Son Yazılar

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/13275 K: 2015/6678 T: 15.06.2015

Kaynak irtifakı doğrudan kişiye bağlı olarak kurulabileceği gibi başkalarına devri de kararlaştırılabilir. Bağımsız ve daimi hak olarak tesis edildiğinde tapu kütüğüne ayrı bir sayfaya kaydı da mümkündür. Kaynak hakkının kazanılmasına ilişkin kanunda açık bir hüküm olmamakla birlikte eşyaya bağlı diğer irtifakların kazanılması hükümleri uyarınca TMK'nın 780. maddesinden kıyasen yararlanarak taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasına ilişkin hükümlerin uygulanacağı kabul edilmektedir Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/5751 K: 2014/6805 T: 23.05.2014

Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu bir başka ifadeyle özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/15050 K: 2017/2076 T: 20.03.2017

Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular da yararlanabilir. Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/7137 K: 2014/12114 T: 31.10.2014

Kaynak, kökeni yer altı suyu olan tabi ve sürekli olarak yeryüzüne çıkan özel mülkiyete girecek nitelikte özel bir su olup, suni bir şekilde veya ara sıra yeryüzüne çıkan su kaynak niteliğini kazanmaz. Ayrıca, kaynaktan çıkan suyun yararı kamuya ait bir akarsu oluşturacak kadar bol çıkması halinde kaynak artık özel mülkiyete konu olamaz. Yine, yer altı suyundan sondaj gibi suni yollarla çıkartılan sulardan yararlanma usulü de Yeraltı Suları Kanununa tabidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/15422 K: 2014/6040 T: 08.05.2014

Kaynak irtifakı doğrudan kişiye bağlı olarak kurulabileceği gibi başkalarına devri de kararlaştırılabilir. Bağımsız ve daimi hak olarak tesis edildiğinde tapu kütüğüne ayrı bir sayfaya kaydı da mümkündür. Kaynak hakkının kazanılmasına ilişkin kanunda açık bir hüküm olmamakla birlikte eşyaya bağlı diğer irtifakların kazanılması hükümleri uyarınca Türk Medeni Kanununun 780. maddesinden kıyasen yararlanarak taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasına ilişkin hükümlerin uygulanacağı kabul edilmektedir Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/7829 K: 2018/1369 T: 26.02.2018

Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/8313 K: 2018/7709 T: 13.11.2018

Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular da yararlanabilir. Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden (örneğin mera) çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/10928 K: 2015/1944 T: 24.02.2015

Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/541 K: 2016/8340 T: 12.10.2016

Kaynak irtifakı doğrudan kişiye bağlı olarak kurulabileceği gibi başkalarına devri de kararlaştırılabilir. Bağımsız ve daimi hak olarak tesis edildiğinde tapu kütüğüne ayrı bir sayfaya kaydı da mümkündür. Kaynak hakkının kazanılmasına ilişkin kanunda açık bir hüküm olmamakla birlikte eşyaya bağlı diğer irtifakların kazanılması hükümleri uyarınca Türk Medeni Kanununun 780. maddesinden kıyasen yararlanarak taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasına ilişkin hükümlerin uygulanacağı kabul edilmektedir (m.704/2). Bu durumda kaynak hakkının, resmi şekilde düzenlenecek sözleşme ile tapu siciline tescil ile kazanılması mümkündür. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/18539 K: 2017/1658 T: 06.03.2017

Kaynak irtifakı doğrudan kişiye bağlı olarak kurulabileceği gibi başkalarına devri de kararlaştırılabilir. Bağımsız ve daimi hak olarak tesis edildiğinde tapu kütüğüne ayrı bir sayfaya kaydı da mümkündür. Kaynak hakkının kazanılmasına ilişkin kanunda açık bir hüküm olmamakla birlikte eşyaya bağlı diğer irtifakların kazanılması hükümleri uyarınca Türk Medeni Kanununun 780. maddesinden kıyasen yararlanarak taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasına ilişkin hükümlerin uygulanacağı kabul edilmektedir (m.704/2). Bu durumda kaynak hakkının, resmi şekilde düzenlenecek sözleşme ile tapu siciline tescil ile kazanılması mümkündür. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/10626 K: 2015/1500 T: 12.02.2015

Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu bir başka ifadeyle özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa el atma varsa el atmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/5715 K: 2013/7588 T: 17.05.2013

Kaynak hakkı, başkasının taşınmazındaki bir kaynağın sularından yararlanmak, başka bir deyişle bir kaynağın sularını almak ve akıtmak yetkisini veren bir "irtifak hakkıdır". Böyle bir hakkın oluşması için iki koşul aranmaktadır. Birincisi katlandıran taşınmaz maliki ile katlanan taşınmaz maliki arasında irtifak hakkının kurulması konusunda resmi şekilde yapılmış irtifak sözleşmesinin bulunması gerekir. İkinci koşul ise; bu sözleşmenin irtifakın ayni sonuçlarını doğurması için irtifak hakkının tapu kütüğüne tescili şarttır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/18304, K: 2017/3425, T: 26.04.2017

Paylı mülkiyette bir paydaş payını karı ve kocaya, çocuklarına veya akrabaya temlik ederse, görünüşte satış sözleşmesi yapılsa dahi miras hukuku ile ilgili amaçların ya da bağışlama gibi düşüncelerin hakim olduğu hallerde onalım hakkının kullanılamayacağı, akrabalar arasında yapılan her temlikte uyuşmazlığın niteliğine göre temlikin hibe veya miras hukukuyla ilgili saiklerle yapılıp yapılmadığının yöntemince kanıtlanmasının aranması ve ispatı durumunda temlikle onalım hakkının kullanılması olanaklı olamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/8066, K: 2019/6219

Bunun yanında, paydaş payını karı ve kocaya, çocuklarına yahut akrabaya temlik ederse görünüşte satış sözleşmesi yapılsa bile miras hukuku ile ilgili amaçların yada bağışlama gibi düşüncelerin hakim olduğu durumlarda önalım hakkının kullanılmayacağı 27.03.1957 günlü ve 1956/12 Esas, 1957/2 Karar sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında belirtilmiştir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2002/1864 K: 2002/2638 T: 08.04.2002

Mecra hakkının tesisi için, Medeni Kanunun 668. maddesine (yeni MK. m 744) göre mecranın zaruri olması ve başka yerden geçirilmesinin imkansız veya çok masraflı bulunması gerekir. Bu tür davalarda leh ve aleyhine mecra kurulacak taşınmaz maliklerinin tümünün davada davacı ve davalı sıfatı ile yer almaları gerekir. Bir kimse komşularından yasal şartlara uygun olarak izin almadan onların taşınmazlarından mecra geçiremez. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2002/2918 K: 2002/3258 T: 26.04.2002

Mecra hakkı kurulmasına ilişkin davalarda; leh ve aleyhine mecra hakkı kurulacak taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması, kurulan mecranın paftaya göre alınması gereken yerden itibaren yararına kurulan taşınmaza kadar kesintisiz olarak ulaştırılması, taşınmazların paftasındaki ve zemindeki durumlarına göre mecranın başka bir yerden geçirilmesinin olanaksız veya çok masraflı olması, yükümlü taşınmazın zararının peşin olarak ödenmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3780 K: 2003/5217 T: 23.06.2003

Tesis edilecek mecra irtifakı nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenecek bedelin, taşınmazların niteliği gözetilerek atanacak uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak tespit edilmesi gerekir. Bu bedel, yükümlü taşınmazda mecranın geçirildiği kısmın zemin değeri, eğer üzerinde muhdesat var ise bunların değeri ile mecranın geçirilmesi nedeniyle yükümlü taşınmazda bir değer eksilmesi var ise bu miktarın toplamından oluşur. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3829 K: 2003/5693 T: 04.07.2003

İrtifak hakkının kurulabilmesi için öncelikle, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden bu hak kurulmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/5404 K: 2003/8246 T: 20.11.2003

Mecra irtifakının bağlanacağı su yolu ya da kaynağı ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlanmalıdır. Su yolunun niteliği suyun nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği, ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir. İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Devamını Oku