İstatistikler
5467
Yazılar
0
Yorumlar
23210
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/7378 K: 2005/9865 T. 15.11.2005
Taşkın binanın bulunduğu taşınmaz maliki veya o taşınmazda mülkiyetten başka aynı hak sahibi olup el atmadan zarar gören kimselerin, taşınmaza el atıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. Taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının davacı adına tescili için, taşkın kısmın ana taşınmazdan ayrılarak müstakil parsel oluşacak veya davacıya ait taşınmazla birleştirilecek şekilde ifrazının mümkün olması gereklidir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/2957 K: 2004/3877 T: 20.1.2004
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1991/501 K: 1991/6714 T: 11.07.1991
Kıyı kenar çizgisi Valiliklerce oluşturulan komisyonca tesbit edilir. Böyle bir belirleme yapılmamışsa, istem halinde anılan komisyonca bunun yerine getirilmesi zorunludur. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1983/7839 K: 1984/3362 T. 7.5.1984
Genel yola çıkmak için geçit hakkı istenebilir. Denizden yararlanma gayesiyle geçit hakkı tanınması istenemez. Belediye Encümeni kararının, Tapu İdaresince yerine getirilip, getirilmemesi idari işlem olup, idari yargının denetimine bağlıdır. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/18-335 K: 2002/373 T: 08.05.2002
Kamulaştırma Kanununa göre taşınmazın niteliklerinin ve bu çerçevede gerçek değerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilip belirlenmesi gerekir. Bilirkişi kurulu raporlarının mahkemece eksik veya hatalı görülmesi halinde ek raporlarla bunun tamamlattırılması, buna rağmen sonuç alınmaması veya bilirkişinin yetersiz bulunması halinde de yeniden bilirkişi kurulu oluşturulup mahallinde inceleme yapılarak bu kuruldan rapor alınması sureti ile sonuca ulaşılması gerekir. Hakimin kendiliğinden ve özellikle müşahedeye dayalı olmaksızın taşınmazın niteliğini belirleyip buna göre değerlendirme yapması doğru değildir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/5-252 K: 2003/324 T: 09.04.2003
Kamu yararının gerek kıldığı hallerde re’sen araştırma ilkesi uygulanacağından kamulaştırmasız el konulan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin bir davada re sen araştırma ilkesinin uygulanması gerektiği konusunda duraksama bulunmamaktadır. Kamulaştırmasız el koyma nedeniyle ister el önlenmesi davası isterse yer bedeli veya tazminat yada ecrimisil davası açılmış olsun, davacının iddiasının araştırılması bilirkişi incelemesine bağlıdır. Öteden beri Yargıtay İçtihatlarında kamulaştırma hukukunda olduğu gibi, Kamulaştırma Kanunu’nun 11. maddesinde öngörülen emsal incelemesindeki ilkeler aranmaktadır. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-227 K: 2006/265 T.3.5.2006
Kadastro Kanunu'nun 16. maddesinde kamu malları; hizmet malları, orta malları, sahipsiz mallar ile genel sular ve ormanlar olmak üzere dört gruba ayrılmış; anılan maddenin b bendinde, orta mallarından olan meraların özel mülkiyete konu teşkil etmeyecekleri belirtildikten sonra, c bendinde ayrıca açıklanan sahipsiz yerlere ilişkin bu şekilde bir düzenlemeye yer verilmemiştir; buna göre meralar, özel mülkiyete konu olamazken; sahipsiz yerlerin, devletin veya özel bir kişinin mülkü haline gelmesi imkan dahilindedir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/1-1067 K: 2002/20 T: 23.1.2002
Tapu dışı satım geçerli hale geldikten sonra davacı tapu ile taşınmazı satın almışsa da 3402 sayılı kanunun 13/b-b maddesi uyarınca önceki satışa değer verilmesi gerekeceğinden tapu dışı satışı bilmesi icap eden kişi olan davacı tkm. 931 ve tmk.'nun 1023 maddesi hükümlerinden yararlanamaz. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-370 K: 2002/432 T: 29.5.2002
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler için, resen araştırma kuralı geçerli bulunduğundan, usuli müktesep hakkın doğup doğmadığı değerlendirilirken, öğreti ve yargısal kararlar ile birlikte çekişmeli taşınmazın niteliğine ilişkin kanıt ve saptamalar birlikte irdelenmelidir; uyulan bozma kararının taraflarından birisi yararına herhangi bir hak meydana getirmediği durumlarda, usule ilişkin kazanılmış haktan söz edilemeyeceği. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/16-764 K: 2002/769 T: 2.10.2002
Hakim davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına hüküm veremez; buna karşın re'sen araştırına ilkesinin uygulandığı kamu düzenine ilişkin hallerde mahkeme, kamu düzeni düşüncesi ile talepten fazlaya da karar verebilir; dava mirasçılar tarafından üçüncü şahsa karşı açılmışsa ve hâkim davayı açan mirasçı dışında başka mirasçılar olduğunu tespit ederse 3402 sayılı Yasa’nın 30/2 maddesindeki kuralı uygulayarak re'sen delilleri toplayıp o mirasçılar yönünden de karar verecektir; buna karşın dava ortak miras bırakanın mirasçıları arasında ise bu halde sadece davacının payı yönünden hüküm kurmak gerekir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/20-1063 K: 2000/6 T: 26.1.2000
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22. maddesi ile tahditleri yapılarak kesinleşmiş ve tescil edilmiş ormanlara ait kayıt ve belgelerin tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılacağı ve 4. Maddesinin 3. fıkrası ile de orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulması gerektiği hükme bağlanmış olup; kural olarak kesinleşen orman tahdidi mevcut ise uyuşmazlık memleket haritası ve hava fotoğraflarının uygulanması yoluyla çözümlenemez. Hal böyle olunca davada Hazine’nin salt orman savı ile açtığı davasının reddine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1994/2380 K: 1994/5531 T. 10.5.1994
