İstatistikler
5468
Yazılar
0
Yorumlar
23215
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/6857 K: 2010/2145
Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanlarının karşılığı olarak tapuda ana parsel maliki adına kayıtlı olarak kalmış bulunan hisselerin tapu sicilinden bedelsiz olarak terkini gerektiğinden halen ana parsel maliki üzerinde görülen veya satışlar sonucu üçüncü kişiler üzerinde bulunan bu gibi paylar karşılığı olarak ana parsel malikine veya bu hisseleri satın alan kişilere parselasyon sonucunda tahsis yapma olanağı bulunmadığı hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2009/12899 K: 2010/3038
Büro tescil belgesi ile sicil durum belgesi bulunan proje müelliflerince hazırlanarak imzalanan projelerin plan ve mevzuat hükümlerine göre incelenerek onaylanması ve dolayısıyla en son aşamada yapı ruhsatı hususunda görevli ve yetkili idarenin 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca belediyeler ile valilikler olduğu, Yasa ile belirlenmiş bir yetkilendirme olmadan belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" isteme yükümlülüğünün bulunmadığı hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/5856 K: 2010/3899
3194 Sayılı İmar Kanunu'nun Arazi ve Arsa Düzenlemesi başlıklı 18. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerin oluşturulması amacıyla %40'a varan oranda düzenleme ortaklık payı alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/5832 K: 2010/3900
Arsa ve arazi düzenlemesi ile ilgili genel düzenlemeler uyarınca kamu ortaklık paylarının ıslah imar planlarının geçerli olduğu alanlarda 2981 sayılı Yasa'nın 10-c maddesi uyarınca yapılacak parselasyon işlemleri sırasında düzenlemeye giren parsellerden de alınması uygulamanın niteliği gereği olduğundan, İdare Mahkemesinin ıslah imar planına dayalı olarak yapılacak parselasyon işlemleri sırasında "KOP" alınamayacağı yolundaki gerekçesinde hukuki isabet görülmediği hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/7572 K: 2010/4351
1/1000 ölçekli uygulama imar planı olmadan yapı ruhsatı düzenlenemeyeceğinden 1/5000 ölçekli nazım imar planı uyarınca düzenlenen ruhsatta hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/3542 K: 2010/4412
Süresi içinde verilen yapı ruhsatına göre yapının tamamlanmaması halinde yenileme ruhsatının tabi olacağı mevzuatın başvuru tarihine göre belirleneceği, ruhsat süresinden sonra başvuru yapılmışsa yapı ruhsatsız duruma düşeceğinden yenileme ruhsatı başvurusu da mevcut başvuru tarihindeki mevzuata tabi olacağı hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/5038 K: 2010/4664
İmar planında sanayi alanına ayrılmamış bulunan taşınmaz üzerinde beton santrali yapılmasına imar mevzuatı uyarınca olanak bulunmadığından, İdare Mahkemesince, niteliği belirsiz bir kullanım kararına dayanılarak çevre taşınmazlarda bulunan yapılaşmaların emsal alınması suretiyle verilen kararda yasal isabet görülmediği hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/6978 K: 2010/4666
Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında inşaat ruhsatı verme aşamasında koruma bölge kurullarından izin alınacağı ancak Belediye mücavir alan sınırları içinde yapı kullanma izin belgesi verme görev ve yetkisinin belediyelere ait olduğu hakkında. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/3170 K: 2005/4538
Prefabrik dükkanların üzerinde inşa edildiği yolun yaya yolu olduğu gerekçe gösterilerek dükkanların yapımının durdurulamayacağına ilişkin işlem genel düzenleyici bir işlem olan imar planının uygulanmasına yönelik bir işlem özelliğinde olduğundan, bu işlemin tebliği üzerine imar planına karşı açılan davanın süresinde olduğu ve esasının incelenmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/4109 K: 1993/10041 T: 12.10.1993
Kadastro Kanunu uyarınca, yol, meydan, köprü gibi orta malları sadece haritada gösterilir. Bunlar için tespit yapılmaz, tutanak düzenlenmez. Tutanak düzenlense dahi, bu tutanağın tarihi, 3402 s. Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin başlangıcına esas alınamayacağı gibi, zilyetliğin kesilmesine de neden olmaz. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1990/13569 K: 1991/6305 T: 6.5.1991
Tapulama dışı bırakılan ve tutanak dahi düzenlenmeyen taşınmaz hakkında 3402 s. Kanun'un 12. maddesi uygulanmaz. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/2262 K: 1995/2967 T: 23.3.1995
Asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilip dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesi; uyuşmazlık konusu parsel hakkında davanın sonuçlandığı, tutanağın kesinleştiği ve bu itibarla da tapuya tescil edilmesi gerektiği sonuçlarını doğurmaz. Devamını Oku
