İstatistikler
5468
Yazılar
0
Yorumlar
23215
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5314 K: 2003/4898 T:15.5.2003
Kadastro Yasası’nın 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının davalılar yararına gerçekleştiği saptanmış olmakla, hazinenin temyiz itirazlarının reddi gerekir; aynı yasa maddesinde bir kişinin aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlik yoluyla sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm taşınmaz mal iktisap edebileceği öngörüldüğünden bu olgular gözetilerek karar verilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2005/8796 K: 2005/9258 T:4.10.2005
Dava konusu taşınmaz kadastroca, iki ayrı tapu kaydının varlığından söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş olup sorunun, 3402 sayılı Yasa'nın 30/2. maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/3839 K: 1994/5405 T: 14.6.1994
Harici satışın yapıldığı tarih ile elatmanın önlenmesi davasının açıldığı tarihe kadar geçen on yıllık sürede davalıların malik sıfatıyla aralıksız ve çekişmesiz zilyet bulunmaları ve kadastro tapu kaydı hukuki değerini yitirip, harici satış geçerlilik kazanır. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/2543 K: 1994/8107 T: 19.10.1994
İmar mevzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmesi halinde tapuya paydaş olan kimseler adına, pay oranları ve fiili kullanma durumlarına göre tespit yapılır. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/9248 K: 1994/10444 T: 26.12.1994
Mübadil Rum bölgesinde bulunan taşınmaz, hazine tarafından tevzi ya da tahsis edilmediği takdirde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile kazanılamaz. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1995/3440 K: 1995/3597 T:3.4.1995
İmar planı uygulaması gereği, bir taşınmazın diğer bir taşınmaza şuyulandırılması kararının kesinleşip kesinleşmediğinin saptanması, kesinleşmişse kesin kararın tapuya intikali için yetkililere süre verilmesi ve müşterek mülkiyet hükümlerine tabi parsel kaydının tapudan getirilerek incelemenin o parselin oluşumundaki paydaş ve pay oranları dikkate alınarak yapılması gereklidir. Devamını Oku
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2002/2123 K: 2002/3467 T: 29.4.2002
Somut olayda yapılacak iş, veraset ilamı ile mirasçıları belirlemek, mirasçı olmadığı anlaşılan kişilerin zilyetlik sürelerinin başlangıç ve sürdürülüş biçimleri ile zilyet oldukları yerleri belirlemek, lehlerine kanuni şartların gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek, hak sahiplerini ve pay miktarlarını tespit etmek, keşfi izlemeye elverişli… Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/2818 K: 2004/3070 T:11.3.2004
Kesin hüküm olumsuz dava koşullarından olup, kesin hükmün varlığı halinde başkaca delil aranmasına da gerek yoktur; ilamlar taraflarını ve haleflerini bağlar, kesin hükmün varlığı halinde davacının medeni yasanın eski 931 yeni 1023 maddelerinin koruyuculuğundan yararlanamaz. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/189 K: 2004/1622 T:12.2.2004
Genel harman yerlerinin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğinden zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın zilyet yararına bir hak sağlamaz; hal böyle olunca mahkemece davanın reddine ve taşınmazın 3402 sayılı kanunun 16.m. uyarınca genel harman yeri olarak sınırlandırılmasına karar vermek gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1999/1266 K: 1999/1660 T: 5.4.1999
Davacı tarafından taşınmazla ilgili olarak kadastro mahkemesine açılan ortaklığın giderilmesi niteliğindeki dava yenilik doğurucu hakka ilişkin davalardan olup genel mahkemede çözümlenmesi zorunludur; görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/13254 K: 2005/13865 T:15.12.2005
Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihte vakıf şerhinin bulunup bulunmadığı somutlaştırılmalı, yoksa tapu kaydına vakıf şerhinin ne zaman işlendiği hususu araştırılmalı, şerhin sonradan işlendiğinin anlaşılması halinde, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile şerhin kayda işlendiği tarih arasında 10 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmiş ise vakıf şerhine değer verilmeksizin davanın kabulüne, aksi halde şimdiki gibi reddine karar verilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2006/7976 K: 2006/9085 T:4.7.2006
Kök tapu kaydı ve belgeleri getirtilip vakfiye örneği dosyaya alınmalı, sonra bu konuda uzmanlığı bulunan bilirkişi aracılığı ile vakfiye incelenmeli ve varsa tarafların bu konudaki tüm delilleri toplandıktan sonra deliller değerlendirilmeli, böylece şerhe konu vakfın sahih vakıflardan olup olmadığı saptanmalı, sahih nitelikte ise taviz bedeline tabi bulunduğu gözetilip davanın reddine karar verilmelidir; aksi takdirde, gayrisahih vakıf olduğu anlaşılırsa, taviz bedeli istenemeyeceği gerekçesi ile ödenen taviz bedelinin iadesine karar verilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2002/2566 K: 2002/2729 T: 21.3.2002
Dava konusu arktan gelen sudan tarlasında faydalanma ve menfaati bulunan davacının arkın açık olmasında ve faydalanmasında kişisel yararlanma hakkı bulunduğu gibi kamunun da bunda menfaati vardır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/611 K: 2005/6095 T: 07/12/2005
İnşaat ruhsatı düzgün imar parseli oluşturulmadan verilmiş ise de, ruhsatın verilmesinde davacının hilesi kusuru bulunmadığından 4 yıl sonra doğrudan ruhsatın iptalinin hukuka aykırı olduğu davacının başvuruları üzerine yapılan işlemlerin ve yapının imar mevzuatı yönünden hukuka uygun hale gelip gelmeyeceğinin araştırılması gerektiği. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/287 K: 2005/6605 T: 26.12.2005
Akaryakıt istasyonu yaptırmak için yapı ruhsatı verilmesi istemiyle yapılan başvurunun, plan hükümlerinin yanı sıra enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı tarafından çıkarılan tebliğ hükümlerine de uygun olması gerektiği, tebliğdeki belediye ve mücavir alan sınırları içindeki karayolları kenarında aynı istikamette olan istasyonlar arasındaki mesafenin 2 km olması koşulunun daha sonra 5015 sayılı petrol piyasası kanununun 8.maddesi ile petrol piyasası lisans yönetmeliğinin 45.maddesi ile değişikliğe uğradığından bu hükümlerin göz önünde bulundurmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiği. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4017 K: 1999/3968 T: 14.9.1999
Büyükşehir belediyelerinin parselasyon işlemi yapma konusunda yetkisi yoktur. Yasa ile ilçe belediyesine verilmiş yetki belediye meclisi kararı ile büyükşehir belediyesine devredilemez. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6666 K: 1999/4018 T: 15.9.1999
İmar planına ilişkin ilçe belediye meclisi kararları büyükşehir belediye başkanı tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girer veya onaylanmaz ise yeniden görüşülmek üzere ilçe belediye meclisine iade edilebilir. Büyükşehir belediye başkanı bu konularda yetkilidir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3559 K: 1999/4033 T: 15.9.1999
ÖZET: İmar planında kültür park olarak belirlenen mülkiyeti hazineye ait taşınmazların 3194 sayılı yasanın 11. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, anılan taşınmazların belediyeye devri yolunda yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık yoktur. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3149 K: 1999/4046 T: 16.9.1999
ÖZET: İmar Yönetmeliği uyarınca parsel derinliğinin 7 metreden az olması nedeniyle parsel derinliğince inşaat izni verilmesinde hukuka aykırılık yoktur. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4543 K: 1999/4156 T: 22.9.1999
İmar planında farklı bir amaca tahsis edilmiş yerde kalan yapının, parselasyon işlemi sırasında korunmamış olmasında ve davacıya başka bir parselden tahsis yapılmasında mevzuata aykırılık yoktur. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5371 K: 1999/4190 T: 23.9.1999
Belediye hizmet alanı sosyal donatı alanı olmadığından taşınmazın imar planında belediye hizmet alanı olarak ayrılmasının bu bakımdan uygun olduğu gerekçesiyle verilen davanın reddine ilişkin kararda isabet yoktur. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1994/4164 K: 1999/4196 T: 23.9.1999
Kamu yararını ilgilendiren genel nitelikte düzenleyici işlem olan imar planına karşı semt sakini (komşuluk) sıfatıyla menfaatin ihlal edildiğinden bahisle iptal davası açılması olanaklı ise de kişisel çıkarları ihlal eden, somut, sübjektif nitelikteki parselasyon işlemine karşı dayanılarak açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3692 K: 1999/4794 T: 13.10.1999
Uyuşmazlık konusu taşınmazın trafo yeri olarak kamulaştırılmasına ilişkin işlemlere başlanması ve tapu kayıtlarında bu yönde şerh bulunması karşısında, kamulaştırılan yerin tapuda davacı idare adına kayıtlı bulunmadığı gerekçesiyle kamulaştırma işleminin varlığı gözetilmeksizin sadece tapuda malik görünen kişilerin dikkate alınması suretiyle parselasyon yapılmasında mevzuata uyarlık yoktur. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5030 K: 1999/4889 T: 18.10.1999
Elektrik iç tesisleri projelerinde ve tatbikatında bütünlük sağlanabilmesi açısından alçak gerilim projesinde yapılacak merkezi kompanzasyon sisteminin elektrik iç tesisler yönetmeliği kapsamına alınmamasında ve fen adamlarının gördükleri mesleki ve teknik öğrenim seviyelerine göre yetkilendirilmeleri nedeniyle kompanzasyon projesinin ve uygulamaların fen adamları tarafından yapılmasında mevzuata aykırılık yoktur. Devamını Oku