Son Yazılar

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2004/12394 K: 2004/16439 T: 22.06.2004

Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. Harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak Devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da, bu amaca yönelik olup ve alacaklıya tediye sırasında ödendiğine göre, takip masrafları çıkarıldıktan sonra geri kalan miktar üzerinden hesaplanması gerekir. Çünkü, alacaklıya yapılan hizmet, kendisine yapılan ödeme kadardır. Devamını Oku

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2005/10182 K: 2005/13671 T: 24.06.2005

2548 Sayılı Yasanın 1. maddesinde; İcra Dairesince miktar ve kıymeti muayyen olan ilamlı ve ilamsız alacaklardan tahsil olunan paranın %2'si ve kıymeti muayyen olmayan ilamların icrasından ise tahsil harcının yarısı nispetinde harç alınır. Maktu harçlar ilamın icraya konulduğu zaman peşin olarak alınır. Aynı maddenin 2.fıkrası gereğince anılan harcın yükümlüsü alacaklı olduğundan bu harçlar borçluya yükletilemez. Devamını Oku

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2008/17903 K: 2008/21666 T: 04.12.2008

2548 Sayılı Yasanın 1. maddesinin 2.fıkrası gereğince alınacak cezaevi harcının yükümlüsü alacaklı olduğundan bu harçlar borçluya yükletilemez. Özel Yasa uyarınca alınması gereken cezaevleri kurumlarına katkı amacını taşıyan cezaevi harcından alacaklının muaf tutulduğuna dair yasal bir düzenleme yoktur. Devamını Oku

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2014/20279 K: 2014/27860 T: 20.11.2014

Cezaevi yapı harcı, özel nitelikte olan 2548 sayılı Kanuna dayanılarak tahsili gereken bir harç çeşidi olup, kanunlarında özel olarak cezaevi yapı harcından muaf olduğu belirtilen kurumlar dışında hiçbir istisna ve muafiyetin söz konusu olmadığı ve İcra Dairesince tahsil yapılması halinde cezaevi harcının alacaklıdan alınacağından mahkemece şikayetin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/5560 K: 2005/8663 T: 05.10.2005

Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalarda, istemin özelliği gereği en uygun yerin aranması ilkesinin geçerli olması ve bu davaların bir irtifak hakkı olmakla birlikte özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle; Öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/1420 K: 2006/3040 T: 16.03.2006

Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalarda, istemin özelliği gereği en uygun yerin aranması ilkesinin geçerli olması ve bu davaların bir irtifak hakkı olmakla birlikte özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle; çncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektirik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/2379 K: 2006/3892 T: 03.04.2006

Türk Medeni Kanununun 744. maddesi ile her taşınmaz maliki zararın tamamen önceden ödenmesi koşulu ile su yolunun kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür. Mecra irtifak hakkı kurulmasına ilişkin davalarda istemin özelliği gereği tıpkı geçit davalarında olduğu gibi en uygun yerin aranması ilkesi geçerlidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/4700 K: 2006/5819 T: 23.05.2006

Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/4763 K: 2006/6093 T: 29.05.2006

Her ne kadar Türk Medeni Kanunun 761. maddesi uyarınca evi, arazisi veya işletmesi için gerekli sudan yoksun olan bunu aşırı zahmet ve gidere katlanmaksızın başka yoldan sağlayamıyorsa komşusundan onun ihtiyacından fazla olan suyun tam bir bedel karşılığı alınmasını sağlayacak irtifak hakkı kurulmasını isteyebilir ve komşu olan taşınmaz maliki de yasanın 744. maddesince su mecranın kendisine ait taşınmazdan geçirilmesine katlanmakla yükümlü ise de taraflar arasında kullanmaya ilişkin bir anlaşma olmadan ya da yasal mecra irtifakı kurulması sağlanmadan mülkiyet hakkı sahibinin çap içindeki taşınmazdan yararlanmasına engel olunamaz. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/8430 K: 2006/9033 T: 21.09.2006

Verilecek kararlarda, yararlanan ve yükümlü taşınmazların (leh ve aleyhine) ve parsel numaraları belirtilmek suretiyle "mecra hakkı kurulmasına" denilmekle yetinilmek ve 744. maddeye göre de kurulan bu hakkın aynı maddenin son fıkrası uyarınca istem halinde tapu siciline kaydına da yer verilmeli, ayrıca ileride çıkabilecek anlaşmazlıkların önlenebilmesi için, hükümde mecra hakkının yerinin yönünün, uzunluk, derinlik ve genişliğinin, yüzölçümü olarak miktarının açıkça belirtilmesi ve yükümlü taşınmaz üzerinde kurulan mecra hakkını yukarıda belirtilen özellikleri ile gösterir bir krokinin de karara eklenmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/8742 K: 2006/10722 T: 10.10.2006

Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda bu istemin kabulü için öncelikle mecra irtifakı tesisi talep edenin ihtiyaç içinde olup olmadığına bakmak gerekir. Bundan sonra da fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi uyarınca irtifak hakkı ile yükümlü kılınacak taşınmaz malikinin en az zarar göreceği şekilde kurulmalı ve fakat her halde irtifak hakkının bedeli talepte bulunandan alınarak yükümlü taşınmaz malikine ödenmek üzere depo ettirilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/11944 K: 2006/12116 T: 31.10.2006

Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyaç veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı yada geçit yetersizliği denilmektedir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2007/93 K: 2007/88 T: 28.02.2007

Asıl dava el atmanın önlenmesi, su arkının kaldırılması; karşı dava mecra hakkı kurulması isteklerine ilişkindir. Mecra irtifakının kurulacağı su yolu yada kaynağı ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlanmalıdır. Su yolunun niteliği, suyun nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği, belirlenerek kararda gösterilmelidir. İrtifak hakkının bedeli taşınmazların niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2007/16300 K: 2008/1032 T: 05.02.2008

Dava tarihi ile hüküm tarihi arasında taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş ve bu sürede de geçit için öngörülen bedel davanın daha başında belirlenmişse, bu bedelin ödenmesine karar verilmesi halinde, mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olunacağı durumlarda hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak davranışları önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2008/4533 K: 2008/5103 T: 14.04.2008

Anılan hükümden yararlanmak isteyen bir taşınmaz maliki öncelikle su yolu mecrası ihtiyacı içinde olduğunu ispat etmelidir. Davacının taşınmazına pamuk veya başka bir ürün ekecek olması, tek başına bu ihtiyaç içinde olduğunu göstermez. O yüzden, yeniden keşif yapılarak davacının mecra ihtiyacında olup olmadığı bilirkişi incelemesiyle saptanmalı, bu saptama sırasında davacı taşınmazının kuzeyinde yer aldığı krokisinde işaretlenen tahliye kanalının ne anlama geldiği, su ihtiyacının buradan sağlanıp sağlanamayacağı da araştırılmalıdır. Devamını Oku