Son Yazılar

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/11802 K: 2015/19280 T: 1.12.2015

Dava konusu alacak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine, başka bir ifade ile sözleşmeye dayalıdır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi olduğundan dava BK.nun 125. maddesindeki (6098 sayılı BK.'nun 146.maddesi) 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca, zamanaşımı borcun muaccel olması ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar. Zilyetlik devam ettiği sürece ise zamanaşımı işlemeye başlamaz. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/524 K: 2017/9222 T: 7.6.2017

Taraflar arasındaki 0satış vaadi sözleşmesi haricen düzenlenmiştir. TMK 706, TBK 237, TK 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince gayrimenkul mülkiyetinin nakline dair sözleşmeler resmi şekilde yapılmadıkça geçersiz olup, hukuken alıcıya her hangi bir hak bahşetmez. Bu nedenle, taraflar arasında düzenlenen harici satış sözleşmesi mülkiyetin nakli bakımından geçersiz olup, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/6028 K: 2016/6065 T: 19.4.2016

Vasiyetnamenin tenfizi talebi halinde hakim murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlemeli, azami biçimde murisin iradesini yerine getirmeli, vasiyetin tenfizine imkân sağlamalıdır. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; davaya konu taşınmazın üzerinde yapılan yapıya ait tasdikli inşaat projesini belediyeden getirtilip, davaya konu taşınmaz üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak, yapının projeye uygun olup olmadığı hususunun alınacak bilirkişi raporu ile belirlemek olmaktır. Bilirkişi raporu ile yapının projeye uygun yapıldığı anlaşılırsa o takdirde, kat mülkiyeti kurulmasına elverişli bir yapı olup olmadığı yönünde araştırma yapılarak bağımsız bölümlerin arsa payları ile ilgili açıklayıcı rapor alınması gerekir. Bundan sonra, mahkemece; taşınmaz mal üzerinde kat mülkiyeti kurulmak suretiyle vasiyete konu bağımsız bölümlerin davacı adına tesciline, karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/824 K: 2014/8190 T: 26.5.2014

Davacı, şufa davasının yargılaması sırasında dava konusu yeri 2002 yılında satın aldığını ancak tapu devrinin 2010 yılında gerçekleştiğini, dava konusu taşınmazı 9 yıldır ekip biçtiğini, üzerine ağaçlar diktiğini beyan etmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile alıcı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisinin kurulmuş olduğu nazara alınarak, taraflarca bildirilen tüm delillerin usulünce toplanması, davacının talebinin sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde değerlendirilerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/20143 K: 2011/2739

Davacı, şufa davasını 14.12.2007 tarihinde açmıştır. Şufa davası açılmakla aynı şartlarla taşınmazı satın almaya rıza göstermiş sayılmalıdır. Yani davacı 6.1.2007 ve 7.1.2007 tarihinde konan asfalt katılım payı şerhi konmuş taşınmazı bu haliyle almayı kabul etmiş sayılır. Bu durumda asfalt katılım payından davacı sorumludur. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/1739 K: 2014/3881

Dava konusu irtifak hakkının tesis ve tescili sırasında taşınmaz malikine bir bedel ödenip ödenmediği araştırılmalı ve irtifak hakkı terkininin bedelsiz olarak yapılıp yapılamayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmayarak, terkin işleminin bir bedel karşılığında yapılacak olması halinde bu bedelin miktarı noktasında konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınmalı ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekir Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/18968 K: 2014/3622

Tasarruf nisabı, terekenin vefat günündeki haline göre hesaplanır. Mahkemece yapılacak iş; terekenin ölüm günündeki değeri ve 11.11.1994 tarih ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı esas alınarak belirlenecek saklı pay ve sabit tenkis oranını, tercih tarihindeki değerle çarpmak ve hasıl olacak sonuç uyarınca; hükmü temyiz etmemiş olan davalılar yönünden davacı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek hüküm kurmaktan ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/10272 K: 2015/13864

Türk Medeni Kanunu'nun 559.maddesine göre; vasiyetnamenin iptali davasında 1 yıllık hak düşürücü süre davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlar. Gene aynı kanunun 571.maddesinde ise, dava açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin üzerinden 10 yıl geçmekle düşer. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/18257 K: 2016/374

Gerek iptal, gerekse tenkis davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/20008 K: 2018/8967

Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1996 günlü ve 1996/2-6 Esas 1996/154 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, vasiyetnamenin iptali davasında ayna taalluk eden bir ihtilaf mevcut değildir. Bu nedenle de belirlenmesi gereken yön, dayanılan kişisel hakkın bulunup bulunmadığı ve vasiyetnamenin geçerli olup olmadığının tespitinden ibarettir. Buna bağlı olarak da, yalnızca vasiyetnamenin geçerliliğinin tespiti istemine yönelik olarak açılan davada, verilecek kararın eda isteğini içermediği gözetilerek maktu harca tabi olduğunun kabulü icap eder. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2019/4002 K: 2020/80 T: 14.01.2020

