cover

Suat Şimşek

  • Yazılar
  • Favoriler
  • Yorumlar
8 Haz, 2023

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/12550 K: 1993/3908 T: 12.4.1993

Önel verilmesine rağmen davacı tarafından gerekli harç yatırılmadığı takdirde, davanın tespit gibi tesciline karar verilmelidir. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/3525 K: 1995/5985 T: 3.10.1995

Dava konusu parsele yönelik başka davaların açıldığı tespit edilirse, aynı parsele yönelik olarak açılan davaların birleştirilerek sonuçlandırılması gerekirken, davaların ayrı ayrı görülmesi isabetsizdir. Kadastro hakimi, uyuşmazlık konusu parsel hakkında, sicil oluşturmakla yükümlü bulunduğundan, taşınmazın malik hanesi açık bulunduğu takdirde, bu kısmı hükümle doldurmak zorundadır. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/6271 K: 1991/402 T: 22.1.1991

Asliye hukuk mahkemesinden görevsizlik kararı ile aktarılan davalara kadastro mahkemesinde bakılabilmesi için, Kadastro Kanunu'nun 27. maddesinde bahsi geçen askı ilanının yapılması, aktarılan dava dosyaları ile bunlara ait tutanakların birleştirilerek, davanın tek bir esas üzerinden yürütülmesi gerekir. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/11124 K: 1993/20 T: 19.1.1993

Davanın takibinden vazgeçildiği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına ve taşınmazın davalı taraf adına tespit gibi tesciline karar verilmelidir. Davanın takibinden vazgeçme, feragat olarak nitelendirilemez. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/15369 K: 1994/4276 T: 3.5.1994

Dava gününde reşit ve nüfus siciline kayıtlı olmayan davalının, ilgili nüfus idaresinden, idari yoldan ve af kanunlarına göre nüfus kaydının yapılıp yapılmadığı sorulmalı, bu yönde kayıt oluşturulmuş ise, velisi belirlenmeli ve velisinin huzurunda davaya bakılmalı, aksi halde Kadastro Kanunu'nun 25/A maddesi gereğince davalının, davada menfaatlerini korumak amacıyla kayyım tayin edilmeli ve tayin edilen kayyım huzurunda dava görülmelidir. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/9409 K: 1994/951 T: 10.2.1994

Kadastro Kanunu'nun uygulamasında geçen "itiraz" kavramını hukuki niteliği itibariyle dava olarak algılamak gerekir. Meraların çıplak mülkiyeti Hazine'ye, yararlanma hakkı köy veya mahalle bireylerine aittir. Meradan yararlanma hakkı olanların, taşınmazın mera olduğunu ileri sürerek tespite itiraz etmeleri, dava ehliyetlerinin varlığı sonucunu doğurur. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2980 K: 1996/2965 T: 4.6.1996

Aynı çalışma alanı içerisinde, belgesiz zilyetlikle, sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm yüzölçümünde tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz iktisap edilebilir. Davacı tarafların ayniyet arz etmesi, tespitlerin Hazine adına yapılması, dayanılan vergi kayıtlarının değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırları içermesi nedeniyle kapsamlarının yüzölçümleri ile geçerli olması, bir davada verilecek kararın diğerinin sonucuna etkili bulunması karşısında davaların birleştirilmesi gerekir. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2001/6756 K: 2002/1288 T: 12.2.2002

Denizden doldurulmak suretiyle kazanılan taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyet konusu olamaz; hazineye ait devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bir yerin, devri gerçekleşmedikçe belediye tarafından başka kimselere kiraya verilmesi hukuken geçerli de bir sonuç doğurmayacağı gibi, hazine yönünden de bağlayıcı olmaz. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1995/2081 K: 1995/12719 T: 24.11.1995

3402 s. Kanun'un 14. maddesine göre, aynı çalışma alanı içinde bir kişinin belgesizden zilyetliğe dayalı olarak edinebileceği tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz miktarı sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemez. Ancak taşınmazın iştirak veya müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olup olmadığı hususunun araştırılması; iştirak halinde mülkiyette pay ayrımı yapılmaksızın taşınmazın tamamının, müşterek mülkiyette ise her paydaşa düşen pay miktarının ayrı ayrı hesap edilmesi ve bunun sonucunda 14. maddeye göre değerlendirilerek hüküm verilebilmesi açısından önem taşır. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/5036 K: 1992/21177 T: 24.11.1992

Zilyet, belgesiz zilyetlik yoluyla, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlama gereğince 100 dönüm taşınmaz edindiği takdirde, aynı çalışma alanı içerisinde, başka taşınmaz edinemez. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1273 K: 1996/1302 T: 12.3.1996

Müşterek mülkiyet hükümlerine göre zilyet edilen taşınmazlarda belgesiz zilyetlik yolu ile her paydaş, ayrı ayrı sulu toprakta 40, susuz toprakta 100 dönüm taşınmaz iktisap edebilir. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/2615 K: 1993/10265 T: 19.10.1993

Taşınmazı, önceki zilyedi olan kaçak ve yitik kişiden aldığını iddia eden kimse, bu satın alma iddiasını muvazaadan ari yazılı bir belge ile kanıtlamalıdır. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1995/6880 K: 1995/10412  T: 18.9.1995

Dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş ve 30 günlük yasal askı ilan süresi içinde de dava açıldığına göre tespitin kesinleştiği kabul edilemez. İdare tarafından bu olgu göz ardı edilerek tutanak kesinleştirilse dahi, bu işlem hukuken bir değer taşımaz ve yasal süre içinde açılan iptal davası kadastro mahkemesinde görülür. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/9760 K: 1990/13359 T: 15.10.1990

Kural olarak tapu kayıtlarının çatışması durumunda doğru temele dayanan ve önceki tarihi taşıyan tapu kaydına değer verilerek uyuşmazlığın çözümü gerekir. Ancak iskân mevzuatı çerçevesinde temlik ve tapu siciline tescil olunan taşınmazların daha sonra tekrar aynı mevzuat uyarınca başka birine temliki halinde, önceki kayıt malikinin fiilen el koyma tarihinden itibaren bir yıl içinde dava açması gerekir. Devamını Oku

8 Haz, 2023

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1992/12243 K: 1993/6700 T: 16.9.1993

Taşınmazın halen ve önceden orman olduğu saptandığına, 2510 ve 4753 s. Kanun'larda ormanların dağıtılamayacağı belirtildiğine ve 3402 s. Kanun'un ilgili hükümlerinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesiyle ormandan tapu ve zilyetlik yoluyla yer kazanma imkanı da kalmadığına göre; dayanılan iskân tapusunun geçerli olduğundan bahisle gerçek kişi lehine hüküm verilemez. Devamını Oku

7 Haz, 2023

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/8064 K: 2005/5111 T: 25/10/2005

Kamulaştırılan taşınmazın malikinin taşınmaz ile mülkiyet ilişkisi sona erdiğinden, imar planının iptali istemiyle açtığı davada dava açma ehliyetinin bulunmadığı hk.< Devamını Oku

7 Haz, 2023

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/5815 K: 2005/5119 T: 26/10/2005

İmar durum belgesinin, imar planının uygulaması niteliğinde bir belge olduğundan bu belgenin verilmesi üzerine dayanağı düzenleyici işlemin iptalinin istenebileceği. Devamını Oku

7 Haz, 2023

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4558 K: 1999/4232 T: 4.10.1999

Plan yapılırken kentin özelliklerinin dikkate alınmasının, kamu kurum ve kuruluşlarına olan ihtiyaçların kentsel bütünlük içinde değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, bir kamu kuruluşunun faaliyette bulunduğu alanın bu kamu kuruluşunun faaliyetlerini aksatacak şekilde, belediyenin imar yetkilerini kullanarak kendi amaçları için kullanma yönündeki nazım imar planında şehircilik ilkelerine planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık yoktur. Devamını Oku

7 Haz, 2023

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4999 K: 1999/4461

2942 sayılı Yasa'nın 21. maddesi uyarınca davalı idarece kamulaştırma iş­leminden tek taraflı olarak vazgeçilmesi karşısında aynı Yasa'nın 24. maddesi ge­reğince uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gözetilmeksizin işin esası hakkında karar verilme­sinde isabet bulunmadığı. Devamını Oku

7 Haz, 2023

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4628 K: 1999/4900 T: 19.10.1999

Özünde kamu yararı bulunduğunda duraksama bulunmayan eğitim ve öğretim amacına ayrılmış bir taşınmazın üniversite vakfı yararına akaryakıt satış ve servis istasyonu alanı olarak belirlenmesinde planlama esasları ve kamu yararına uyarlık bulunduğundan sözedilemez. Devamını Oku

7 Haz, 2023

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4967 K: 1999/4903 T: 19.10.1999

Yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, uyuşmazlık sadece parsel bazında irdelenmiş; planın bütünü, yönü, büyüklüğü ve şekliyle, nüfus, yapılaşma biçimi, yeşil alan gereksinimi gibi temel kavramlar açısından inceleme yapılmamış olduğundan, eksik inceleme sonucu düzenlenen rapora dayalı olarak karar verilmesinde isabet yoktur. Devamını Oku

7 Haz, 2023

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/1411 K: 2003/4074 T: 7.4.2003

Dava konusu 36 parsel sayılı taşınmazdaki kayıt malikinin Suriye uyruklu mirasçılarının paylarının tespit edilmesi, bu paylar yönünden kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Devamını Oku

7 Haz, 2023

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/12488 K: 2003/13472 T: 15.12.2003

Kayıt malikinin Suriye uyruklu mirasçılarının yanında Türk tabiiyetinde olan mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır; Türk uyruklu kişilerin çekişmeli taşınmazdaki paylarını tasarruf etmeleri de yasaca engellenmiş değildir. Devamını Oku

7 Haz, 2023

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/8-9 K: 2006/170 T: 12.4.2006

Kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın adına tespit ve tapu kaydı oluşturulan kişinin bakanlar kurulu kararı ile Türk vatandaşlığının kaybettirilmesine karar verilmiş ise de; kayıt maliki, halen bu kişi olduğundan davada tapu malikinin yurtdışına çıktığı ve kendisinden haber alınamadığı ileri sürüldüğünden, tüm aramalara rağmen bulunamayan kimseyi temsilen kayyım atanması gereklidir. Devamını Oku

Listelenecek herhangi bir yazı bulunamadı.
Listelenecek herhangi bir yorum bulunamadı.