İstatistikler
5467
Yazılar
0
Yorumlar
23210
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/8-512 K: 2005/535 T: 28.9.2005
Tescil davaları kamu düzenini ilgilendiren davalar olmaları nedeni ile usuli kazanılmış hakkın istisnaları arasında olup, mahkemece taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının kendiliğinden araştırılması gerekir Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1990/16-531 K: 1990/616 T: 5.12.1990
Kadastro kanununa göre ölen kişinin adı belirtilerek, mirasçıları denilerek 30 günlük askı ilan süresi içinde aleyhine dava açılabilir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/8-106 K: 2006/68 T:15.3.2006
Kadastro sırasında bir yerin tespit dışı bırakılması da bir kadastro işlemidir. Tespit dışı bırakma işlemine karşı ilgililer ancak tutanak düzenlenirken itiraz edebilirler. Bu şekilde tespit dışı bırakmaya karşı itiraz yapılmadığı takdirde tespit dışı bırakma işlemi kesinleşir; somut olayda, davacı tapu kaydına değil, zilyetliğe dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. orman kadastrosunca gerçekleştirilen orman sınırlandırma işlemi tesis kadastrosundan sonraki ikinci kadastro niteliği taşımakla; orman kadastrosunca yapılan orman sınırlandırılması işlemi yok hükmündedir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/7-705 K: 1997/7 T: 29.1.1997
Uyuşmazlık ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan bir uyuşmazlık kadastro mahkemesinin bakmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır; ölünceye kadar bakma akdine dayanan istem, kadastro mahkemelerinin bakamayacağı davaları düzenleyen ve kadastro kanunun 25. Maddesinde sayılan dava türlerinden özellikle yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava ile ilgili bulunmadığından davaya bakmaya kadastro mahkemesi görevlidir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/7-518 K: 1996/675 T: 9.10.1996
Kural olarak kesin hüküm, kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gerekli olumsuz dava koşullarındandır; bu kabulün doğal sonuç olarak da aynı taşınmaza ilişkin sonraki günlü uyuşmazlıkların önceki kesin hükme göre çözümlenmesi zorunludur. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-109 K: 2002/150 T:6.3.2002
İhyanın bittiği tarihten amaç da taşınmazın kültür arazisi haline getirildiği tarihtir; "3402 sayılı Kanunun 17. maddesi hükmü gereği olarak imar ve ihyanın tamamlandığı tarihin doğru bir şekilde tespiti ve kazandırıcı zamanaşımı sebebiyle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/20-1168 K: 2002/2 T: 23.1.2002
Orman tahdit tutanağı eksiksiz olarak getirtildikten sonra özel daire bozma kararında belirtilen yöntemle oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyeti aracılığıyla orman kadastro harita ve tutanağı sağlıklı bir biçimde yerine uygulanıp, bilirkişilerden orman kadastro haritası ve kadastro paftası ölçekleri eşitlenip, mahkeme ve yargıtay denetimine uygun, ilmi verileri bulunan rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/1-498 K: 2004/475 T:6.10.2004
Kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu E: 1931/2 K: 1931/40 K: 10.6.1931
Taşınmaz malların noter senediyle alımı ve satımı, yasalara göre geçerli değildir. (Noter) senediyle vukubulan emvali gayrimenkule alım satımının muteber olmadığı. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/5-341 K: 2002/415 T: 22.5.2002
Kamulaştırılan taşınmaza takdir edilen bedel ile maddi hatalara karşı dava açma süresi kamulaştırmanın tebliğinden itibaren 30 gündür. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/20-351 K: 2001/360 T:11.4.2001
Kadastro ekibinin çalışma alanında işe başladığı tarihte kesinleşmiş bir orman kadastrosu yoksa işe başlama ve tutanağın düzenlenme tarihinden sonra ilana çıkartılan orman kadastrosunun kesinleştiği kabul edilemez. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/1-212 K: 2001/274 T: 21.3.2001
Vakıf şerhinden kaynaklanan teminat, bir gayrimenkul mükellefiyeti olduğundan, bu şerhten haberi olmaksızın iktisapta bulunan sonraki malikler dahi sorumludurlar. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/4-1788 K: 2000/1790 T:13.12.2000
Taşınmazın ihale tarihinden önceki bir tarihte üçüncü kişiye satılmış olması nedeniyle davacı mülkiyet hakkını kazanmamış olsa da bu sonuç, davacının tazminat istemini engellemez. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/16-708 K: 1997/903 T: 5.11.1997
Satış senedinde, taşınmazların yüzölçümü tahmini olarak yazıldığı takdirde; davaya konu parseli kapsayıp kapsamadığının tespiti için, tarafların açık iradeleri ile karar verilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/5 K: 1997/438 T: 21.5.1997
Vergi kayıtları mülkiyet belgesi olmayıp; zilyetlikle birleşip doğrulanmadıkça hukuki değer kazanamazlar. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/772 K: 1997/46 T:5.2.1997
Taşınmazın mera olarak tahsisinden sonra bu niteliğini kaybettiği tarihten itibaren yirmi yıllık sürenin dolmaması halinde taşınmaz zilyet lehine değil hazine adına tescil edilir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/1004 K: 1996/21 T:31.1.1996
Zilyetlik tapu siciline şerh edilebilir haklardan değildir. Medeni Kanun' un değinilen maddelerinde ve Tapu Sicil Nizamnamesi'nde sayılan veya özel kanunlarında belirtilen hakların dışında hiçbir hakkın tapu sicilinin şerhler veya beyanlar hanesinde gösterilmesinde yasal olanak yoktur. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/673 K: 1995/845 T: 25.10.1995
Tapulama dışı bırakılan yerler hakkında, tespit dışı bırakma işlemine karşı, kadastro mahkemesinde itirazda bulunulabileceği gibi, genel mahkemelerde de dava açılabilir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/17-352 K: 1995/605 T: 7.6.1995
Doğrudan doğruya hayrattan olan mallar zamanaşımı ile kazanılamaz. Çekişmeli taşınmazın vakıf adına tapuya tesciline, üzerinde bulunan muhdesatın 3402 sayılı Yasanın 19. maddesi gereğince nitelik ve özellikleri belirtilmek suretiyle kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması isabetsizdir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1994/14-855 K: 1995/242 T: 29.3.1996
Orman kadastrosu, bir kadastro işidir ve bu nedenle itiraz halinde davanın kadastro mahkemesinde görülmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1994/848 K: 1995/75 T:15.2.1995
Genel yola çıkmak için yeterli yolu bulunmayan taşınmaz sahibinin, komşunun taşınmazından geçit isteyebilmesi için yeterli yol kavramını "zaruret hali" olarak kabul etmek gerekir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1993/487 K: 1993/601 T: 20.10.1993
İnşaatın, imar uygulaması sonucundaki imar çapına yapılması durumunda, davanın, genel hükümler dairesinde paydaşın paydaş aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği olarak nitelenmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1992/187 K: 1992/295 T:6.5.1992
Kumluk, sazlık, bataklık vb. taşınmazlar kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında olsa da özel bir yasa ile izin verilmesi durumunda üzerlerinde özel mülkiyet kurulabilir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1983/578 K: 1985/349 T: 24.4.1985
Zilyetlik sürelerinin birbirine eklenebilmesi için, zilyetlik süresi eklenecek önceki zilyetlerin de kazandırıcı zamanaşımından yararlanma haklarının bulunması gerekir. Devamını Oku