İstatistikler
5468
Yazılar
0
Yorumlar
23215
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/7055 K: 1996/9414 T: 27.11.1996
2863 s. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesine göre, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları ile bunların korunma alanlarının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabı mümkün değil ise de, bu nitelikteki taşınmazların tapuda kayıtlı olması halinde özel mülkiyete konu olamayacağı hakkında bir düzenleme bulunmadığından, dava konusu taşınmaza ait tapu kayıtları geldilerinin ve ilk tesis sebebinin açıkça saptanması zorunludur. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/158 K: 2005/125 T: 28.1.20051086/7
Kadastro tespitinden doğan davaya konu yapılan taşınmazlar hakkında tesbitten önce genel mahkemeye açılan bir davanın bulunması halinde, çekişmeli taşınmazların kadastro tesbitlerinin Kadastro Kanununun 5. maddesi hükmü uyarınca yapılacağı bu nedenle somut olayda aynı yasanın 30. maddesi hükmünün uygulanacağı mahkemenin gerçek hak sahibini belirleyeceği düşünüldüğünde yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun değildir. Devamını Oku
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/50 K: 2005/457 T: 12.1.2005
Kadastro tesbitine itiraz davasında, bilirkişi raporu dava konusu taşınmazın orman olup olmadığını ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli değildir. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanan yerel mahkemenin kararı usul ve yasaya aykırıdır. Devamını Oku
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2004/8607 K: 2004/11467 T: 25.10.2004
Dava konusu taşınmazın üç tarafı mera ile çevrili olduğundan meradan elde edildiğinin kabulü gerekir. Meraların zilyetlikle kazanılması mümkün değildir. Bu sebeple, kadastro tesbitinin iptal edilerek taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/5855 E: 2004/6608 T: 11.10.2004 3402/14
Kadim mera olduğu açıklanarak, Kadastroca orta malı olarak sınırlandırılan taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil davasında; çevre parsel tutanakları ve dayanağı belgeler getirtilmeli, varsa bunlar mahalli bilirkişiler marifetiyle uygulatılmalı, dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği üzerinde durulmalı, tarafların komşu köylerden bildirecekleri şahitleri mahallinde dinlenmeli ve bilahare davacılar ve miras bırakanları yönünden zilyetlik araştırması yapılıp, sonucuna göre karar verilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/5589 K: 2004/6528 T: 8.10.2004
Dava konusu taşınmaz yol ve meydan niteliğinde bir yerdir. Kamu malı olan bir yerin zilyetlikle iktisabı mümkün değildir. Davanın reddine karar vermek gerekirken kabulü isabetsizdir. Devamını Oku
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2000/2634 E: 2000/2552 T: 12.6.2000
Ortaklığın giderilmesi davaları yenilik doğurucu nitelikte olduğundan, bu tip davalara bakmak Kadastro Mahkemesinin görevi dışındadır. Devamını Oku
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1998/5125 E: 1998/5996 T: 1.6.1998 3402/4
Orman olarak tahdid edilen yerin belirli bir kısmına karşı tespite itiraz amacıyla açılan dava, tüm orman parselini dava konusu yapmaz. Tahdidin kesinleştiği yerde, uyuşmazlık, kesinleşmiş tahdit haritası uygulanarak çözülmelidir. Dava edilen yer kesinleşmiş tahdit sınırı içinde kalıp, tapuya da dayanılmıyorsa, açılan davanın reddi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1998/1667 E: 1998/1690 T: 21.4.1998
Kadastro ile oluşturulan tapu kayıtlarına karşı, tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak dava açılamaz hükmü 766 s. Yasa'nın 31/2 ve 3402 s. Yasa'nın 12/3 maddelerinde açıkça yer almakta olup, on yıllık sürenin hak düşürücü nitelikte olması nedeniyle mahkemece bu hususun re'sen dikkate alınması gerekir. Kadastro tespiti 766 sayılı Yasa hükümlerince yapıldığı takdirde, 3402 s. Yasa'nın Gç. 4. maddesinde belirtilen ek bir yıllık süreden yararlanılması mümkün değildir. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/6527 E: 1998/236 T: 27.1.1998
Sel baskını nedeniyle taşınmazın belli bir süre kullanılmamış olması iradi terk olarak nitelenemeyeceğinden zilyetliğin kesilmesi söz konusu olmaz. Kadastro tutanağında malik haneleri doldurulmuş olan taşınmazın kadastro tespitine itirazda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30. maddesindeki ayrık hallerden hiçbirisi bulunmadığı takdirde, dava açmayan dava dışı kişiler adına tescil kararı verilemez. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/3867 K: 1997/4400 T: 29.9.1997
Muvazaadan ari bir belge ile tapu dışı satın alındığı kanıtlanamayan, Cemaat adına tapuda kayıtlı taşınmazın zilyetlik yoluyla da iktisabı mümkün değildir. Tapu kaydı maliki Musevi Cemaati mevcut olmasa dahi, Cemaatin hukuken ölümü söz konusu olamayacağından, bu tip taşınmazın mülkiyeti, bulunduğu ilin özel idaresine devredilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/4181 K: 1997/4147 T: 18.9.1997
