Son Yazılar

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/7349 K: 2006/2218 T: 4.4.2006

Fermanlar mülkiyet belgesi olmayıp, zilyetlik belgesidir zilyetliğin ispatı için fermanlar tek başına yeterli olmayıp, yerel bilirkişi ve tanık sözleriyle de birleşmesi gereklidir. Somut olayda, dayanak fermanının harcı yatırılmak suretiyle tasdik işleminin yapıldığı kanıtlanamadığı gibi lehine ferman bulunan kişi ile davacıları arasında irsi veya akdi bağ da kanıtlanamamış, taşınmazın farklı amaçla kullanıldığının belirlenmiş olması karşısında dayanak padişah fermanı esas alınarak davanın kabulü mümkün görülmemiştir. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2001/5901 K: 2001/6696 T: 1.10.2001

İddia ve savunma çerçevesinde davacılar ve murislerinin bağımsız 20 yıllık zilyetliğinin geçip geçmediği, geçmemiş ise kendilerine intikal şekli üzerinde durulması, ayrıca 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca bu yer hakkında yapılan uygulama bakımından belgelerinin bulunduğu yerden getirtilip uyuşmazlığın çözümünde göz önünde tutulması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3897 K: 2005/4230 T: 6.6.2005

Taşınmazın öncesinin kadim mera olduğunun ve meradan elde edildiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Dava dilekçesinde gösterilen ve itiraza uğramayan değer üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Ken, keşifte tespit edilen ve eksik nispi harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden davacı yararına vekâlet ücretine hükmedilmiş bulunması da doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3326 K: 2005/4931 T: 30.6.2005

Kadastro tespiti sırasında nazara alınan 1937 tarih 1093 tahrir numaralı vergi kaydının tesis edildiği tarihten tespit tarihine kadar kazanma süresi ve koşullarının geçip geçmediğinin araştırılması, kazanma koşulları oluşmuş ise 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 21.maddesi hükmü göz önünde tutularak davacıya seçimlik hakkının hatırlatılması, belirlediği taşınmaz bölümünün teknik bilirkişi tarafından krokisine işaret edilmesi, bu yer hakkındaki davanın kabulüne geriye kalan bölüm hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4636 K: 2003/5666 T: 22.9.2003

Mahkemece, mera norm kararı ve tahsis tutanağı ve paftası getirtilip mahallinde bilirkişiler marifeti ile uygulanmamıştır; tahsisin kadim meradan yapıldığı belirtmelik ve mera norm kararında açıklanmasına rağmen usulüne uygun bir biçimde kadim mera araştırması da yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4470 K: 2003/5053 T: 7.7.2003

Bir yerin belirtmeliğinde meradan açıldığının yazılmış olması, o taşınmazın öncesi itibariyle mera olduğu anlamına gelmez; ne varki somut olayda dava konusu taşınmazla birlikte belirtmelik parsel numaraları açıklanan diğer yerlerin meradan açıldığı 40 nolu toprak komisyonunda görev alan belediye temsilcisi ve bilirkişiler tarafından bildirilmesi üzerine belirtme yapılmıştır; bu dava nedeniyle dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar mera olmadığını bildirmişler ise de, beyanları gerek taşınmazın niteliği ve gerekse kazanmayı sağlayan zilyedlik bakımından hüküm vermeye yeterli değildir. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/6875 K: 2003/7211 T: 6.11.2003

Somut olayda davacının dayandığı resmi kayıt ve nizalı taşınmaz yönünde bulunan eylemli meradan, ihtilaflı parselin, meradan genişletilmek suretiyle elde edildiği bellidir; bu durumda taşınmazın öncesinin mera olmadığına dair savın aynı derecede kuvvetli bir delille kanıtlanması gerekecektir; böyle bir belge sunulamadığından taşınmazın öncesinin mera olmadığı hususunda tanık beyanları dikkate alınmaz. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4845 K: 2004/5394 T: 6.7.2004

Taşınmazın bir bütün olarak mera sayılan yerlerden olduğu ileri sürüldüğüne göre, kadastro çalışma alanı içinde kaldığı köy ile davacının bulunduğu köyün sınırında, parselin yer aldığı da gözetilerek, her iki köyün bu bölgeye ait kadim ve tahsisli mera kayıtlarının olup olmadığı uzman bilirkişiden sorularak, gerekçeli denetime açık rapor alınmalı, ilgili dava dosyalarının temini ve tetkiki ile belirlenecek duruma göre karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/2461 K: 2003/3731 T: 22.5.2003

Taşınmazın kabulüne karar verilen bölümünün de kuzeyinde yer alan meranın devamı olduğunun kabulü gerekir; meralar süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile edinilmeleri mümkün olmayan yerlerdir; davanın tümünün reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4564 K: 2003/4793 T: 26.6.2003

Uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmaları yapıldığı, ancak bu çalışmalar sırasında dava konusu taşınmazın paftasında nasıl gösterildiği, kadastro harici bırakılıp bırakılmadığı, bırakılmış ise hangi tarihte ve ne sebeple bırakıldığı, taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı, bu yerin devletçe sulanan yerlerden olup olmadığı ilgili kurumlardan sorulup belirlenmemiştir; bu şekilde eksik inceleme ile verilen hükmün bozulması gerekmiştir. Devamını Oku

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/4109 K: 1993/10041 T: 12.10.1993

Kadastro Kanunu uyarınca, yol, meydan, köprü gibi orta malları sadece haritada gösterilir. Bunlar için tespit yapılmaz, tutanak düzenlenmez. Tutanak düzenlense dahi, bu tutanağın tarihi, 3402 s. Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin başlangıcına esas alınamayacağı gibi, zilyetliğin kesilmesine de neden olmaz. Devamını Oku