1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2019/3769 K: 2020/3166 T: 01.06.2020


Dava, İİK’nun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.

Davacı vekili, davalı …’nun davacıya olan borcundan dolayı icra takibi başlatıldığını, borçlunun murisi …’in mülkiyetinde olan … ili, Merkez ilçesi, 3313 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile 3313 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7 numaralı bağımsız bölüme borçlunun hissesine alacak nedeniyle haciz konulduğunu ve icra mahkemesinden iş bu davayı açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazlarda ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine dair verilen kararın davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.12.2018 günlü 2016/4334 Esas, 2018/9137 K sayılı ilamı ile “…. dava konusu kargir ev ve arsa niteliğindeki 3313 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ve 3313 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7 No’lu bağımsız bölüm üzerindeki elbirliği mülkiyeti 04.11.2015 tarihi itibari ile sona erdirilerek paylı mülkiyete dönüştürülmüştür. Borçlu davalı …’nun dava konusu taşınmazlarda 1/4’er pay sahibi olduğundan ve paylı mülkiyete konu taşınmazlarda alacaklı davacı tarafından haczedilen payların doğrudan icra yoluyla satışı istenebileceğinden; davacının bu davayı açmakta hukuki yararı kalmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı icra hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir.

İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.

Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.

Somut olaya gelince; davanın açıldığı tarihte davalıların dava konusu taşınmazlarda elbirliği halinde malik olduğu, dava tarihinden sonra davalılardan … tarafından 17.03.2015 tarihinde … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/185 Esas sayılı dosyası ile açtığı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istemli dava kabul edilmiş, iş bu davanın 2015/418 Karar sayılı 14.05.2015 tarihli kararının 01.07.2015 tarihinde kesinleşmesi üzerine hüküm infaz edilmiştir. 04.11.2015 tarihinde intikallerin yapıldığı ve davalı borçlu…’nun dava konusu taşınmazlarda paylı malik haline geldiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın açıldığı tarihte davacının hukuki yararı bulunduğundan, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin borçlu davalı üzerinde bırakılması ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, davacı alacaklının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de belirtilen hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3 ve 6 numaralı bentlerinin hükümden çıkarılmasına, ayrı birer bent olarak “Davacı tarafından yapılan 888,40TL yargılama giderinin (350,00TL bilirkişi ücreti, 195,40TL keşif harcı, 343,00TL müzekkere ve tebligat masrafı) davalı borçlu …’ndan alınarak davacıya verilmesine”, “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.268,00TL vekalet ücretinin davalı borçlu …’ndan alınarak davacıya verilmesine” kelimelerinin yazılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Dava, İİK’nun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.

Davacı vekili, davalı …’nun davacıya olan borcundan dolayı icra takibi başlatıldığını, borçlunun murisi …’in mülkiyetinde olan … ili, Merkez ilçesi, 3313 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile 3313 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7 numaralı bağımsız bölüme borçlunun hissesine alacak nedeniyle haciz konulduğunu ve icra mahkemesinden iş bu davayı açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazlarda ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine dair verilen kararın davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.12.2018 günlü 2016/4334 Esas, 2018/9137 K sayılı ilamı ile “…. dava konusu kargir ev ve arsa niteliğindeki 3313 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ve 3313 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7 No’lu bağımsız bölüm üzerindeki elbirliği mülkiyeti 04.11.2015 tarihi itibari ile sona erdirilerek paylı mülkiyete dönüştürülmüştür. Borçlu davalı …’nun dava konusu taşınmazlarda 1/4’er pay sahibi olduğundan ve paylı mülkiyete konu taşınmazlarda alacaklı davacı tarafından haczedilen payların doğrudan icra yoluyla satışı istenebileceğinden; davacının bu davayı açmakta hukuki yararı kalmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı icra hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir.

İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.

Somut olaya gelince; davanın açıldığı tarihte davalıların dava konusu taşınmazlarda elbirliği halinde malik olduğu, dava tarihinden sonra davalılardan … tarafından 17.03.2015 tarihinde … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/185 Esas sayılı dosyası ile açtığı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istemli dava kabul edilmiş, iş bu davanın 2015/418 Karar sayılı 14.05.2015 tarihli kararının 01.07.2015 tarihinde kesinleşmesi üzerine hüküm infaz edilmiştir. 04.11.2015 tarihinde intikallerin yapıldığı ve davalı borçlu…’nun dava konusu taşınmazlarda paylı malik haline geldiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın açıldığı tarihte davacının hukuki yararı bulunduğundan, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin borçlu davalı üzerinde bırakılması ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, davacı alacaklının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de belirtilen hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3 ve 6 numaralı bentlerinin hükümden çıkarılmasına, ayrı birer bent olarak “Davacı tarafından yapılan 888,40TL yargılama giderinin (350,00TL bilirkişi ücreti, 195,40TL keşif harcı, 343,00TL müzekkere ve tebligat masrafı) davalı borçlu …’ndan alınarak davacıya verilmesine”, “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.268,00TL vekalet ücretinin davalı borçlu …’ndan alınarak davacıya verilmesine” kelimelerinin yazılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.