Son Yazılar

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/1512 K: 1995/2092 T: 20.3.1995

Kadastro Kanunu'nun 31/2. maddesi ile kamu kurum ve kuruluşlarının, daire amiri veya daire amirinin yetkili kılacağı kişiler tarafından yargı mercilerinde temsil edilebileceği hüküm altına alındığından; davanın, Hazine adına yasal temsilcisi tarafından açıldığının kabulü ile uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekirken, mahkemece, yetkili kişi tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle tutanağın Hazine yönünden kesinleştiğinden bahisle, davanın reddedilmesi isabetsizdir. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/3311 E: 1995/3969 T: 29.5.1995

Buzağlık sınır, değişebilir nitelikte olduğundan kayıt kapsamı, miktarına değer verilerek belirlenmelidir. Bu itibarla, davalılara tapu kaydı kadar yer verilmesi gerekirken, mülkiyet belgesi niteliğinde olmayan ve tapu kaydından sonra ihdas edilip miktarı daha çok olan vergi kaydına dayanılarak hüküm tesisi isabetsizdir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/8860 E: 1995/7110 T: 20.6.1995

İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda, mirasçılardan birinin satışı, hüküm ifade etmez. Mirasçılardan sadece birinin, satış senedi ile taşınmazı devri geçersiz olsa da, aynı tarihte diğer mirasçılar da satışa muvafakat ederlerse, bu durum satışın birlikte yapıldığı anlamını doğurur ve satışı geçerli kılar. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/4503 E: 1995/7402 T: 26.6.1995

Hazinece, taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilip, tapu kaydı oluşturulmuş ise de, kamulaştırma kararı idare mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden, tapu kaydı dayanaksız kalmış ve geçersiz hale gelmiştir. Taşınmaz üzerindeki çeşme, muhdesat olarak nitelendirildiğinden, cinsi ve yaptıranı belirtilmek suretiyle kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/5064 E: 1995/8364 T: 13.7.1995

Vakıfname kapsamındaki taşınmazın aynının vakfedilmediği, gelirinin vakfedilmiş bulunduğu, vakıfname defteri tapu idaresine devir edilerek tapu kaydının oluşturulmadığı saptandığı takdirde, adına tescile karar verilen zilyet yararına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşulları gerçekleşmiş sayılmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/4111 E: 1995/5196 T: 14.9.1995

Tapu dışı paylaşım, belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceğinden, kadastro tespitinin tapu dışı paylaşıma uygun olup olmadığına dair uyuşmazlıkta; paylaşım ile ilgili tüm kanıtlar toplanarak hüküm verilmelidir. Taşınmazın miktarı tapu kaydındaki miktardan fazla ise, pay hesabı, kayıt miktarına göre yapılamaz. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/4984 E: 1995/5574 T: 21.9.1995

3402 s. Kadastro Kanunu'nun 31 ve 36. maddeleri uyarınca, davada haklı çıkan taraf yararına yargılama giderlerine ve ücreti vekalete hükmedilmesi gerekirken, Hazine vekilinin temyizi üzerine verilen bozma kararı sonucu yapılan yargılama sonunda, bozma doğrultusunda karar verildiği halde, yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılması usul ve yasaya aykırıdır. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/8948 E: 1995/10223 T: 16.10.1995

Kamulaştırma yapılmış ancak işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırma hiç yapılmamış iken kamu hizmetine ayrılarak ya da kamu yararına yönelik bir ihtilafa tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazın malik veya zilyedinin taşınmaz üzerindeki her türlü hakkının 20 yıl geçmekle düşeceğinden taşınmaza el atan idarenin bu yeri adına tescil ettirme hakkı kabul edilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/9883 E: 1996/10218 T: 19.11.1996

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu'na göre bu kanun kapsamındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez. Ancak, bu hüküm zilyetlik iddiasıyla yapılan tespit veya bu suretle açılan davanın yargılanması sırasında görevli mahkemece gözetilecek bir hükümdür. Taşınmazı iktisap eden kişinin tapusu iptal edilmedikçe mülkiyetten doğan tüm haklarını kullanabilir. Bu sebeple kamulaştırma bedelinin ödenme tarihinden tapuda malik gözüken kişiye karşı ödenen bu bedelin haksız ve sebepsiz bir iktisap olduğu ileri sürülemez. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/5766 E: 1995/6503 T: 19.10.1995

Önceden mera olan bir yerin imar planı kapsamında kalması ve konut yeri olarak belirlenmesi durumunda, mülkiyeti 775 sayılı Kanun'a göre Belediyeye geçmez. Belediyece bu nitelikteki yerlerin satışına da değer verilemez. Bu itibarla, taşınmazın evveliyatının mera olup olmadığı yöntemine uygun şekilde araştırılmak, imar planı kapsamında kalıp kalmadığı saptanmak, önceden mera olduğunun tespiti ve konut alanı olarak ayrıldığının belirlenmesi halinde mülkiyetin Hazine üzerine kalacağı dikkate alınmak suretiyle hüküm kurulmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5314 K: 2003/4898 T:15.5.2003

Kadastro Yasası’nın 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının davalılar yararına gerçekleştiği saptanmış olmakla, hazinenin temyiz itirazlarının reddi gerekir; aynı yasa maddesinde bir kişinin aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlik yoluyla sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm taşınmaz mal iktisap edebileceği öngörüldüğünden bu olgular gözetilerek karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1995/3440 K: 1995/3597 T:3.4.1995

İmar planı uygulaması gereği, bir taşınmazın diğer bir taşınmaza şuyulandırılması kararının kesinleşip kesinleşmediğinin saptanması, kesinleşmişse kesin kararın tapuya intikali için yetkililere süre verilmesi ve müşterek mülkiyet hükümlerine tabi parsel kaydının tapudan getirilerek incelemenin o parselin oluşumundaki paydaş ve pay oranları dikkate alınarak yapılması gereklidir. Devamını Oku