İstatistikler
5468
Yazılar
0
Yorumlar
23215
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1989/4849 K: 1990/4192 T: 29.3.1990
Mülhak vakıflar belirli koşulların varlığı halinde zilyetlikle mal iktisap edebilen tüzel kişilerdir. Vakıflar Yasası madde 1'e göre mülhak vakıflardan olan cemaatlerce yönetilen vakıflar da vakıfnamenin buna izin vermesi, iktisaba konu olan malın vakfın kuruluş amacına uygun olması halinde zilyetlikle mal iktisap edebilir. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/8467 K: 1996/3554 T: 8.4.1996
2762 s. Vakıflar Yasası'nın 8. maddesi uyarınca doğrudan doğruya hayrat olan vakıf mallar dışında kalan vakıf malların zilyetlikle kazanılmasına bir engel bulunmamaktadır. Nitekim aynı Yasa'nın 41. maddesinde Medeni Yasa'nın zamanaşımına ilişkin hükümlerinin vakıf mallar hakkında da uygulanacağı öngörülmüştür. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1992/726 E: 1992/8073 T: 24.9.1992
2981 sayılı Kanun'un 10/b maddesi hükmüne göre, hisseli satışlar sonucu fiilen oluşan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha vs. hizmetlere ayrılan yerler ile bunlara ayrılan hisseler bedelsiz olarak re'sen tapudan terkin edileceğinden bu oluşuma aykırı imar planında değişiklik yapılmasını öngören mahkeme kararı yerinde değildir. Devamını Oku
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/1113 E: 1996/1050 T: 7.3.1996 3194/11
İmar planı sınırları içinde kalan meralar planın onayı ile bu niteliklerini kendiliğinden kaybederek, imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar. İmar planında bu yer "mesire yeri" olarak belirlendiğine göre Kadastro Kanunu'nun 16/A maddesi uyarınca bu gibi yerlerin belediye adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3099 E: 1996/3261 T: 19.6.1996
Genel kadastro sırasında, zeminin vakfa ait olmasına rağmen bu şerhin işlenmeyip, daha sonra 2981s.Kanun'un 10-b maddesi gereği yeniden yapılan kadastro sırasında zeminin vakfa ait olduğu yolunda şerh verilmesi, 3402s.Kanun'un 12. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle yasal olarak olanaksızdır. Devamını Oku
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/7128 E: 1996/7190 T: 10.9.1996
Dava konusu taşınmazın imar parseli, somut emsal olarak alınan taşınmazın henüz imar görmemiş kadastro parseli olması durumunda, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu uğramış olduğu zayiatın dikkate alınması gerekir. Ancak, zayiat nedeniyle meydana gelen artışın emsalin değerine yansıtılan biçimiyle % 35 oranında değil, dava konusu taşınmazda fiilen gerçekleşen oranda olması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/10132 K: 1996/10441 T: 25.11.1996
Kamulaştırma bedelinin artırılması davasında; somut emsal alınan taşınmaz, imar düzenlemesi sonucu meydana gelen parsel, dava konusu taşınmazın ise bu nitelikte olmaması halinde dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu, bulunan değerinden veya kamulaştırılan yüzölçümünden düzenleme ortaklık payına tekabül eden oranda indirim yapılması gerekmektedir. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1997/17192 K: 1997/17770 T: 24.12.1997
Elatmanın önlenmesi davası sırasında, çekişmeli taşınmaz imar parselasyon işlemine tabi tutulup, bu işlem tapuya da kaydedildiği takdirde; kadastral çap kayıtları göz önüne alınmayıp, yeni ortaya çıkan mülkiyet durumuna dayanılarak karar verilmelidir. Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar… Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5337 K: 2003/4970 T: 26.5.2003
Taşınmazın öncesinin mera olduğu yazılı mera norm kararı davacının miras bırakanı tarafından imzalanmış olup, bu beyanlar taşınmazın öncesinin mera olduğu olgusu yönünden halefiyet yolu ile mirasçısı olan davacıyı da bağlayacağından kazandırıcı zamanaşımına dayalı davanın reddi yerindedir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/211 E: 1995/318 T: 12.4.1995
Bir taşınmazın salt arkeolojik "SİT" alanında kalması onun kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile veya diğer bir mülkiyet belgesi ile edinilmesine engel değildir. Koşullarının gerçekleşmesi durumunda bu yer mülk edinilebilir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/351 K: 1992/202 T: 4.2.1992
