İstatistikler
5516
Yazılar
0
Yorumlar
23470
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/3596 K. 2023/3784 T. 19.7.2023
Zorunlu geçit hakkı davalarında istinaf kesinlik sınırı, sadece dava konusu taşınmaz lehine geçit hakkı kurulan parselin değeri dikkate alınarak belirlenemez. Geçit alternatifi taşınmazlardan herhangi birinin değerinin istinaf kesinlik sınırının üzerinde kalması durumunda, mahkemenin istinaf başvurusuna ilişkin dilekçesinin reddine dair kesin nitelikte karar vermesi doğru değildir Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2011/8665 K: 2013/9005
5393 sayılı Kanun uyarınca kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen bir bölgeye yönelik olarak kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilanı sonrasında proje hazırlanması ve anılan proje doğrultusunda imar planı değişikliklerinin yapılması gerektiği, söz konusu projeler ve mevcut imar planlarında öngörülen kullanım kararları dikkate alınarak öngörülen kullanım kararları doğrultusunda uygulama işlemlerinin tesis edilmesi gerektiği, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilmesinin tek başına kamulaştırma işlemi tesis edilmesine gerekçe olamayacağı, kabul edilen plan ve projelerde uyuşmazlığa konu taşınmazın yer aldığı fonksiyonların incelenerek kamulaştırma işlemlerinin hukuki denetiminin yapılmasının gerektiği açıktır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2018/505 K: 2019/4400 T: 16.5.2019
Alanın plansız gelişen, fiziki ve sosyal çevre koşulları sağlıksız ya da afet riski olan bölgeleri kapsadığına ya da bu kapsamdaki hangi alanların dönüştürülmesi amacıyla tesis edildiği nesnel, teknik ve bilimsel veri, tespit ve analizlerle ortaya koyma yükümlülüğü ilgili belediyeye düşmektedir.İmar planında yapılan kentsel dönüşüme yönelik müdahalelerin, dar gelirlilere konut üretme amacı taşıdığı ifade edildiği, ancak sınır tespitinde hangi kriterlerin dikkate alındığına ilişkin hiçbir teknik, nesnel ya da bilimsel bir dayanak bulunmadığı, belirlenen sınıra ilişkin hiçbir tespit, analiz ya da sentez çalışmasının da bulunmadığı, sadece mülkiyet desenine bağlı olarak KDGPA sınırı belirlenemeyeceği, sınırın nesnel, teknik ve bilimsel veri, tespit ve analizlere dayandırılmamış olması nedeni ile dava konusu işlemin şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı olduğu. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2016/2730 K: 2022/731 T: 25.1.2022
5393 sayılı Kanunun 73. maddesinin birinci fıkrasına göre, bir yerin kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için genel amacın; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amaçlarından birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi şeklinde olabileceği, yine kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması hususlarının takdirinin münhasıran belediye meclisinin yetkisinde olduğu anlaşılmaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/10775 K: 2016/3095 T: 24.5.2016
Olayda uyuşmazlık konusu taşınmazı kapsayan toplam 634.000m² alana sahip yerde, yaklaşık 1400 hak sahibinden, 1050'si ile anlaşma sağlandığı, projenin 1. ve 2. ebatının tamamlandığı 3. ebatının da bitme aşamasına geldiği projede bütünlüğün sağlanması ve anlaşma yapan hak sahiplerininde kamulaştırmadan kaynaklanan gecikme nedeniyle mağduriyet yaşanılmaması için ayrıca, çarpık ve gecekondu tipi yapılaşmanın hakim olduğu, bu kapsamda dar gelirli vatandaşlar için daha iyi barınma koşullarının ve konut üretiminin sağlanması için anlaşma yapılamayan parsellerin kamu eline geçmesinin sağlanması maksadıyla üstün kamu yararı bulunması nedeniyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde belirtilen acele kamulaştırma şartlarının gerçekleştiği ve bölgenin mevcut kentsel dokusu itibariyle acele kamulaştırılmasında kamu yararı olduğu sonucuna varıldığından dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/9418 K: 2019/4394 T: 16.5.2019
