1. Anasayfa
  2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2016/112 K: 2016/6560 T: 13.06.2016


Özet: Kullanım kadastrosuna itiraz davalarında uyuşmazlık, taşınmazın yalnızca beyanlar hamsindeki kullanıcı şerhine yönelik olup, geometrik şekli ihtilaf konusu olmadığından, kullanım kadastrosuna itiraz davası devam ederken, uygulama kadastrosu yapılması ve kullanım kadastrosuna itiraz davasının, uygulama kadastrosuna engel teşkil etmemesi nedeniyle, nizalı taşınmaza ait uygulama kadastro tutanağının usulünce askı ilanına alınarak, yöntemince kadastronun tamamlanması için Kadastro Müdürlüğü ‘ne iadesine karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan ve usuli işlemler ikmal edilmeden uygulama kadastrosuna yönelik bir dava varmış gibi hüküm kurulması isabetli değildir.

Dosyanın içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 2010 yılında yapılan kullanım kadastrosuna karşı açılan iş bu tespite itiraz davası devam ederken yörede 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca uygulama kadastrosu yapıldığı, uygulama kadastrosu sonucu düzenlenen tutanakların 19.9.2013-21.10.2013 tarihleri arasında 3402 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca askı ilanına alındığı, ancak somut olayda dava konusu taşınmaza ilişkin uygulama kadastro tutanak aslının askı ilanından evvel 2.8.2013 tarihinde, Kadastro Mahkemesinde davalı olduğundan bahisle Kadastro Mahkmesi’ne gönderilerek esasa kaydedildiği dosya arasındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Kullanım kadastrosu, 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4. maddesi gereğince, … adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerle ilgili olarak, kadastro tespiti sırasında, taşınmazların fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhtesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek amacıyla yapılan bir kadastro çalışması iken; 3402 sayılı Kanun’un 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu ise sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla yapılan bir kadastro çalışmasıdır. Dolayısıyla kullanım kadastrosuna itiraz davalarında uyuşmazlık, taşınmazın sadece beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhine yönelik olup taşınmazın geometrik şekli ihtilaf konusu değildir. Dolayısıyla kullanım kadastrosuna itiraz davası devam ederken, uygulama kadastrosu yapılması ve kullanım kadastrosuna itiraz davasının, uygulama kadastrosuna engel teşkil etmesi açıklanan nedenlerle söz konusu olmadığına göre; çekişmeli taşınmaza ait uygulama kadastro tutanağının usulünce askı ilanına alınarak, yöntemince kadastronun ikmali için Kadastro Müdürlüğü’ne iadesine karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmaksızın ve usuli işlemler tamamlanmaksızın uygulama kadastrosuna yönelik bir dava da var imiş gibi hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.