İstatistikler
5467
Yazılar
0
Yorumlar
23210
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2008/11196 K: 2008/12752 T: 18.11.2008
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2008/11 K: 2008/2784 T: 11.03.2008
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun'un 7/a maddesi ve yerleşen içtihatlara göre tahliye taahhütnamesi sebebiyle açılan davalarda tahliye kararı verilebilmesi için taahhütnamenin sözleşmenin yapılmasından sonra, kiralananda oturulurken serbest irade ile verilmesi gerekir. Bu özellikleri taşımayan taahhüde dayanarak tahliye kararı verilmesi mümkün değildir. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2007/7385 K: 2007/9531 T: 17.09.2007
6570 sayılı Yasa'nın 7/son maddesine dayanılarak açılan tahliye davasında tahliye kararı verilebilmesi için, davalı veya eşine ait olduğu ileri sürülen konutun kiralananla aynı şehir veya belediye hudutları içinde olması ve davalının sosyal durumu, aile nüfus sayısı itibariyle oturmasına elverişli bulunması gerekir. Bu iki koşulun bir arada bulunması zorunludur. Mücavir alanda olduğu halde belediye hududu içindeki yerlerden farksız her türlü belediye hizmetlerinden yararlanılan yerler de bu maddenin kapsamı içinde sayılır. Davalı kiracı veya eşine ait konutun; kiralananla aynı şehir veya belediye hudutları dahilinde olup da davalının sosyal durumu, aile nüfus sayısı ve sağlık koşulları itibariyle oturulabilir nitelikte ise tahliye kararı verilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2004/2575 K: 2004/2693 T: 13.04.2004
İhtiyaçtan tahliye kararı verilebilmesi kiralananın olduğu gibi kullanılmasına bağlıdır. Mahallinde yapılan keşifte binanın yıkımına başlandığı anlaşıldığından, mahkemece ihtiyaçtan tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2019/2702 K: 2019/4829 T: 22.05.2019
Konut ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2002/2802 K: 2002/2985 T: 02.05.2002
İhtiyaç nedeniyle tahliye davasının, kira akdinin hitamını takip eden 1 ay içinde açılması gerekir. Bu süre içinde veya daha önce tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse dava açına hakkı, bildirimi takip eden dönem sonuna kadar saklı tutulmuş olur. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2014/13336 K: 2015/39 12.01.2015
Yasada öngörülen ihtiyaç devamlılık arz eden bir ihtiyaç olup, geçici ihtiyaç tahliye nedeni olarak kabul edilmemiştir. Ancak uygulamada yazlık ihtiyacı yaşam biçimi olarak sürekli konut ihtiyacının bir devamı olarak nitelendirilmiştir. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2015/9846 K: 2015/9056 26.10.2015
098 Sayılı TBK.nun 350/1. maddesi uyarınca ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak davalarda dava hakkı kural olarak kiraya verene aittir. Ancak kiraya veren durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların davaya katılmaları sağlanamaz ise miras bırakanın terekesine temsilci atanması sağlanarak temsilci huzuruyla dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin olan bu hususların mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2018/1050 K: 2018/2136 07.03.2018
Konut ihtiyacına dayalı davalarda ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığı açısından yeterlidir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/9171 K: 2018/2618 19.03.2018
ahkemece açılacağı bildirilen büfe için herhangi bir işyeri ruhsat başvurusu yapılmamış olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, işyeri ruhsat başvurusu daha sonra da yapılabileceğinden, bu hususun başlı başına ihtiyacın samimi olmadığını kanıtlamaya yeterli olmadığı açıktır. Mahkemece yapılacak iş; dava konusu kiralananın yapılacak işe uygun olup olmadığına ilişkin bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine elverişli ve ayrıntılı rapor alınarak dinlenen tanık beyanları da değerlendirilmek suretiyle ihtiyaç iddiası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken, hukuki olmayan sebebe dayanarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2020/2064 K: 2020/3826 02.07.2020
