Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1983/5352 K: 1983/6819 T: 8.11.1983
Meralar öncesi bilinmeyen bir zamandan beri yada özgüleme kararlarına dayanılarak bir yada bir kaç köy veya kasaba halkının hayvanlarının otlatılmasına yarayan yerlerdir. Devamını Oku
Meralar öncesi bilinmeyen bir zamandan beri yada özgüleme kararlarına dayanılarak bir yada bir kaç köy veya kasaba halkının hayvanlarının otlatılmasına yarayan yerlerdir. Devamını Oku
Meralar, onaylanmış imar planında genel hizmetler dışında bir amaca ayrılmışsa, belediyelere terkini sözkonusu olmaz. Bu nedenle çıplak mülkiyeti Hazineye ait olan meraların özel mülk olarak belediyelere geçmesi mümkün değildir. Devamını Oku
Somut olayda davalının eşi aleyhine kamu davası sonucunda ihtilaflı gayrimenkulün bir bölümünün mera olduğu tespit edilmiş ve cezalandırılmasına karar verilmiştir, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı hukuk hakimini de bağlar zira bu karar davacı hazine lehine güçlü bir delil teşkil etmektedir. Devamını Oku
Mera kanununa göre tahsis amacı değiştirilmedikçe mera, yaylak ve kışlaklardan bu kanunda gösterilenden başka şekilde yararlanılamayacağı belirtilmiştir; davalı, tahsis amacının değiştirilmesi yönünde ilgili bakanlığa başvurduğunu bildirdiğine göre bu başvurunun akıbetinin araştırılması gerekirdi. Devamını Oku
Mera, yaylak ve kışlakların kullanım hakkının kiralama esas ve usulleri mera yönetmeliğinde; ayrıntılı şekilde açıklanmıştır; davalı çekişmeli taşınmazı mera yönetmeliğinin 7.maddesinde açıklanan esas ve usullere göre kiralamamış ve mera değil tarla olarak kullandığından; yazılı gerekçe ile el atmanın önlenmesi davasının reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Devamını Oku
Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz sınırları daraltılamaz. Meralar üzerinde aidiyet iddiası ile el atmanın önlenmesi tapu, tespit iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılabilir. Devamını Oku
Aleyhine geçit hakkı kurulan parsel maliye hazinesi adına tapuda kayıtlı olup, üzerinde köy okuluna ait intifa hakkı bulunduğundan dava konusu parsel kamu hizmetine tahsis edilmiş özel mülkiyete konu olamayacak bu nedenle de üzerinde geçit kurulamayacak yerlerdendir. Devamını Oku
4342 sayılı mera kanunu uyarınca il mera komisyonu tarafından mera tespit, tahdit ve tahsis çalışmalarına karşı yapılan itirazların inceleme ve sonuca bağlanması anılan kanun’un 13.maddesi gereğince genel mahkemelerin görevi içindedir. Devamını Oku
Davacı lehine dava konusu meralardan kiralama suretiyle veya başka şekilde yararlanma koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varılmakla birlikte, yargı yolu bakımından idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ise de bu tür davalar idari kazaya tabi değildir. Devamını Oku
Dava konusu parsel, tahsisli mera olmadığı gibi, kadim kullanım bakımından da öncesi mera olan yerlerden değildir; taşınmazın bazı bölümlerinde zamanla mera bitkileri oluşması, buraya mera niteliği kazandırmaz. Devamını Oku
Hakemde, hazine ve belediye arasındaki ihtilafın konusu olan taşınmazın kime ait olduğuna karar verilir; bu karar kesinleştikten sonra tapuda ona uygun ihdasi karar verme işi mahkemeye aittir; bu nedenle hazine, taşınmazın öncesinin mera olduğuna dair tespit kararını mahallin en yüksek dereceli hukuk hakiminden aldıktan sonra, bu hakem kararına dayanarak dava açmalıdır. Devamını Oku
Köy merasından yararlanmakta olan köylünün, bu yerin özel mülkiyet kapsamına alınması nedeniyle kullanım hakkı kısıtlandığından, açacağı tapu iptali davasında meşru, kişisel ve güncel yararının kısaca hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Devamını Oku
