Son Yazılar

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3780 K: 2003/5217 T: 23.06.2003

Tesis edilecek mecra irtifakı nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenecek bedelin, taşınmazların niteliği gözetilerek atanacak uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak tespit edilmesi gerekir. Bu bedel, yükümlü taşınmazda mecranın geçirildiği kısmın zemin değeri, eğer üzerinde muhdesat var ise bunların değeri ile mecranın geçirilmesi nedeniyle yükümlü taşınmazda bir değer eksilmesi var ise bu miktarın toplamından oluşur. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3829 K: 2003/5693 T: 04.07.2003

İrtifak hakkının kurulabilmesi için öncelikle, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden bu hak kurulmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/5404 K: 2003/8246 T: 20.11.2003

Mecra irtifakının bağlanacağı su yolu ya da kaynağı ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlanmalıdır. Su yolunun niteliği suyun nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği, ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir. İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/9193 K: 2004/8823 T: 16.12.2004

Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2010/4362 K: 2010/5324 T: 06.05.2010

Paylı mülkiyete konu taşınmazda paydaşlığın giderilmesi için dava açıldığında paydaşlardan bir ya da bir kaçının payı üzerinde üçüncü kişi yararına intifa hakkı tesis ettirdiği uygulamada sık rastlanan bir olgudur. Türk Medeni Kanununun 2. maddesi ile getirtilen kural gereği herkes haklarını kullanırken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. Bu kurala aykırılık iddiası ile de intifa hakkının terkini istenebilmektedir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2013/17665 K: 2014/8780 T: 13.05.2014

Kat Mülkiyeti Yasası'nın 25. maddesinde, diğer kat maliklerinin haklarının onlar için çekilmez hale gelecek derecede ihlal eden bağımsız bölüm maliklerinin, bu maddede sayılı koşulların gerçekleşmesi halinde bağımsız bölümlerinin diğer kat malikleri tarafından devralınması hususu düzenlenmiştir. Kat mülkiyetinin devri zorunluluğu getiren bu maddede sayılı koşullardan biri de diğer kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğuyla karar vermesidir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1998/10763 K: 1998/10762 T: 15.12.1998

Madde de bahsedilen yükümlülüklerin ağır surette ihlali deyiminden kusurun özel bir yoğunlukta ve önemde bulunması amaçlanmıştır. Ağır surette ihlal unsurunun gerçekleşebilmesi için, paydaşın kasten ve bilerek müşterek mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hale getirmesi gerekir. Fiilin işleniş tarzı, paydaşların sosyal ve ekonomik koşulları ile, objektif iyi niyet kuralları değerlendirilerek, her olayın özelliğine göre hakkaniyete uygun adil bir çözüm getirilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2010/12449 K: 2011/1410 T: 15.02.2011

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 696. maddesi gereğince paydaşlıktan çıkarma kararı verilebilmesi için bir paydaşın tutum ve davranışlarıyla diğer paydaşların tümüne veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır suretle ihlal etmesi ve bu davranışı yüzünden müşterek mülkiyet ilişkisinin devamının çekilmez hale gelmesi gerekmektedir. Maddede bahsedilen yükümlülüklerin ağır surette ihlali deyiminden kusurun özel bir yoğunlukta ve önemde bulunması amaçlanmıştır. Ağır surette ihlal unsurunun gerçekleşebilmesi için, paydaşın kasten ve bilerek müşterek mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hale getirmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2016/1121 K:2016/837 T: 22.06.2016

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu yerler ile daha önce dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığı iddiasıyla açılan tezyidi bedel davasına konu olan bölümlerin aynı yerler olup olmadığının araştırılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2011/14107 K: 2012/2502 T: 21.02.2012

Yükümlülüklerin ağır surette çiğnenmesi deyiminden kusurun özel bir yoğunlukta ve önemde bulunması amaçlanmıştır. Bu unsurun gerçekleşebilmesi için paydaşın kasten ve bilerek paylı mülkiyet ilişkisini çekilmez hale getirmesi gerekir. Fiilin işleniş tarzı, paydaşların sosyal ve ekonomik koşulları ile objektif dürüstlük kuralları değerlendirilerek her olayın özelliğine göre hakkaniyete uygun adil bir çözüm getirilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2014/481 K: 2014/5901 T: 01.04.2014