Davacı kiracının dava konusu kiralanana taşınırken ve kiralanandan ayrılırken yaptığı taşınma /nakliye masraflarının süresinden önce fesih nedeniyle uğranılan zarar (menfi zarar) ya da faydalı ve zorunlu masraf kapsamında değerlendirilmesi ve talep edilmesi mümkün değildir. Buna yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Devamını Oku
Danıştay İDDK E: 2019/158 K: 2019/158 T: 20.05.2019
Özet: “Yapı Kayıt Belgesi verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar” konulu Tebliğin 6. ve 7. maddelerinin iptali ve yürütmenin durdurulması ile Tebliğin dayanağı olan ve 11/05/2018 günlü, 7143 sayılı Yasa ile 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. maddenin Anayasaya aykırı… Devamını Oku
Danıştay 14. Dairesi E: 2019/17350 K: 2019/8598 T: 03.10.2019
Yapı kayıt belgesi verilmesine dair işlemlerin, 2575 sayılı Kanunun 24. maddesinde tahdidi olarak sayılan ilk derece mahkemesi olarak Danıştayın karara bağlayacağı işlemler kapsamında olmadığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümü görevi, 2576 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca idare mahkemelerine ait bulunmaktadır. Öte yandan, 2577 sayılı Kanunun 34. maddesine göre yetkili idare mahkemesi, taşınmazın bulunduğu yer olan Konya İdare Mahkemesidir. Devamını Oku
Danıştay 10. Dairesi E: 2019/10081 K: 2019/10146 T: 11.12.2019
Yapı kayıt belgesinin dava konusu eczanenin bulunduğu taşınmazı da kapsaması halinde, davaya konu eczanenin imar mevzuatına aykırılık sebebiyle eczane vasfını kaybettiğinden ya da burada eczacılık hizmetlerinin yürütülmesinin fiilen mümkün olmadığından ve böylece dava konusu işlemin hukuka uygun olduğundan bahsedilemez. Devamını Oku
Danıştay 14. Dairesi E: 2018/3537 K: 2018/5301 T: 13.09.2018
Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 16. maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlediği, İmar Kanunu uyarınca ruhsat, yapı kullanma izin belgesi, ruhsatsız ve ruhsata aykırı yapılarla ilgili olduğu, davacı iddiaları ile iptali istenilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde ise kimyasal madde sektörü, kimya mühendisliği ve kimya mühendisliği hizmetleriyle menfaat ilişkisini kuracak nitelikte olmadığı, dava konusu işlemin davacı TMMOB Kimya Mühendisleri Odası tüzel kişiliğinin menfaatini etkilemediği sonucuna varılmıştır. Devamını Oku
Danıştay 14. Dairesi E: 2015/8519 K: 2019/5673 T: 25.09.2018
3194 sayılı Kanunun 32. maddesi hükmünde belirtilen "Yapı Tatil Tutanağı"nın ihtiva etmesi gereken unsurları taşımadığı anlaşılmıştır. Bu durumda; para cezası verilebilmesi için yapı tatil tutanağında belirtilen taşınmazın ruhsat ve eki mimari projesine aykırı kullanımının hangi inşai faaliyet ve imalat sonucu meydana geldiğinin ayrıntılı, nitelik ve ölçüleri belirli, açık, anlaşılır şekilde ortaya konulmadığı anlaşıldığından, söz konusu yapı tatil tutanağı esas alınarak para cezası verilmesine ilişkin dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık, temyize konu Mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmemiştir. Devamını Oku
Danıştay 14. Dairesi E: 2018/2019 K: 2018/7080 T: 04.12.2018
Yapı kayıt belgesinin davalı idareye sunulması üzerine dava konusu 09/12/2013 günlü, 506 sayılı belediye encümeni kararı ile verilen para cezasının ve yıkım kararının iptaline karar verildiği dikkate alınarak, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir Devamını Oku
Danıştay 14. Dairesi E: 2017/803 K: 2019/93 T: 15.01.2019