5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesinde projelerin hangi amaca yönelik yerine getirileceği hususu sayma suretiyle belirlenmiş olup, bölgedeki ruhsatsız yapılaşmanın ve sanayi işletmelerinin kaldırılması, hak sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilmesi, mülkiyet hatalarının giderilmesi, dere ya da nehirlerin ıslah edilmesi, kamulaştırma sürecinde ortaya çıkabilecek sorunların önüne geçilmesi, alanın imar ve ıslah çalışmalarının yapılabilmesi şeklindeki gerekçelerin, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilanı için Yasa hükmü ile öngörülen hususlar arasında yer almadığı açıktır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2012/5463 K: 2015/2537 T: 22.4.2015
İdarece öncelikle taşınmaz malikleri ile anlaşma yoluna gidilmesi, anlaşmanın gerçekleşememesi halinde de yine ilk önce olağan kamulaştırma yolunun tercih edilmesi, ancak 2942 sayılı Kanunun 27. maddesinde yer alan acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde anılan madde uyarınca acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak gerekli tespitler yapılıp sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması ve bunun sonucunda da başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde Bakanlar Kurulunca 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2012/4436 K. 2014/2274 T. 24.3.2014
Dava konusu büyükşehir belediye meclisi kararının kentsel dönüşüm ve gelişim alanı sınırının belirlenmesine yönelik olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı üzerinde sınır belirlemesinin yapıldığı, nazım imar planında herhangi bir sınır belirlemenin söz konusu olmadığı, kentsel dönüşüm alanı sınırının belirlenmesi sonrasında yeni imar planlarının hazırlanmadığı, mevcut imar planlarında fonksiyonel anlamda değişiklik yapılmadığı, kentsel dönüşüm ve gelişim alanında uygulanmak üzere kentsel dönüşüm projesi hazırlanmadığı, kentsel dönüşüm alanı olarak belirlenen bölgede dönüşümün ne şekilde gerçekleşeceği yolunda stratejilerin belirlenmediği görülmektedir. Bu haliyle, söz konusu saha kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilanı edilmeden yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı gibi alana ilişkin jeoteknik ve jeolojik raporların da dikkate alınmadığı, sahaya ilişkin projenin de yapılmaması nedeniyle taşınmaz sahipleri açısından belirsizlik yarattığı değerlendirilmiştir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2012/3790 K: 2015/2504 T: 21.4.2015
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilanına ilişkin işlemin iptal edilmesi durumunda, kentsel dönüşüm alanındaki parsellerin 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca Hemşin Belediye Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının dayanağı ortadan kalkmış bulunmaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2012/3492 K: 2013/5107 T: 23.9.2013
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanında bulunan bir taşınmazın kamulaştırılmasında öncelikle anlaşma yolunun denenmesi gerektiği, ayrıca imar planında konut alanı olarak belirlenen bir taşınmazdaki bu kullanım türünü davacının da uygulamaya geçirebileceği göz önüne alındığında, sadece kentsel dönüşüm ve gelişim alanında kaldığından bahisle taşınmazın kamulaştırılamayacağı hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2012/3082 K: 2016/3589 T: 2.6.2016
5393 sayılı Kanun uyarınca kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen bir bölgeye yönelik olarak kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilanı sonrasında proje hazırlanması ve anılan proje doğrultusunda imar planı değişikliklerinin yapılması, söz konusu projeler ve mevcut imar planlarında öngörülen kullanım kararları dikkate alınarak öngörülen kullanım kararları doğrultusunda uygulama işlemlerinin tesis edilmesi gerektiği, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilmesinin tek başına kamulaştırma işlemi tesis edilmesine gerekçe olamayacağı açıktır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2011/6218 K: 2013/3096 T: 6.5.2013