Deniz sınırının saptanabilmesi için, kıyı kenar kıyı çizgisinin belirlenmiş olması ve ilan edilmiş olması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1076 K: 2005/4231 T.3.5.2005
Kural olarak ilke olarak mülkiyet hukuku yönünden kıyı-kenar çizgisinin belirlenme görevi adli yargı yerine aittir; ancak 3621 sayılı yasanın 5 ve 9. maddeleri hükmünce idarenin belirlediği ve idari yargı yerine başvurulmaması yüzünden yargı yolunun kapanmış olması nedeniyle kesinleşmiş kıyı-kenar çizgisi bulunursa adli yargı yerinde saptamanın buna uygun yapılacağı kabul edilmiştir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/10282 K: 2006/553 T.31.1.2006
13.3.1972 tarih 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda kıyıların menfaati umuma ait yerlerden olduğu, 28.11.1997 tarih ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu Kararı'nda da ilke olarak mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenme görevinin Adli Yargı yerine ait bulunduğu, ancak 3621 sayılı yasanın 5 ve 9. maddeleri hükmünce idarenin belirlediği ve İdari Yargı yerine başvurulmaması yüzünden yargı yolunun kapanmış olması nedeniyle kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi bulunursa Adli Yargı yerinde saptamanın buna uygun yapılacağı kabul edilmiştir. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4562 K: 2004/5273 T.2.7.2004
Teknik bilirkişi tarafından düzenlenen krokiye göre parselin kuzeyi Karadeniz ile çevrilidir; bu durumda, dava konusu taşınmazın denizin devamı olan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kumluk bir yer olup olmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi gerekir; dava, tescil isteğine ilişkindir; bu tür davalarda hazine ve belediye yasal hasım olup, hiçbir halde yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamazlar. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/2343 K: 2003/3443 T.13.5.2003
Bir yerin kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla tapuya tesciline karar verilebilmesi için diğer kazanma koşulları yanında taşınmazın niteliği itibariyle özel mülkiyet şeklinde tescile elverişli yerlerden olması gerekir; dava konusu taşınmaz kumluk olarak tespit dışı bırakılan bir yerdir; paftaya göre taşınmazın kuzeyinde karadeniz yer almaktadır; taşınmazın denizin devamı olan kumsal bir yer olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/458 K: 2004/1318 T.6.4.2004
Komşu taşınmazlarla ilgili davalar ayrılmışsa da uyuşmazlığın niteliği ve davanın tarafları dikkate alındığında biri hakkında verilecek hükmün diğer davanın sonucunu etkileyeceğinden davalar arasında fiili ve hukuki irtibatın varlığının kabulü gerekmekle; dava dosyalarının birleştirilmesi zorunludur. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/7721 K: 2004/8013 T.30.6.2004
Mahallinde keşfen yapılacak uygulama sonucunu, gerçekten de çekişmeli taşınmazın bir bölümünün veya tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı ve kamu malı niteliğinde olduğunun saptanması halinde, dava dışı paydaş veya hakkındaki dava reddedilen ölü paydaşın mirasçıları yönünden de dava açılması, tüm paydaşlar bakımından hüküm kurulması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/368 K: 2004/3620 T.30.3.2004
3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisi adli yargı tarafından saptanır. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/13966 K: 2004/270 T.21.1.2004
Tapu iptal ve tescil davasında, bilirkişi incelemesinde tapu kaydının nizalı taşınmazları kapsamadığı sonucuna varılırsa zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılır. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2002/7402 K: 2002/8605 T.4.7.2002
Mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya aittir; ancak idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/10481 K: 2004/11294 T.14.10.2004
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve bu nedenle tespit dışı bırakılması gereken taşınmazlar hakkında tespit tutanağı düzenlenmiş olsa bile yok hükmünde sayılan işlemler, önceki 766 sayılı yasanın 31/2 halen yürürlükte bulunan 3402 sayılı yasanın 12/3 maddelerinde yazılı olan 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi değildir; kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kumluk yerlerinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu tartışmasızdır. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/11127 K: 2004/11401 T.18.10.2004
Dava konusu olayda, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede idarece 3621 sayılı yasa hükümleri uyarınca kıyı kenar çizgisi tespiti yapıldığı, ancak anılan tespite dayalı çizginin davalılar yönünden kesinleşmediği anlaşılmaktadır; bu tür durumlarda kıyı kenar çizgisinin mahkemece saptanması asıldır; ancak, idarece belirlenip kesinleşmemiş olan kıyı kenar çizgisinin çekişmenin çözümü bakımından takdiri delil olarak değerlendirilip gözönünde bulundurulacağı kuşkusuzdur. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2006/6428 K: 2006/8888 T.19.9.2006
Kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiği. Devamını Oku