Son Yazılar

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/187 K: 2013/2020 T: 14.02.2013

Mahkemece yapılan inceleme ve esas alınan teknik bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Rapor ekinde yer alan krokinin infaz kabiliyetinin bulunmadığı gibi, kök parselin çekişmeye konu imar parsellerinin ne kadarlık bölümüne isabet ettiği hususları da açıklığa kavuşturulmuş ve isabet eden bölümler kroki üzerinde de gösterilmiş değildir. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/399 K: 2013/1953 T: 14.02.2013

Davada, imar uygulaması ile oluşan parsellerin iptali ile kadastral parsele dönüş talep edildiğine göre, verilecek kararın imar parsellerinin dava dışı paydaşlarının hukukunu etkileyeceği tartışmasızdır. Hal böyle olunca, imar parsellerinin tüm paydaşlarının davada yer almalarının sağlanması ve ondan sonra işin esası yönünden hüküm kurulması gerekirken, anılan hususun gözardı edilmiş olması doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2012/15297 K: 2013/3678 T: 18.03.2013

Mahkemece davanın kabulü ile kadastral parsellerin ihyasına karar verildiği halde, hangi kadastral parselde hangi davacıya ne kadar pay verildiği konusunda bir açıklık bulunmaktadır. Bu husus kararın infazı sırasında tereddüte mahal vereceği gibi, dolu pafta sistemine de aykırılık teşkil edeceğinden, pay oranları belirtilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/3164 K: 2013/4441 T: 28.03.2013

İmar şüyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve Türk Medeni Kanunu'nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Bu durumda; dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/4384 K: 2013/5484 T: 15.04.2013

İdare Mahkemesinin iptale konu olan yol ve park alanı olarak ayrılan yerle birlikte imar işlemi ile davacılar adına kayıtlı olan diğer parseller hakkında da dava açılması için davacılara mehil verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilip taşınmazların tümü yönünden inceleme yapılıp deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2012/4586 K: 2012/15528 T: 20.12.2012

Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanıksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasında ve yargılama giderlerinden davalı gerçek kişinin sorumlu tutulmamış olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2012/12192 K: 2012/15952 T: 27.12.2012

Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanıksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında ve yargılama giderlerinden davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile dahili davalı Çukurova Belediyesinin sorumlu tutulmuş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2011/9868 K: 2011/12178 T: 05.12.2011

İmar şuyuulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın ise iptalinin gerekeceği ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.… Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/2007 K: 2004/2723 T:05.04.2004

Taşkın inşaatı kendi malzemesi ile yapan kişinin, inşaatın başlangıcından bitimine kadar iyi niyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu, ya da 5.7.1944 tarihli 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gereklidir Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/7378 K: 2005/9865 T. 15.11.2005

Taşkın binanın bulunduğu taşınmaz maliki veya o taşınmazda mülkiyetten başka aynı hak sahibi olup el atmadan zarar gören kimselerin, taşınmaza el atıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. Taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının davacı adına tescili için, taşkın kısmın ana taşınmazdan ayrılarak müstakil parsel oluşacak veya davacıya ait taşınmazla birleştirilecek şekilde ifrazının mümkün olması gereklidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/2957 K: 2004/3877 T: 20.1.2004

Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/18-335 K: 2002/373 T: 08.05.2002

Kamulaştırma Kanununa göre taşınmazın niteliklerinin ve bu çerçevede gerçek değerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilip belirlenmesi gerekir. Bilirkişi kurulu raporlarının mahkemece eksik veya hatalı görülmesi halinde ek raporlarla bunun tamamlattırılması, buna rağmen sonuç alınmaması veya bilirkişinin yetersiz bulunması halinde de yeniden bilirkişi kurulu oluşturulup mahallinde inceleme yapılarak bu kuruldan rapor alınması sureti ile sonuca ulaşılması gerekir. Hakimin kendiliğinden ve özellikle müşahedeye dayalı olmaksızın taşınmazın niteliğini belirleyip buna göre değerlendirme yapması doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/5-252 K: 2003/324 T: 09.04.2003

Kamu yararının gerek kıldığı hallerde re’sen araştırma ilkesi uygulanacağından kamulaştırmasız el konulan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin bir davada re sen araştırma ilkesinin uygulanması gerektiği konusunda duraksama bulunmamaktadır. Kamulaştırmasız el koyma nedeniyle ister el önlenmesi davası isterse yer bedeli veya tazminat yada ecrimisil davası açılmış olsun, davacının iddiasının araştırılması bilirkişi incelemesine bağlıdır. Öteden beri Yargıtay İçtihatlarında kamulaştırma hukukunda olduğu gibi, Kamulaştırma Kanunu’nun 11. maddesinde öngörülen emsal incelemesindeki ilkeler aranmaktadır. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-227 K: 2006/265 T.3.5.2006

Kadastro Kanunu'nun 16. maddesinde kamu malları; hizmet malları, orta malları, sahipsiz mallar ile genel sular ve ormanlar olmak üzere dört gruba ayrılmış; anılan maddenin b bendinde, orta mallarından olan meraların özel mülkiyete konu teşkil etmeyecekleri belirtildikten sonra, c bendinde ayrıca açıklanan sahipsiz yerlere ilişkin bu şekilde bir düzenlemeye yer verilmemiştir; buna göre meralar, özel mülkiyete konu olamazken; sahipsiz yerlerin, devletin veya özel bir kişinin mülkü haline gelmesi imkan dahilindedir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-370 K: 2002/432 T: 29.5.2002

Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler için, resen araştırma kuralı geçerli bulunduğundan, usuli müktesep hakkın doğup doğmadığı değerlendirilirken, öğreti ve yargısal kararlar ile birlikte çekişmeli taşınmazın niteliğine ilişkin kanıt ve saptamalar birlikte irdelenmelidir; uyulan bozma kararının taraflarından birisi yararına herhangi bir hak meydana getirmediği durumlarda, usule ilişkin kazanılmış haktan söz edilemeyeceği. Devamını Oku