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı sınır ilanına ilişkin belediye meclisi kararı, buna dayanılarak sonradan yapılan planlara altlık oluşturan ve bu planları yönlendiren bir işlem olup, plan niteliğinde düzenleyici bir işlem olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır. Bu bağlamda, dava konusu karar ilan edilmiş ise de, bu işleme karşı dava açma süresinin ilan tarihinden değil öğrenme tarihi itibariyle başlayacağının kabulü gerekmektedir. Bu durumda, dava dilekçesinde kentsel dönüşüm ve gelişim alan sınırı belirlenmesine ilişkin işlemin, bu karara dayanılarak yapılan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar plan değişikliği işlemleri ile birlikte dava konusu edilebilir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2012/4044 K: 2015/159 T: 11.11.2015
5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesi gereğince; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla bir alan kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmektedir. Buna göre kamu hizmet alanları oluşturmak veya kamu hizmet alanı olarak kullanılan alanların yeniden düzenlenmesini sağlamak maksadıyla da kentsel dönüşüm ve gelişim projesi uygulanabilecektir. Devamını Oku
Danıştay Dördüncü Dairesi E: 2024/2237 K: 2024/4459
Uyuşmazlığın Samsun İlinde bulunan ve davacının mülkiyet iddiasının olduğu taşınmazların da bulunduğu alanın rezerv yapı alanı olarak ilan edilmesi işleminden kaynaklandığı, davanın görüm ve çözümünde 2577 sayılı Kanunun 34/1. maddesi uyarınca taşınmazların bulunduğu yer idare mahkemesi olan Samsun İdare Mahkemesi'nin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Devamını Oku
Danıştay 4. Dairesi E: 2024/4083 K: 2024/7942
6306 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, dava konusu Bakanlar Kurulu kararına karşı, “riskli alan kararına karşı Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren dava açılabileceği, uygulama işlemleri üzerine riskli alan kararına karşı dava açılamayacağı” düzenlemesinin yürürlüğe girdiği 26/04/2016 tarihinden… Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2021/4951 K: 2021/8095 T: 10.06.2021
Transfer kavramının ismen çeşitli mevzuata girdiği görülmekte ise de; kamulaştırma yöntemine alternatif olarak kabul edilen bu yöntemin, başta İmar Kanunu olmak üzere yasa ile özel olarak tanımlanması ve hüküm altına alınması gerektiği ve bu kavramın uygulanmasına ilişkin esasların da yine yasal mevzuatta düzenlemesi gerektiği açıktır. Bu durumda, İmar Kanunu'nda yer almayan taşınmazın imar hakkı transferini öngören söz konusu yöntemin uyuşmazlığa konu plan notları ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay İDDK E: 2015/483 K: 2015/1447 T: 16.04.2015
Özel yasalarda, genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma süreleri öngörülmüş olan idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri idare tarafından ilgililerine bildirilmedikçe, özel dava açma sürelerinin işletilmesine Anayasa'nın 40. maddesi hükmü uyarınca olanak bulunmadığından, davacıya bildirilmemiş olan dava konusu Bakanlar Kurulu kararına karşı 6306 sayılı Kanun'da öngörülen 30 günlük özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiğinden, öğrenme tarihinden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içinde açılan davada süre aşımı bulunmadığı gözetilmelidir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2015/10865 K: 2019/9588 T: 17.10.2019
Transfer kavramının ismen çeşitli mevzuatlara girdiği görülmekte ise de; kamulaştırma yöntemine alternatif olarak kabul edilen bu yöntemin, başta İmar Kanunu olmak üzere yasa ile özel olarak tanımlanması ve hüküm altına alınması gerektiği ve bu kavramın uygulanmasına ilişkin esasların da yine yasal mevzuatta düzenlemesi gerektiği açıktır. Bu durumda, kanunda öngörülmeyen bir müessese plan notlarıyla getirilemeyeceğinden 1 sayılı plan notu yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2017/2992 K: 2018/2721 T: 09.04.2018
