Son Yazılar

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2020/821 K: 2020/3674 T: 15.06.2020

Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı icra hakimliğinden İcra ve İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/17282 K: 2020/4519 T: 08.07.2020

İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/16235, K:2014/13856, 22.10.2014

TMK'nun 723/3 maddesinde ise “...malzeme sahibi iyiniyetli değilse hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir” denilmekte ise de bu hükümde yer alan hak ayni hak niteliğinde olmayıp, şahsi hak (alacak hakkı) dır. Bu hak taşınmazı alan yeni malike karşı 723.maddeye dayanılarak talepte bulunulmaz ( Yargıtay HGK nun 14.11.1962 gün ve 4/140-94 sayılı kararı). Bu durumda davacı BK'nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanabilir. BK'nun 61 vd. maddeleri gereğince, “hukuken geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir başkasının (davacının) malvarlığından istifade ederek kendi malvarlığını artıran kimse (davalı) elde ettiği kazanımı geri vermek zorundadır”. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/9118, K:2015/1842, 23.02.2015

Malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. İkinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından Mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/10343, K:2019/106, 08.01.2019

Dava, muhdesatın davacıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi isteğine ilişkindir. Kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/14914 K: 2016/2070 T: 23.02.2016

ayıt malikinin mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir. Çünkü, TMK'nın 1024. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/18130 K: 2019/3804 T: 30.04.2019

kayıt malikinin mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir. Çünkü, TMK'nin 1024. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/5320 K: 2014/9899 T: 15.09.2014

Somut olayda, satışına karar verilen dava konusu taşınmaz elbirliği mülkiyeti halinde olduğundan taşınmazın satış bedeli, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin paydaşlara mirasçılık belgesindeki payları dikkate alınarak dağıtılması gerekirken tapu kaydına göre dağıtılması, öte yandan 492 Sayılı Harçlar Kanunu ve eki Tarifenin karar ve ilam harcına ilişkin hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle gayrimenkulün satış bedeli üzerinden alınacak harcın “binde 11,38” olması gerekirken hüküm sonucunda “binde 9,9” olarak gösterilmesi gerekir Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/12525 K: 2015/3011 T: 18.03.2015

Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 5. maddesine göre, hangi aşamada olursa olsun dava ve icra takibini kabul eden avukat, tarifeler hükümleri ile belirli ücretin tamamına hak kazanır. Avukatın celselere katılması avukatlık ücretinin verilmesi için ön koşul olmayıp, taraf vekili olarak vekaletnamesini sunması tarifeler uyarınca hak ettiği ücretin tamamını kazanması için yeterlidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2020/3552 K: 2021/796 T: 10.02.2021

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2019/3769 K: 2020/3166 T: 01.06.2020

İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur. Bu durumda, davanın açıldığı tarihte davacının hukuki yararı bulunduğundan, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin borçlu davalı üzerinde bırakılması ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, davacı alacaklının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/13342 K: 2020/1394 T: 06.02.2020

Taşınmazda pay sahibi olan davalı Hazine 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince harçtan muaf olduğu halde başvurma harcı ve peşin harç ile satış bedeli üzerinden alınacak binde 11,38 oranındaki harçtan taraflarla birlikte sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda yükletilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde tapu kaydındaki payları oranında yükletilmesi doğru de değildir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/7287 K: 2014/8274 T: 19.06.2014

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12522 K: 2020/9 T: 03.01.2020

Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı icra hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2019/3618 K: 2020/3393 T: 04.06.2020

ekil ile temsil olunan davalı Hazine yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir olunmaması ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince taşınmazda pay sahibi olan Maliye Hazinesi harçtan muaf olduğu halde, hükmün 3. bendinde satış bedeli üzerinden alınacak binde 11,38 oranında harç ile yükümlü tutulması doğru görülmemiştir Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2021/751 K: 2021/1659 T: 10.03.2021

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2020/402 K: 2020/1970 T: 19.02.2020

Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir.Somut olaya gelince; dava İİK'nun 121. maddesine göre dava konusu taşınmaza ortak olmayan alacaklının ... İcra Hukuk Mahkemesi'nden 2014/12 E. 2014/15 K. sayılı ilamı ile aldığı yetkiye dayanarak açtığı ortaklığın giderilmesi davasıdır. Davacının dava konusu 267 ada 52 parsel sayılı taşınmazda payı bulunmadığından kabulüne karar verilen davada yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden sorumluluğu bulunmamaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2021/1280 K: 2021/2538 T: 06.04.2021

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi; karar ve ilam harcının ise dava konusu taşınmazın satış bedeli üzerinden hesap edilip taraflardan payları oranında tahsiline karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/18275 K: 2020/6067 T: 12.10.2020

Ortaklığın giderilmesi davaları iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardan olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir. Mahkemece, vekil ile temsil olunan bir kısım davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir olunmaması ve davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davacılar lehine tek vekalet ücreti takdiri gerekirken her bir davacı için vekil lehine vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12612 K: 2020/500 T: 16.01.2020

argılama giderleri, hem davayı kazanan tarafça daha önce peşin olarak ödenen hem de dava sonunda ödenmesi gereken harç ve masraflar ile yargılama gideri olan vekalet ücretidir. Davada haklı çıkan taraf kendisini vekille temsil ettirmiş ise vekalet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan “Tarafa” verilir. Ancak paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin “Taraflara” payları oranında yükletilmesi gerekir. Devamını Oku