Kat Mülkiyeti Yasası'nın Ek 1.maddesi uyarınca, bu Yasadan doğan her türlü anlaşmazlığın -değerine bakılmaksızın- sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği gözetilerek paydaşlıktan çıkarma davasında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, asliye hukuk mahkemesince davaya bakılıp işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2013/17665 K: 2014/8780 T: 13.05.2014

Kat Mülkiyeti Yasası'nın 25. maddesinde, diğer kat maliklerinin haklarının onlar için çekilmez hale gelecek derecede ihlal eden bağımsız bölüm maliklerinin, bu maddede sayılı koşulların gerçekleşmesi halinde bağımsız bölümlerinin diğer kat malikleri tarafından devralınması hususu düzenlenmiştir. Kat mülkiyetinin devri zorunluluğu getiren bu maddede sayılı koşullardan biri de diğer kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğuyla karar vermesidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/7945 K: 2017/852 T: 08.02.2017

Paydaşlığın giderilmesi ve paydaşlıktan çıkarma davaları amacı ve sonucu itibariyle farklılık göstermekte ise de uyuşmazlığın çözümü için izlenecek yol ve yapılacak araştırma, inceleme açısından benzerlikler taşımaktadır. Gerçekten konunun düzenlendiği TMK.nun 696. maddesinde (MK 626/a) açıklanan yönteme göre paydaşlıktan çıkarma davasında da paydaşlığın giderilmesi davasında olduğu gibi öncelikle paydaşlıktan çıkarılması istenen paydaşın payını karşılayacak kısmın maldan ayırmaya olanak bulunup bulunmadığının yani payın aynen ayrılmasının mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2017/6425 K: 2018/3554 T: 08.05.2020

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, dava konusu taşınmazda kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulu olmadığı ve davacının da söz konusu taşınmazın ½ hissesine malik olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 696. maddesine göre mahkeme kararıyla paydaşlıktan çıkarmaya ilişkin dava açılabilmesi için pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanmadığı anlaşılmakla Devamını Oku

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2000/14244 K: 2000/16003 T: 25.10.2000

2548 sayılı "cezaevleriyle mahkeme binaları inşası karşılığı olarak alınacak harçlarla ilgili Kanunun" 1. maddesinin 2.fıkrası gereğince anılan harcın yükümlüsü alacaklıdır. Ayrıca 3685 Sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 2104 Sayılı Yasanın 1. Maddesi hükmüne göre ise, resmi Darülaceze Kurumları kendilerine terettüp eden vergi, harç ve resim mükellefiyetinin kurumlara ait olduğu hallerde bütün harç ve vergilerden muaf tutulmuştur. Devamını Oku

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/6352 K: 2004/10623 T: 29.04.2004

Tahsil harcının mükellefi borçlu olduğundan, İİK.nun 15. maddesi gereğince ayrıca hüküm ve ayrı bir takibe gerek kalmaksızın yapılan takipte tahsil harcı yönünden muhtıra çıkarılmak suretiyle bunun borçludan istenmesi, sonuç alınamadığı taktirde harcın tahsili için Harçlar Kanunu´nun 37. maddesine göre ilgili Vergi Dairesine yazı yazılması gerekli ve yeterlidir. O halde, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi isabetsizdir. Devamını Oku

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2004/6244 K: 2004/10883 T: 30.04.2004

Cezaevi harcı 2548 Sayılı Yasanın 1. maddesinin 2.fıkrası gereğince borçluya yükletilemez. Bu harcın yükümlüsü alacaklıdır. Yukarıdaki ilkeler ve Yasa hükümleri gözönünde bulundurularak iflas idaresinden paranın alacaklıya ödenmesi sırasında bundan tahsil harcı düşülemez. Bu paranın alacaklıya ödenmesi gerekir. Devamını Oku