Parsellerin tevhit edilmesine, münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılmasına, yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı ve diğer usuller ile yeniden değerlendirilmesine sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir. Buna göre sözü edilen madde hükmü anataşınmaz üzerinde yapının yıkılıp kat mülkiyetinin sona ermesinden sonra uygulanabileceğinden dava konusu taşınmaz üzerinde yapının halen mevcut olduğu, kat mülkiyetinin kurulu bulunduğu dikkate alındığında binanın yıkılarak yeniden yapılması yönünde kararın Kat Mülkiyeti Kanununun 45. maddesi gereğince tüm kat maliklerinin oybirliği ile verecekleri kararla mümkün olduğundan bu koşulu sağlamayan kat malikleri kurulu kararının iptali yerine yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Devamını Oku
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2017/2880 K: 2018/2762 T: 09.04.2018
Parsellerin tevhit edilmesine, münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılmasına, yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı ve diğer usuller ile yeniden değerlendirilmesine sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir. Buna göre sözü edilen madde hükmü anataşınmaz üzerinde yapının yıkılıp kat mülkiyetinin sona ermesinden sonra uygulanabileceğinden dava konusu taşınmaz üzerinde yapının halen mevcut olduğu, kat irtifakının kurulu bulunduğu dikkate alındığında binanın yıkılarak yeniden yapılması yönünde kararın Kat Mülkiyeti Kanununun 45. maddesi gereğince tüm kat maliklerinin oybirliği ile verecekleri kararla mümkün olduğundan bu koşulu sağlamayan kat malikleri kurulu kararının iptali yerine yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Devamını Oku
Danıştay 14. Dairesi E: 2015/2989 K: 2016/3125 T: 20.04.2016
6306 sayılı Yasada belirtilen teknik ve hukuki süreç sonunda riskli yapı olarak tespit edilen binaların yıkımı ve tahliyesi konusunda anlaşmaya varan yapıların maliklerine, malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımından yararlanma imkanı getirildiği, ancak bu yardımlardan yararlanabilmek için söz konusu kişilerin yıkılmadan önce yapılarda fiilen ikamet etmeleri gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; riskli yapı olarak tespit edilen ve yapılan anlaşma sonucu yıktırılmasına karar verilen yapı maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için söz konusu yapıda ikamet etme şartı getiren 2015 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2, 5.1 ve 5.2. maddelerinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Devamını Oku
Anayasa Mahkemesi E: 2016/133 K: 2017/155 T: 15.11.2017
6704 sayılı Kanunla, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 3. maddesinin yeniden düzenlenen (7) numaralı fıkrasının, F. 25. maddesiyle 6306 sayılı Kanun’a eklenen ek 1. maddenin (2) numaralı fıkrasının; 1. (a) bendinin ikinci cümlesinin, 2. (b) bendinin, G. 30. maddesiyle 27.6.1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 11.maddesinin birinci fıkrasının değiştirilen (b) bendinde yer alan “...15/1/2012 tarihinden sonra...” ibaresinin, Anayasa’nın Başlangıç hükümleri ile 2., 5., 7., 10., 13., 36., 44., 45., 49., 55., 56., 63., 125., 153., 166. ve 169. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına, H. 30. maddesiyle 27.6.1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 11. maddesinin birinci fıkrasının değiştirilen (b) bendinin Anayasa’nın 10., 49. ve 55. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline, karar verilmesi talebidir. Devamını Oku
Danıştay 14. Dairesi E: 2015/10568 K: 2016/1792 T: 15.03.2016
Tarafların uyuşmazlık konusu taşınmazla ilgili olarak karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini Borçlar Kanunu'nun 29. ve Noterlik Kanunu'nun 60/3 ve 89. maddeleri uyarınca yetkili memur önünde açıklayıp, bu konuda düzenlenen ve imzalanan satış vaadi sözleşmesiyle ortaya koydukları ve satın aldıkları bağımsız bölümlerin tapularını almalarında bir engel bulunmayan davacıların, dava konusu taşınmazın riskli yapı tespitine yönelik işlem ile menfaatlerinin ihlal edildiğinin açık olduğu hakkında. Devamını Oku
Anayasa Mahkemesi E: 2018/30809 (Bireysel Başvuru) T: 07.10.2021
Başvuru, acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararının iptali için açılan davanın reddine karar verilmesi nedeniyle mülkiyet ve özel hayata saygı haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir. Devamını Oku