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/8929 K: 1991/11272 T: 12.9.1991
Genel mahkemece görevsizlik kararı verilip, dosyanın kadastro mahkemesine gönderilebilmesi için, bölgeye kadastro girmesinin yanı sıra, davaya konu taşınmaz hakkında kadastro tutanağının da düzenlenmiş olması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/4627 K: 1994/7834 T: 7.6.1994
Gezici arazi kadastro mahkemesi kararı ile taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu tespit edildiği takdirde, mahkemenin bu ilamı; davanın konusu, hukuki sebebi ve tarafları aynı olan zilyetliğe dayalı tescil davası için kesin hüküm sayılmakla tarafları bağlar. Kesin hüküm karşısında, mahkemece yeniden, taşınmazın orman olup olmadığının incelenmesine gerek yoktur. Devamını Oku
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/1871 K: 1994/11178 T: 2.12.1994
Kadastro hakimince re'sen araştırma yapılarak, gerçek hak sahibi adına tescile karar verilmesi gerektiğinden, davadan feragat beyanı, sadece davacılar için bağlayıcı olup, hakimin re'sen araştırma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/2716 K: 1993/10659 T: 7.10.1993
Kadastro tespitinden önce, genel mahkemelerde dava konusu olan parsellerin malik haneleri açık bırakılmalı ve gerçek hak sahibi kadastro hakimince belirlenmelidir. Yetkisiz kadastro komisyonunca malikler belirlenemez. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/2180 K: 1993/8634 T: 7.7.1993
Tapuda çifte kayıt bulunması halinde, geçerli olmayan tapu kaydına dayanarak iktisapta bulunan üçüncü kişi, iyi niyet iddiasında bulunamaz. Geçerli olmayan kayıttan hak iktisap eden kişinin zilyetliği, mülkiyet sonucunu doğurmaz. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1990/3037 K: 1990/11602 T: 28.12.1990
İyiniyetli muhdesat sahibi olan davacının, binaya ait levazım bedeli kendisine ödenmedikçe ev ve müştemilatı avludan yararlanmasına engel olunamaz. Bu yönde bir engelleme söz konusu olursa, ecrimisil sorumluluğu doğar. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/4104 K: 1992/11686 T: 21.4.1992
3402 s. Kadastro Kanunu'nun 28. maddesinde bahsi geçen delillerin bildirilmesi yükümlülüğü; ispat külfeti kendisine düşen tarafa ait olduğundan, asıl olan ülke topraklarının Devlete ait olduğu göz önüne alındığında, belgesiz zilyetlikle kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluştuğunun kanıtlanması, zilyetliğe dayanan tarafa düşer. Devamını Oku
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/3817 K: 1994/5077 T: 2.5.1994
Orman yönetimi, ilan süresi içerisinde kadastro tutanağına karşı bir itirazda bulunmayıp, gerçek kişi ile Hazine arasında görülen davaya, mahkemenin ihbarına rağmen, usulüne uygun dilekçe verip asli müdahil olarak da katılmadığı takdirde, davada taraf sıfatı kazanamayacağı gibi leh ve aleyhine verilen kararlardan da bağımlı tutulamaz. Bu itibarla, verilen hükmü temyiz etmesi olanağı da yoktur. Devamını Oku
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1992/6738 K: 1993/3336 T: 2.4.1993
Avukat veya dava vekili ile takip edilen davalarda, haklı çıkan taraf yararına Kadastro Kanunu'nun 31 ve 36/2. maddelerinde belirtilen hükümler göz önünde bulundurularak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/7442 K: 1994/8681 T: 2.11.1994
Kadastro davaları, basit yargılama usulüne tabi olduğundan adli tatilde süreler işlemeye devam eder. 15 günlük süre geçtiği takdirde, temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekir. Davacıların davayı izlemedikleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilebilmesi için Kadastro Kanunu'nun 28. maddesindeki koşulların somut olayda varlığının ispat edilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1994/8176 K: 1995/5936 T: 4.5.1995
Kadastro mahkemesinde görülen davada, taraflardan hiçbirinin duruşmaya gelmemesi ve davayı takip etmemesi halinde, dosyanın işlemden kaldırılarak davanın açılmamış sayılması Yasaya aykırılık teşkil ettiğinden, taraflara yöntemince davetiye tebliğ edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/2736 K: 1994/6076 T: 17.6.1994
Mahkemece, davacıya tespit maliklerini davaya dahil etmesi için önel verilmesine rağmen, davacı tarafından tespit malikleri davaya dahil edilmez ise, Kadastro Kanunu'nun 36. maddesi gereğince tespit maliklerine ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere, bütçeye konulan ödenekten davetiye çıkartılıp mahkemeye çağrılıp taraf oluşturarak davaya bakılması gerekirken, Kadastro Kanunu'nun 28. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Devamını Oku