Kayıt maliklerinin ya da mirasçılarının taşınmazı kullanmamış ve boş bırakmış olmaları kaydın hukuksal değerini kaybetmesine neden olmaz. 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesinde yazılı edinme koşulları, zilyet yararına gerçekleşmedikçe, tapu kaydı hukuksal değerini kaybetmez. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/2792 K: 1997/3395 T: 13.6.1997
İkinci derece koruma alanı içinde kalan taşınmazlarda, gübre depolanmamak kaydıyla her türlü ziraat yapılabileceğinden, bu alan içinde kalan taşınmaz, 3402 s. Kanun'un 14. maddesindeki diğer şartlar da mevcut ise zilyetlikle kazanılabilir. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/1121 E: 1997/1216 T: 6.3.1997
Kamu malı niteliğindeki meralar ile yaylaların yararlanma hakkının kime ait olduğunu inceleme görevi kadastro mahkemelerine ait değil ise de, taşınmazların niteliğini belirleme görevi kadastro mahkemesine aittir. Taşınmazın kamu malı niteliğinde mera yayla olduğu sonucuna varıldığı takdirde 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 16/B maddesi uyarınca sınırlandırılmasına ve yararlanma hakkının belirlenmesi konusunda ise görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gereklidir. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1992/985 K: 1992/4488 T: 2.3.1992
Taşınmazın bir bölümü Harşik çayının taşkınına maruz kalmış ve dere yatağı haline gelmiştir. MK: nun 636. maddesi hükmüne göre böyle bir yer Devlete ait olup özel mülkyet konusu olamaz. Devamını Oku
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1994/10706 E: 1994/13563 K: 6.7.1994
Kamu kuruluşları arasında taşınmaz mal için kamulaştırma yapılamaz. Taşınmaz malın devri Kamulaştırma Kanunu'nun 30. maddesine göre yapılır. Taşınmaz malın mülkiyeti çekişmeli ise öncelikle bunun çözümlenmesi gereklidir. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1987/14085 K: 1987/590 T: 2.2.1987
Tecavüzlü durum yasal bir uygulama neticesi meydana gelmiş ise; yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe, bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur. Devamını Oku
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/15331 K: 1997/17967 T: 6.11.1997
Arsalarda emsal karşılaştırması yapılırken, taşınmazların iş merkezi, resmi daire, çarşı vs. gibi önem taşıyan yerlere uzaklıkları tartışılarak değer biçilmeli, ayrıca emsal alınan taşınmaz imar parseli ise, bulunan değerden % 35 imar düzenleme ortaklık payı düşülmelidir. Kamulaştırılan taşınmaz hakkında davalı İdare adına değil, Hazine adına tescil kararı verilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1954/13 K: 1955/19 T: 6.7.1955
Tapulama Kanunu hükümlerine göre kadastro işlerinin başladığı birliklerdeki gayrimenkullere ait olup tapulamadan önce kullanılmış bulunan şuf'a hakkı sebebiyle tahaddüs eden ihtilafların gezici arazi kadastro mahkemelerinde görülmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1956/11 K: 1957/9 T:15.5.1957
Başkasının arsası üzerinde kendi levazımı ile bina inşa eden veya fidan diken kimse ile asıl mal sahibi arasında çıkan ihtilaf genel mahkemelerin görevindedir. Devamını Oku
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1966/10 K: 1966/12 T: 26.12.1966
Olağanüstü zamanaşımı süresince zilyetliğe dayanan iktisap iddiasında zamanaşımı süresini hesaplamada 4753 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi etkili değildir. Devamını Oku
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1977/4 K: 1977/4 T:5.12.1977
Tapulamaları yapılmış olan taşınmazlardan itirazlı olup da tapulama komisyonunca veya mahkemece karara bağlanmamış olanların tahdit ve tespitinde, ölçü, tersimat ve hesaplarında düşülen yanlışlıkların düzeltilmesine ilişkin 766 sayılı tapulama kanununun 94. Maddesinin kanuna aykırı olarak tapulama işlemlerinin kesinleşmesinden sonra da uygulanması suretiyle tapulama komisyonunca verilen düzeltme kararının kaldırılması için başvurulacak mahkeme genel mahkemedir. Devamını Oku
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1992/2 K: 1994/5 T: 23.12.1994
1617 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 26/7/1972 tarihinden sonra ve o tarih itibariyle mer'i bulunan yasalara göre belgesizden zilyetlikle kazanılmış taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun yürürlüğünden sonra açılan davalarda, anılan Yasa'nın 14 üncü maddesinde öngörülen sınırlamalar bakımından nazara alınması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1996/5 K: 1997/3
İdare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idari yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiği Devamını Oku