Son Yazılar

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2005/11193 K: 2005/12201 T: 26.12.2005

Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir. Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2005/2149 K: 2005/3765 T: 05.04.2005

Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2005/2232 K: 2005/3951 T: 25.04.2005

Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur, ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2002/2492 K: 2002/2691 T: 15.04.2002

Payların denkleştirilmesi, gerektiğinde ivaz ilavesi ve gruplama ortaklar anlaşmazlarsa kur´a çekmek suretiyle hangi bağımsız bölümün hangi ortağa isabetinin belirlenmesi sadece muristen kalan taşınmazlar için mümkündür. Yoksa müşterek paydaşların herbiri varsa payına karşılık belirli bir bağımsız bölüm almış, onu kullanıyorsa paydaşların diğerinin kullandığı bağımsız bölümde hakkı yoksa ivaz ilavesi, pay denkleştirilmesi, kura çekme gerekmez. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1991/14060 K: 1991/14150 T: 15.11.1991

Mahkeme, taksim mümkün olmadığından satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermişse de, taşınmazda kat mülkiyetinin kurulup kurulmayacağı hususunu araştırmamıştır. Öncelikle keşif yapılarak 634 s. kanunun 50. maddesi uyarınca binada kat mülkiyetinin kurulup kurulmayacağının saptanması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2002/2492 K: 2002/2691 T: 15.04.2002

Taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi isteği, kat mülkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesi istemini de içerir. Dava konusu binada, kat mülkiyetinin kurulup kurulmayacağının araştırılması, eğer mümkünse ikinci aşamada, pay ve paydaş adedine göre gerektiğinde ivaz ilavesi de göz önünde tutularak her bir paydaşa veya hisseli kalması konusunda anlaştıkları takdirde anlaşan paydaşlara birer bağımsız bölüm isabet edecek şekilde taksim olanağı bulunup bulunmadığının tesbiti gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1998/5535 K: 1998/5462 T: 22.06.1998

Ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz, paylı olarak taraflara ait bulunmaktadır. Keşif sonucunda taşınmaz üzerinde 17 adet bağımsız bölüm bulunduğu anlaşıldığından, kat mülkiyeti kurulması suretiyle ortaklığın giderilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılmadan davanın reddedilmesi hatalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1996/5202 K: 1996/5414 T: 30.05.1996

Davada taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi istenmiş olmasına göre bu istek içinde kat mülkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesi isteminin de bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, öncelikle keşif yapılarak 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca binada kat mülkiyetinin kurulup kurulmayacağının araştırılması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2002/3255 K: 2002/3406 T: 16.05.2002

Ortaklığın giderilmesi davalarında taksim istenmesi halinde dava konusu her taşınmazın ayrı ayrı ele alınarak pay ve paydaş durumuna göre taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Paydaşlar muvafakat etmediği takdirde taşınmazın bir kesimi paydaşlar arasında paylı "müşa" bırakılamaz. Davada sulh vaki olmadığı sürece bir kısım taşınmazların bazı paydaşlara diğerlerinin diğer paydaşlara verilmesi şeklinde re´sen taksime gitmek mümkün değildir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2014/3336 K:2014/4259

Konut ihtiyacına dayalı davalarda ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığı açısından yeterlidir, ayrıca tanık gösterilmesine gerek yoktur. Kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açılabileceği 6098 Sayılı TBK.nun 350.maddesinde sayılmıştır. Sözü edilen madde hükmüne göre kiralayan, kendisinin, eşinin, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut (veya işyeri) ihtiyacı için dava açabilir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2015/7742 K:2015/9922

Türk Borçlar Kanununun 350/1. maddesinde, kiraya verenin kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, kiralananın tahliyesini isteyebileceği hususu düzenlenmiştir. Tüzel kişiliğe sahip limited şirket de ancak kendi ihtiyacı için dava açabilecektir. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2013/14490 K:2013/14951

Konut ihtiyacına dayalı davalarda ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığı açısından yeterli olup, ayrıca tahliye tehdidi altında bulunması gerekmez. Kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açılabileceği 6098 Sayılı TBK.nun 350.maddesinde sayılmıştır. Sözü edilen madde hükmüne göre kiralayan, kendisinin, eşinin, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut (veya işyeri) ihtiyacı için dava açabilir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2014/12439 K:2014/12928

Normalde kardeşin ihtiyacı için tahliye davası açılamazsa da, bakmakla yükümlü kardeşin ihtiyacı için bu dava açılabilir. Bu durumda Mahkemenin davacının kardeşi ihtiyaçlının adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı ve davacının yardımına ve kiralanana ihtiyacı olup olmadığını araştırması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 351. maddesinde "Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir." düzenlemesi yer almaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2015/5624 K:2015/7927

Kiralayanın ortağı olduğu şirketin ihtiyacı için tahliye davası açılamaz. TBK'nun 350.madde kapsamına göre; bir kişi kendisi eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin ihtiyacını gerekçe göstererek tahliye isteyebilir. Gerçek kişilerin kendi mülklerini şirket ihtiyacı nedeniyle tahliye ettirebilmeleri mümkün değildir. Tüzel kişiler ancak kendilerine ait kiralananı kendi ihtiyaçları için tahliye ettirebilirler. Devamını Oku

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2015/9993 K:2016/1961

Taahhüt nedenine dayalı tahliye davasının mutlaka kiraya veren tarafından açılması gerekir. Kiraya veren durumunda olmayan malikin dava hakkı yoktur. Ancak yeni malik önceki malikin ve kiraya verenin halefi olarak eski malik zamanında verilmiş taahhüde dayanarak dava açabilir. Devamını Oku