Uyuşmazlık konusu olayda, farklı parseller üzerinde bulunan ruhsata aykırı yapılar hakkında ayrı ayrı encümen kararları ile para cezası verildiği, her bir işlemin farklı hukuki sonuçlar doğurduğu ve yargısal denetimlerinin ayrı ayrı yapılacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde, para cezalarının tahsili için ayrı ayrı ödeme emri düzenlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Yapı kayıt belgesi ilgili belediyesine verildikten sonra 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği düzenlemesi karşısında, söz konusu işlemleri tesis eden idarelerce gerekli iptal işlemleri yapılacağı Devamını Oku
Danıştay 14. Dairesi E: 2018/4539 K: 2019/507 T: 24.01.2019
İdare Mahkemesi kayıtlarına 14/08/2018 tarihinde giren karar düzeltme dilekçesi ekinde, davacının imar barışı kapsamında dava konusu yapıya ilişkin olarak 05/07/2018 günlü, 31170 başvuru numaralı UNADM46H belge nolu "Yapı Kayıt Belgesi"ni alması nedeniyle, davalı idare tarafından dava konusu para cezasının iptal edildiğine ilişkin 18/07/2018 günlü, 137 sayılı Kepez Belediye Encümeni Kararının sunulduğu görülmüştür. Bu durumda yapı kayıt belgesinin davalı idareye sunulması üzerine dava konusu para cezasının iptaline karar verildiği dikkate alınarak, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Devamını Oku
Danıştay 14. Dairesi E: 2018/1804 K: 2019/722 T: 31.01.2019
Davacı tarafından dosyaya sunulan yapı kayıt belgesi ile birlikte davalı belediye başkanı imzalı yıkım ve imar para cezasının iptal edildiğine dair yazının dava konusu taşınmaza ilişkin olup olmadığının, ayrıca dava konusu işlemlerin iptali yönünde davalı idarece verilmiş encümen kararının bulunup bulunmadığının araştırılarak İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. Devamını Oku
Danıştay 14. Dairesi E: 2018/279 K: 2019/1435 T: 27.02.2019
3194 sayılı Kanunun Geçici 16. maddesinin 4. fıkrası ve Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin 6. maddesinde yer alan, yapı kayıt belgesi ilgili belediyesine verildikten sonra 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği düzenlemesi karşısında, söz konusu işlemleri tesis eden idarelerce gerekli iptal işlemleri yapılacağı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2018/5259 K: 2018/5259 T: 11.04.2019
Tebliğin tümü incelendiğinde, dayanak İmar Kanununun geçici 16. maddesine aykırı bir hususa da rastlanılmamış olup, 10/2 maddesinde yer alan "...ve yanlış beyanda..." ibaresi ile Tebliğin 5. maddesinin 2. fıkrasının a bendi, 20.09.2018 tarihli 30451 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikler ile yürürlükten kaldırılmıştır. bu itibarla, uyuşmazlığa konu düzenlemenin tümü ve dava konusu edilen madde yönünden yapılan değerlendirme neticesinde, dayanak yasa maddesine uygun olduğu görülen tebliğde mevzuata aykırılık bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2018/6401 K: 2018/6401 T: 11.04.2019
3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesinde yapı kayıt belgesinin yapının kullanım amacına yönelik olduğu belirtilmiş, yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yapılarda, yapı kayıt belgesi ile maliklerin tamamının muvafakatinin bulunması ve imar planlarında umumi hizmet alanlarına denk gelen alanların terk edilmesi halinde yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebileceğine ilişkin hükümlere yer verildiği görülmüştür. Bu itibarla, uyuşmazlığa konu düzenlemenin tümü ve dava konusu edilen madde yönünden yapılan değerlendirme neticesinde, dayanak yasa maddesine uygun olduğu görülen tebliğde mevzuata aykırılık bulunmadığı Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2019/14284 K: 2019/5141 T: 29.05.2019
Uyuşmazlık konusu yapılar hakkında Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmiş ise de, işlemi tesis eden Bolu İl Encümeni tarafından dava konusu işlemin iptaline ilişkin bir kararın dosyaya sunulmamış olduğu dikkate alındığında, İdare Mahkemesince işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda hüküm kurulmasında hukuki isabet görülmemiştir Devamını Oku