Vasiyetin iptali davasında bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/9241 K: 2015/18734 T: 24.11.2015

Tenfiz için aranan şartlardan biri, Türk kamu düzeninin müdahalesi ile ilgilidir. 5718 sayılı Kanun'un 54/c maddesine göre, yabancı bir mahkeme ilamının tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme ilamının Türk Kamu düzeninin müdahalesini gerektirebilecek bir "hüküm" taşımaması şarttır. Burada yabancı mahkeme ilamının tenfizinin reddini temin edebilecek tek imkân yabancı mahkeme "hükmünün ya da hüküm fıkralarının" Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmasıdır. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/16455 K: 2011/871 T: 25.1.2011

Vasiyetin tenfizi talebi amacıyla açılan davalarda, davacılar kendilerine vasiyet edilen taşınmazların adlarına tapuya tescil edilmesi talep edildiğine göre, bu tür davalarda görevli mahkeme tescili istenilen taşınmazların değerine göre tayin edilecektir. Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazların değerleri bilirkişi marifeti ile belirlenip, öncelikle görev hususunun halledilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/16470 K: 2011/866

Vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfizi) için herşeyden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 536 ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin açılıp okunması ve aynı kanunun 501.maddesi gereğince vasiyetnamenin iptali davası için yasada gösterilen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/3599 K: 2013/6513

Vasiyetnamenin yerine getirilme davası, vasiyet alacaklısı tarafından vasiyet borçlularına, yasal veya atanmış mirasçılara ve varsa vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açılır. Buradaki zorunluluk mirasçılarının iştirak halindeki mülkiyettinden kaynaklanan bir zorunluluk değil, kanundan doğan bir zorunluluktur. Nasıl ki yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre vasiyetnamenin iptali davaları sadece dava açan yönünden hukuki sonuç doğurur, dava açmayanlar yönünden vasiyetname geçerliliğini korur ve dava açmayanları bağlamaz ise vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasında da mirasçının vasiyete konu maldaki hakkı miras hissesi oranı kadardır. Bu hissesi oranında yasal, hukuki vs. haklarından yararlanabilir. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/185 K: 2013/1187 T: 28.1.2013

TMK’nun 600. maddesine dayalı olarak açılmış vasiyetname hükümlerinin yerine getirilmesi istemini içeren eda davasıdır. Davacı, belirli (muayyen) mal bırakmayı içeren vasiyetname ile kendisine vasiyet edilen; taşınmazların adına tapuya tescilini, banka hesaplarında bulunan paraların ödenmesini, ziynet eşyaları ile menkul malların teslimini talep etmiştir. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/1032 K: 2015/2978

Vasiyetnamenin iptali davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden yukarıda anılan maddede gösterilen 1 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başlamaz. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2012/17699 K: 2013/1153 T: 28.1.2013

Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Medeni Kanunun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri gösterilmiştir. Bu davada ileri sürülen sebep bu maddede gösterilenlerden değildir. Diğer bir anlatımla, bu davada ki istem Medeni Kanunun 542. maddesinde yer alan ve vasiyetnamenin varlığına hakim hükmüne gerek kalmadan son veren hukuki işlemin bulunup bulunmadığının tesbitine ilişkindir. Şu durumda açılmış olan bu tespit davasının dinlenebilmesi için davacıların dava açmakta hukuken korunmaya değer bir güncel yararının bulunması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2012/23518 K: 2013/2842 T: 21.2.2013

Davada; vasiyetnamenin mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı ve tasarrufun yanıltma, korkutma ve aldatma, zorlama sonucu yapıldığı ileri sürülerek iptali istenilmiş olup, mahkemece davacının vasiyetnamenin T.M.K:nun557/2. maddesinde belirtilen sebepler sebebiyle iptali istemine dair olarak bu konudaki iddia, beyan ve delilleri değerlendirilmeksizin yalnızca T.M.K: 557/1. maddesi yönünde inceleme yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Devamını Oku

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/10121 K: 2013/10974 T: 25.6.2013

Vasiyetnamenin düzenleme şeklinde yapılması ve fotoğraflı olması zorunludur. Kanunda noterden söz edilmesi, noterlik makamının hedef alınmasındandır. Noter yetkisine sahip yeminli başkatibin düzenlediği vasiyetname ile yeminli katibin düzenlediği vasiyetname Yargıtay'ca geçerli kabul edilmektedir. Ancak, vasiyetnamenin baştan sona kadar aynı memur tarafından düzenlenmesi ve onun tarafından gerekli yerlerin imzalanması zorunludur. Devamını Oku