1. Anasayfa
  2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2013/1039 K: 2013/746 T: 11.02.2013


Her ne kadar anılan madde hükmünde düzeltme işlemine karşı tebliğden itibaren 30 günlük sürede Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılabileceği, dava açılmadığında yapılan düzeltme işleminin kesinleşeceği belirtilmiş ise de, kesinleşen işleme karşı ya da düzeltme talebinin reddine karşı dava açılmasını engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır.

Esen Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 3, 4 ve 9 sayılı parsel 93.03, 295 ve 40,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Dursun Erat adına tescil edilmiştir. Dursun Erat mirasçısı Hasan Erat’ın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi göre sınırlarındaki yanlışlığın düzeltilmesi talebi Kadastro Müdürlüğünün 25.11.2011 tarihli kararı ile red edilmiştir. Davacı Hasan Erat, taşınmazların sınırlarının 3402 sayılı Kanun’un 41. madde gereğince düzeltme istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı tarafından yapılan başvuru sonucunda Kadastro Müdürlüğünün yukarıda belirtilen kararı ile davaya konu 116 ada 3, 4 ve 9 sayılı parsellerde düzeltme yapılamayacağı belirtilerek talebin reddine karar verilmiştir. Davacı bu karara karşı tebliğden itibaren 30 günlük süre içinde dava açmıştır.

Mahkemece Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kanun’un 41. maddesi uyarınca yapılıp davacıya tebliğ edilen bir düzeltme işlemi bulunmadığından red kararına karşı 41. maddeye dayanılarak dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Her ne kadar anılan madde hükmünde düzeltme işlemine karşı tebliğden itibaren 30 günlük sürede Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılabileceği, dava açılmadığında yapılan düzeltme işleminin kesinleşeceği belirtilmiş ise de, kesinleşen işleme karşı ya da düzeltme talebinin reddine karşı dava açılmasını engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca idari işlem basamakları tüketildikten sonra genel mahkemelerde de dava açma olanağı bulunduğunun kabulü gerekir. Ne var ki, 6100 sayılı H.M.K’nun 2. maddesi uyarınca dava konusunun malvarlığı hakkına ilişkin olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur. O halde mahkemece görevsizlik kararı verilerek karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi gerekir.