Mera yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanabilir; tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmada ileri sürdükleri verileri tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun yeterince araştırılması gerektiğinde, köyün kuruluş tarihinin içişleri bakanlığı aracılığıyla araştırılması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir. Devamını Oku
Meraların mülkiyeti hazine'ye, kullanımı ise belediye veya köy tüzel kişiliklerine aittir. Kamu malı olan bu taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalarda gerek yürürlükten kaldırılan 766 sayılı tapulama kanunu’nun 31/2. Maddesinde, gerekse 3402 sayılı yasanın 12/3. Maddesinde on yıllık süre ile ilgili bir sınırlama yoktur; bu nedenle işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Devamını Oku
Mera ve yaylaya el atmanın önlenmesini isteme hakkı kural olarak hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzel kişiliklerine aittir; davacı tarım ve köyişlei bakanlığının meraya el atmanın önlenmesi davası açma hakkı olmadığından davanın reddine karar vermek gerekir. Devamını Oku
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete konu olması, gayesi dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması, sınırlarının daraltılması mümkün değildir. Meralar üzerinde, aidiyet savıyla el atmanın önlenmesi, tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılması mümkündür. Devamını Oku
Mahkeme tarafından yapılacak keşifte, tahsise dayanılıyorsa, tahsis kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar marifetiyle tatbik edilmesi, ihtilaflı yeri kapsayıp kapsamadığının saptanması, gayrimenkulün mera olmadığı savında bulunulması durumunda varsa çevre gayrimenkullerin kayıtları da tatbik edilmek suretiyle ihtilaflı yeri ne şekilde okuduğunun, çevre gayrimenkullerle toprak yapısı kıyaslanmak suretiyle, uzman bilirkişiler marifetiyle söz konusu yerin ve niteliğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Devamını Oku
Merada keçi otlatılması, hem orman işletme şefliğinin yazısı neticesinde hem de köy ihtiyar kurulu kararlarıyla yasaklanmış olduğundan dolayı dava reddedilmelidir. Devamını Oku
Sınırında mera yazılı kayıt, kural olarak değişken sınırlı olup; mera olarak işlenen komşu taşınmaz, iskanen verilmiş ise meralık niteliği ortadan kalkmış olacağından mücavirleşme gerçekleşmiş ve kaydın sınırı sabitleşmiş olur. Devamını Oku
Hukuki yararı bulunan üçüncü kişi kendiliğinden veya davanın kendisine ihbar edilmesi üzerine, kendisinden başvurma harcı alınmak suretiyle davaya müdahale edebilir. Devamını Oku
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler başkası adına tescil edilemez. Dava konusu yer, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulanan yerlerden olduğundan bu kısmın sadece tapusunun iptaline karar vermek gerekir. Devamını Oku
Keşif kararına keşif giderlerini neler olduğu ve bu giderlerin hangi tarafça yatırılması gerektiği, keşifte tanık dinlenecek ve bilirkişi incelemesi yapılacak ise bu hususlar açıkça yazılmalıdır; keşif gün ve saati duruşmada taraflara bildirilirse artık taraflara ayrıca davetiye gönderilmesine gerek yoktur. Devamını Oku
Hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı kendi adına tescil ettiren kişiden vaki kazanımlar da geçersizdir; bu özelliği gereği taşınmaz kayda dayanarak iktisap eden kişinin ikinci yada üçüncü el olması sonuca etkili olmadığından iyiniyet savı dinlenmez. Devamını Oku
Elatmanın önlenmesi davasında, bilirkişi raporu düzenlettirilmek suretiyle yetkili mahkemenin saptanması gerekirken içeriği bilinmeyen ve bu nedenle denetlenemeyen kaymakamlık yazısı doğrultusunda yetkili mahkemenin belirlenmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Devamını Oku