Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, elbirliği mülkiyeti müşterek mülkiyete çevrildiğinden konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.”
Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında davalı borçlunun payı müşterek mülkiyete çevrildiğinden davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; davacı alacaklının dava tarihi itibariyle dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, öte yandan dava açılmasına davalı borçlu dışında kalan diğer davalıların da sebebiyet vermediği anlaşıldığından, dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve bu gider içerisinde yer alan vekalet ücretinin sadece davalı borçlu … üzerinde bırakılması gerekirken davalıların tamamına yükletilmesi doğru görülmemiş, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şeklinde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir