yapılan sınırlamalarda bir yerin sınır dışında bırakılması, o taşınmazın öncesinin orman toprağı olmadığını kanıtlamaz. Çünkü anılan yasa gereğince öncesi orman olduğu halde bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmiş olması nedeniyle orman dışında kabul edilen yerler dahi sınırlama dışında bırakılacağından böyle bir durumda öncesi orman veya orman toprağı olan bu taşınmazın özel mülkiyete konu olabilmesi ancak o yerin yapılan sınırlama ile orman dışında bırakılmış olmasından sonra söz konusu olabilir. Bu takdirde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği de sınırlamanın yapılmasından sonra işlemeye başlar. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/9927 K: 1997/15372 T: 16.10.1997

Enerji nakil hattının geçirildiği taşınmazlarda, pilon yeri için değer belirlenirken, davacının da kabul ettiği önceki Ödemeler arazinin getirebileceği net gelire göre yapılmışsa; metre birim fiyatına göre pilon yerinin toplam değeri belirlenmeli, enerji nakil hattının, taşınmazın geri kalan kısmında meydana getireceği değer düşüklüğü oranı tesbit edilerek irtifak hakkı belirlenmeli, bilirkişi raporları bu hususları karşılayacak özellikte olmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/6-288, K: 2006/304, 24.5.2006

Davacı yönünden taşınmazın belirli bir bölümü bakımından özel kullanma biçimi belirlenmiş ve taşınmazın diğer kısımlarının da öteki paydaşlarca kullanılabilir durumda olmasına; kendisi yönünden böylesi bir özel kullanma biçimi oluşan ve imar uygulamasından sonra taşınmazda paydaş durumuna gelen kişilerin kullandığı diğer bölümlerde önceki malikler zamanında hak iddia etmeyen davacının, davalılarca sonradan satın alınan paylarla ilgili şuf'a hakkını kullanmak istemesinin mk'nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralıyla bağdaşmaz. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/20-490 K: 2003/510 T: 24.9.2003

Tespit dışı bırakılan bir taşınmaz hakkında itiraz üzerine tutanak düzenlenerek, komisyonca tespit dışı bırakılmasına karar verilmesi veya kadastro mahkemesi kararı ile tespit dışı bırakılması hallerinde, komisyon veya mahkeme kararı ile taşınmazın hukuksal durumu belirlenmiş olduğundan bu kararların kesinleştiği tarihte tespit dışı bırakıma işlemi kesinlik kazanır ve bu tarih mülk edinme zamanının başlangıcında esas alınır. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/5-749 K: 2005/44 T: 209.02.2005

Mahkemece pilon ve inşa edilen trafo binası ile enerji nakil hattının geçirildiği bölümün tespit edilmesi; taşınmazın tamamından trafo binası ve pilon yerinin yüzölçümü indirildikten sonra, kalan bölümün irtifak hakkı tesisinden önceki değeri ile irtifak hakkı geçirildikten sonraki değeri arasındaki fark belirlenmek suretiyle irtifak bedelinin hesaplanması; bu şekilde yapılan inceleme sonucu tespit edilen irtifak hakkı bedeline, trafo ve pilon yerinin mülkiyet bedeli ilave edilerek toplam değer karşılığına hükmedilidir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/1-80 K: 1996/224 T: 3.4.1996

Milli Savunma Bakanlığına yapılan tahsisten sonra Yasanın açık hükmüne rağmen önceden Bakanlıktan izin alınmadan verilen tapu tahsis belgesi hukuki unsurlarından yoksun ve yokluk hükmündedir. Yokluk halinde idare mahkemesinin görev alanına giren ve onun tetkik edeceği bir durum sözkonusu olamaz. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/17-294 K: 1996/426 T: 29.5.1996

Çevresinin yayla olan, şahısların bu yerde yayla evi yapmak ve arsa olarak kullanmak suretiyle yararlandıkları anlaşılan taşınmazın öncesinin kadim yaylak olduğunu kabul etmek gerekir; kamu malı niteliğindeki yaylak yerleri özel mülkiyete konu olan ve dolayısıyla zilyetlikle kazanılan yerlerden sayılamaz; böyle bir taşınmazın anılan yasa maddesi gereğince yaylak yeri niteliğiyle sınırlandırılıp özel siciline yazılması gereklidir. Devamını Oku