Kaçak ve yitik kişilerden Hazine'ye kalan taşınmazın satış işlemi resmi belgelerle kanıtlandığı takdirde, tespite esas alınan vergi kaydı sabit sınırlı kayda dönüştüğünden, tescil talebi kabul edilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/5018 K: 1992/4044 T: 29.4.1992
Kadastro davalarında asli müdahale, yani taraflara bağlı olmaksızın bağımsız hak talebi ile davaya katılmak mümkünse de, asıl davacının davasından feragat ettiği tarihten sonra davaya katılanın, dava dilekçesinin, görev yönünden reddi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/9471 K: 1992/7541 T: 11.9.1992
Davalının dava tarihinden önce öldüğü belirlendiği takdirde, davalının mirasçıları belirlenip davaya katılmaları sağlanarak uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekirken, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/13053 K: 1992/7824 T: 21.9.1992
Mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile, aslında bağış yapıldığı halde, danışıklı olarak tapuda satış göstererek yapılan temlik işleminin iptali istemini içeren davaya bakma görevi, kadastro mahkemesine aittir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/12920 K: 1993/1010 T: 8.2.1993
Bir kadastro işlemi olan, tespit harici bırakılma işlemine kadastro sırasında taşınmaz başında itiraz edilmeyip tutanak düzenlenmediğinde karar kesinleşeceğinden; hak sahibi ancak genel mahkemede dava açabilir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/1116 K: 1993/7507 T: 15.6.1993
Müdahil olarak davaya katılanların iddialarına ait uyuşmazlığın, kadastro mahkemesinde görülebilmesi için açılmış bir dava bulunması ve müdahilin tutanağa itiraz etmemiş olması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/2716 K: 1993/10659 T: 7.10.1993
Kadastro tespitinden önce, genel mahkemelerde dava konusu olan parsellerin malik haneleri açık bırakılmalı ve gerçek hak sahibi kadastro hakimince belirlenmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/5056 K: 1993/10869 T: 12.10.1993
Dayanılan kayıtlardaki sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, tespit; bunlarda gösterilen miktar esas alınarak, ancak bunların kayıtları, konumları itibarıyla belli bir yeri kapsıyorsa, o sınır esas alınarak belirlenmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/6046 K: 1993/11976 T: 2.11.1993
Kadastro hakimince, posta masraflarını resmi ödenekten karşılamak suretiyle elde edilerek davanın çözümlenmesinde etkili olabilecek evrakın ilgili yerlerden getirtilmesi gerekirken, masraf istenmesi yasal düzenlemeye aykırıdır. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/9995 K: 1993/15197 T: 28.12.1993
Kadastro tespit komisyon kararına karşı yasal sürede dava açmayan kişi yönünden tespit kesinleştiğinden, kesinleşen bu karara karşı artık genel hukuk mahkemesinde dava açmak gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/733 K: 1994/1062 T: 8.2.1994
İptal edilen ve yok hükmünde sayılan tutanak, askı ilanına çıkartılsa da, bu durum hukuki bir sonuç doğurmaz. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/719 K: 1994/1328 T: 14.2.1994
Muristen kalan taşınmazlar paylaşılmadığı veya iştirak haline son verilmediği takdirde, mirasçılardan biri veya birkaçının üçüncü kişilere yaptıkları satışlar geçersizdir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı H… tarafından süresi içinde temyiz edilmekle;… Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/3839 K: 1994/5405 T: 14.6.1994
Harici satışın yapıldığı tarih ile elatmanın önlenmesi davasının açıldığı tarihe kadar geçen on yıllık sürede davalıların malik sıfatıyla aralıksız ve çekişmesiz zilyet bulunmaları ve kadastro tapu kaydı hukuki değerini yitirip, harici satış geçerlilik kazanır. Devamını Oku
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/2543 K: 1994/8107 T: 19.10.1994
kadastroda, imar mevzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmesi halinde tapuya paydaş olan kimseler adına, pay oranları ve fiili kullanma durumlarına göre tespit yapılır. Devamını Oku